Deli Hastanesinden Kaçış

45 2 0
                                    

Geniş bir kapıdan geçtik. Askerler hala kolumu kangren edecek güçte sıkı tutuyorlardı. Başım dönüyordu bayılacak gibi olmama rağmen hala düzgün yürüyordum. Birden sankii bana elektrik vermişler gibi enerjik hissettim. Güçlerimi kullanıp iki kaslı sersemden kurtulabilirdim. Ama yapmadım çünkü burası sıradan bir deli hastanesi değildi. Benim gibilerin getirildiği bir deli hastanesiydi. Bu yüzden eski görünümünün aksine heryer lazerli alarm sistemleri ve sürekli devriye gezen güvenliklerle doluydu. 615 numaralı odaya getirdiler beni deli elbisesini çıkardılar üstümden. Ve beni banyoya soktular. Yoksa ne bana banyo mu yaptırıcaklardı ? Üzerimi çıkarmaya kalkan hemşireye engel oldum.

-Banyomu kendim yapabilirim.

-Pekala. Ama seni kapının önünde beklmek zorundayım.

-Tamam.

Bu konuşma ona deli olmadığımı kanıtlamalıydı. Sıcak bir banyo için sabırsızlanıyordum. Ama su sıcaklaşmıyordu. Bu şekilde yapamayacağıma karar verince saçımı öne eğdim biraz ıslattım asılı havlulardan birini alıp kendime sardım ve banyo yapmışım süsü vermek için suyu açıp kapadım. Banyodan çıktığımda hemşire söylediği gibi oradaydı.

-Hadi bakalım şimdi üstünü giy.

-Banyodan sonra napılacağını biliyorum. Baksana ben deli falan değilim anlatabiliyo muyum ? Hatta burdaki herkesten daha zekiyim diye karşılık verdim.

Kadının suratında alaycı bi gülüş oluştu. Cidden çok sinirlendim. Zemine bakan parmak uçlarımdan şeffaf ama koyu renkte kırmızı bi ışık huzmesi uzamaya başladı. Sonra kafamı kaldırdım ışık hızlı bi biçimde yok oldu. Kadın elindeki kağıda not almayı bitirdiğinde beni kolumdan tutup yatağa yatırdı.

Ve kelepçeleri yatağa taktı sonra gözüklerini çıkararak bana baktı ve derin bir iç çekti. Gözlüklerini taktı ve odadan çıktı. Kelepçeleri koluma bağlmamıştı. Kadının bakışlarının altında bir anlam mı yatıyodu ? Yaklaşık 5 dakika sonra kadın odaya girdi.

-İyi misin Benjamin ?

-Sanırım daha iyi olabilirim. Anne ve babamı arayıp beni onlarla konuşturursanız gerçekten daha iyi olucam.

-Üzgünüm Benjamin ama bunun mümkün olmadığınısende biliyosun burdan dışarıyla iletişim kesinlikle yasak.

Daha sonra elimi kendi ellerinin arasına aldı. biraz okşadı ve elimin içine bir kağıt bıraktı. Sonra hızlı adımlarla odadan çıktı.

Kağıt katlanmıştı ve dışında okuduktan sonra bu kağıdı yok et ;) yazıyordu. Kağıdı açtım uzun bir şeyler yazmıştı,

'Benjamin sana yardım edicem. Kızım Margo tıpkı senin gibi o da bu hastanede 618 numaralı odada ama kimse kızım olduğunu bilmiyor. Bana şimdi okuyacakların yüzünden çok kızabilirsin. Ama başka çarem yoktu lütfen beni affet. Tuvalette bulduğun o siyah kitabı oraya ben bıraktım. Okuduğun okul kızımında okuluydu ta ki 2 sene önce bu hastaneye yatırılıncaya dek. Onunda senin gibi sadece özel olarak tanımlanabilecek güçleri var. Ve çok tehlikeli hatta bu gücü tehlike ile sıfatlandırmak az kalır. Margo dokunduğu şeyin yaşam enerjisini emiyor. Hatta kontrolden çıkarsa dokunduğu şeyi saniyesinde öldürebilir. Yıllardır bir çözüm arıyorum. En sonunda panzehiri buldum. Ama bunu kızıma içirdikten sonra beni hapse atacaklardır. Senden isteğim kızımı alman ve kaçırman. Los Angeles'a orada bir evim var eşyaları herşeyi yerli yerinde odandaki gardıropta ise size nerdeyse ömür boyu yetecek kadar para var. Özel güçlerin telekinezi ve telepati ile sınırlı değil. Elinden çıkan o ışık huzmesiyle insanların beynine girip onlara istediğini yaptırabilirsin. Tahmin ettiğinden çok daha güçlüsün. Başka çarem yok tek umudum sensin Benjamin Montgomery.'

