" Şimdi, sizin beni anlamadığınızı çok net görüyorum. Madem sizinle anlaşamıyoruz, yirmi dakika içinde yurtlarınıza gidiyorsunuz, valizlerinizi bırakıyorsunuz, kendi eşyalarınızı alıp giyiniyorsunuz ve burada hazır oluyorsunuz. Size sohbet etmek için oldukça iyi vakit vereceğim." Dedi. İşte şimdi sıçmıştık.

Bir anda bahçede koşuşturma başladı. Herkes arkamızda kalan binalara doğru koşturuyordu. İyi ki tek valizle gelmiştim ve iyi ki küçük valizle gelmiştim. Gizem valizlerini taşımakta oldukça zorlanıyor görünüyordu. Boşta olan elimle de onun valizine yardım etmeye başladım.

" Teşekkürler." Diye mırıldandı. Ben de karşılığında gülümsedim. Kalabalığı arasında yurt binasına doğru koşturuyorduk. Kızlar ve erkekler ayrı binalarda kalıyorlardı. Binaların üzerinde koca harflerle kız ve erkek yazıyordu. Erkekler sol tarafa bizde sağ tarafa doğru yürümeye devam ettik. Sonunda binanın içine girmeyi başardığımızda, dışına göre oldukça ferah bir yerle karşılaşmıştık. İçerisi ter temiz ve ışıl ışıldı. Açık renk fayanslarla döşenmişti.

Karşımızda açık renk ahşaptan yapılmış kocaman bir masa duruyordu. Üç tane bayan görevli vardı. Üçü de siyahlar içindeydi. Ama dışarıda gördüğümüz ağır guruptan değillerdi. Bunlar daha yalın giyinmişlerdi. Siyah pantolon ve siyah tişört. Hiçbir aksesuar yoktu. Bir yanlarında silah, diğer yanlarında ise cop vardı. Umarım bizim üzerimizde kullanamazlardı. Biri valizleri alıp deftere imza attırıyordu. Diğeri ise kutulardan kıyafet dağıtıyordu. İlk gelmeyi başaranlar, ellerinde beyaz ağırlıklı kıyafetler taşıyordu. Son görevli ise iple bağlanmış kimlik şeklide kartlar dağıtıyordu. En uzun süren uğraşı da burasıydı.

Valizimi görevliye teslim ettiğimde kadın bir süre öylece yüzüme bakmıştı. " Bu kadar mı eşyaların?" dedi. Çok mu tuhaftı bu durumdu. Başımla onayladım. O da bana bakmaktan vazgeçip önündeki kâğıda odaklandı. " Adın?" dedi başını kâğıtlardan kaldırmadan.

" İnci." Dedim. Kadın elindeki listede adımı bulup kalemi önüme bıraktı. Adımın karşısına imza atıp sıradaki görevliye geçtim.

" Bedenin?"

" 36" Dedim. Kadın başını sallayarak arkada duran kutuları karıştırmaya başladı. Dört paket kıyafet bıraktı önüme. İki çift de spor ayakkabı.

" Adın?" dedi diğerleri gibi üz bir sesle.

" İnci?" kısa sürede adımı bulup imzalamamı sağladı.

Eşyalarımı alıp diğer kadının önüne doğru yürüdüm. " Adın?" dedi hiç yüzüme bakmadan. Onun ilgilendiği önündeki kart yığınıydı.

" İnci." Dedim son olmasını umarak. Üzerinde resmim olan bir kart uzattı. Ne yazdığını ya da ne olduğuna bakacak vaktim yoktu. Adımın karşısını imzalayıp merdivenlere yöneldim. Önümdeki kızlar kartlarına bakıyorlardı. Anlaşılan kalacağım oda orada yazıyordu. Bende zorlukla da olsa kartı kaldırıp üzerindeki yazılara baktım. Sonra oda numaramı gördüm. "6 -6"

İkinci kata çıktığımda odamı bulmayı başarmıştım. Kolumdaki saat şu an on beş dakikanın geçtiğini gösteriyordu. 6 numaralı yatağı bulup kıyafetleri yatağın üzerine bıraktım.

Hızla üzerimdekileri çıkardım. Paketlerin üzerindeki yazılara bakıyordum. İkisi pijamaydı. İkisi de eşofman takımıydı. İlk elime geleni açıp hızla giyindim. Verilen ayakkabıları kutudan çıkarıp ayağıma geçirdim. Oldukça rahat ayakkabılardı. Verilen kartı boynuma taktım. Yeniden oda aramak istemiyordum. Hiçbir kıyafetime özenmeden 6 numara yazan dolabın içine tıkıp merdivenlere doğru koşmaya başladım.

Nefes nefese bir şekilde bahçeye varmayı başarmıştım. Ama ne yazık ki herkes benim kadar şanslı değildi. Kadın dediğini yapıp bahçeye inmişti. Üzerindeki ceketi çıkarmış sadece tişörtle kalmıştı. Boynunda hala düdüğü duruyordu ve bize yandınız der gibi bakıyordu.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIWhere stories live. Discover now