Gözlerim şaşkınlıktan açılmıştı kafamı yavaşça kaldırdım. Aslında bu fikir çok cazipti. Hayatımı yeniden düzene sokabilir ve Margo ile yeni bir hayata başlayabilirdim. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Ertesi sabah kahrolası alarm ile uyandım. Uyandığımda hemşire başımdaydı.

-Kabul ediyorum.

Kadının suratında ki mutluluk ifadesi kelimeler ile anlatılamaycak kadar büyüktü.

-Notu yok ettin mi ben ?

-Evet telekinezi ile parçaladım. Peki ne zaman gidicez ?

-Bu gece. İşte uçak biletleriniz.

-Dur sakın çıkarma biletleri.

Kamera devredeydi. Kameraya baktım kendimi biraz zorladım kameranın ışıkları söndü.

-Dün notuda kameraları kapatıp okudum.

-Harikasın al hadi çantaya koy. Sizi bu akşam yemekten sonra hastaneden çıkarıcam. Telefonuda al rehberde taksi numarası var. Çıktığınız yerden düz yürü ilk dönüşten sağa dön biraz daha ürü otobana çıkarsın taksi durağı yakınlarda.

-Tamam.

Öğle yemeğinden sonra odaya yeniden güvenlikler eşlğinde götürüldüm. Farkettim ki benim bulunduğum katta sadece iki kişi vardı. Margo ve ben. Ve gördüğüm kadarıyla sadece bana güvenlikler eşlik ediyodu. Diğer hastalara hemşireler yardım ediyordu. Sanırım tahmin ettiğimden daha tehlikeli görünüyorum. akşama doğru kapım aralandı. Gelen hemşireydi. Adını hala bilmiyordum. Sonra yaka kartını farkettim. Adı Jade idi.

-Hadi Ben hazırlan gidiyorsunuz. İşin zor kısmı burası. Ayrıca unutma Margoun güçleri yok olmadı panzehir onu kontrol altına aldı. Eldiven ile dokunursa hiçbirşey olmuyor. Beni takip et. Hastanede sadece güvenlikler kaldı. Onlara yakalanırsan yapman gerekeni biliyosun. Margo bizi bekliyo hadi.

-Ama yakalandığımızda ya yapamassam güçlerimi ya kullanamazsam ?

-Yapabilirsin sana güveniyorum.

Tamam anlamında kafamı salladım. Kıyafetlerimi değiştridim rahat hareket edebilmek için likralı bi pantolon giydim. Hemen hızlı adımlarla aşağı indik. Güvenliklerin ikisini atlattık. Jade peşimizde değildi. Daha sonra en zor olan yere geldik tam 8 güvenlik bir sağa bir sola dolaşıyolardı. MArgoyla yavaş yavaş geçerken Margo hapşırdı.

-Hapşuu !!

Hemen peşinden güvenlik,

-Hey napıyosunuz siz burda

-Kaç Margo kaç !

Margoyla hızla koşarken adamın anons geçtiğini duydum. Önümüze ondan fazla güvenlik dizildi. Arkadanda bi o kadar geliyordu. En sonunda çevremizde bi çember oluşturdular. Tek çaremiz vardı. Yapabilirdim.

-Geri çekilin !

-Hiçbişey yapamazsınız 2 kişiye 24 kişi ha üstelik sizler...

Adamın suratında pis bi gülümseme oluştu.

-Beni hafife almamalıydın.

Gözlerimi kapadım enerjinin içimde dolduğunu hissettim kollarımı açtığımda bi kalkan gibi oluşan kırmızı küre bütün güvenlikleri savurdu.

-Beni hafife almamanız gerektiğini söylemiştim.

Margo güldü. Elinden tuttum ve hızlıca koştuk Jade'in söylediği yere gittik. Taksi bizi orda bekliyordu.

Aklımdan şöyle geçirdim artık kurtulduk. Hayatıma yeniden başlayacağım. Peki ya güçlerim onlarla yaşamayı nasıl öğrenicem ?

Korku Ve NefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin