Kes sesini düşünüyorum!

Tam dyan zaferle sırıtıp geri çekildiğinde aklıma bir çözüm geldi. ''aman tanrım'' dedim sanki aklıma şimdi gelmiş gibi avucumu alnıma vurdum ve cüzdanımdan bir yirmilik daha çıkardım ve bana sanki sıyırmışım gibi bakan dyan'a uzattım. Zaten sıyırıksın! Kes sesini!

Dikkatimi tekrar dyan'a verip ona acırcasına baktım.'' Lütfen al.babanın parası olmadan ihtiyacın olacak.'' Gözleri öfkeyle alevlendi ve ellerini yumruk haline getirdi.''beni duymadın mı seni küçük sürtük! Babam-''

Sonra birden cümleyi yarıda kesti ve gözlerini büyüttü.''ne için ihtiyacım olacakmış?'' sonunda bir şeyleri anladığında genişçe sırıttım. Beni tanıyordu ve bir şeyler yapabilecek kadar umursamaz olduğumu biliyordu.ama az önce ondan korktuğum için sinirlenirken onu biraz daha oyaladım.'' Aslında dedim ki iyi bir insan ol ve dyan aşkına uyuşturucu bağımlılığı için yardımcı ol.''dedim aşırı sürtük bir ses tonuyla ve göz kırptım.

Şimdi yine sapıkça gülüyordu. Gerçekten bana inanmıştı. '' ah tessa her zaman badboylardan hoşlandığını biliyordum.ama bana aşkım demeyi henüz hak etmedin.bunun için bana başka bir şey vermelisin.'' Dedi derin sert sesiyle.beni süzerken bakışları özellikle bacaklarım ve göğüslerimde oyalanıyordu.içimden iğrenerek ürperdim.bunun için gözlerini oyabilirdim. Ama kendime hakim olup söylediklerini duymamazlıktan geldim. ''ama tabi parayı arabasının temizliği için kullanır ve bu ay uyuşturucu bağımlılığı ile başa çıkar.'' Dedim hala sahte sürtük sesimle.bu sefer biraz ileri geri sallandım.

Birkaç saniye içinde ne dediğimi anladığını suratında okuyabiliyordum.önce iğrenç sırıtışı soldu. Sonra gözleri şok içinde büyüdü ve gözleri nefretle doldu. Bütün yüzü kasılırken gözleri bir an kırmızı yandığına yemin edebilirim.

Beni öldürmek için zaman harcamadığı için şanslı sayılırdım.beni kenara itip yanımdan geçerek koşmaya başladı.tek söylediği.'' Seni lanet sürtük! Sen ne yaptın?!''

Kendimi tutamayıp gülmeye başladım.yüz ifadesi harikaydı! O kadar çok gülüyordum ki dyan'ın arkadaşlarının yanımdan koşarak geçmesini ve dan'İn beni tekrar iteklemesini umursamadım. Beşi o kadar hızlı koşuyordu ki son anda '' fikir benim değildi!'' diye bağırdım.

Sadece harikaydı! Özellikle de konu R8 olduğunda hepsinin ne kadar çabuk ortadan kaybolması! Herhalde ona gizlice bebeğim diyen bir tek ben değildim. Kısa bir süreliğine dolaplara dayanıp 'kötü çocukların' tepkisinin tadını çıkardım. Sonra toparlanıp cüzdanımı çantama attım ve gülerek inek çocuğun yanından geçerken. ''iyi günler! '' dedim.

Kurtarma olaylarımın hepsi böyle olacaksa bu daha sık olmalıydı bence! Bu surat ifadeleri mükemmeldi! Tek kötü tarafı param alışverişe yetmeyecekti ve kartı kullanmak zorunda kalacaktım.kötü kraliçe buna ne diyecekti kim bilir... sonunda sınıfıma ulaştığımda kapıyı kısaca tıklatıp cevap beklemeden içeri girdim.

''günaydın bay coleman!'' diye cıvıldadım onu açıklamasının ortasında bölerek. Kaşını kaldırıp beni süzdü. ''bizi varlığınız ile şereflendirdiğiniz için biz de sevindik bayan anderson ama.. '' kısaca saatine baktı '' yirmi dakika geç kaldınız.''

Sınıfta bakışlarımı gezdirdim.beş kişi daha eksikti ve eminim ikisi bir dahaki derste de gelmeyecekti.sınıfın geri kalanı da nerdeyse uyuyordu. ''sanırım pek bir şey kaçırmadım.'' Bu adamdan özür dilemeyecektim.aslında oldukça sinirli gözüküyordu.

''bu kadar utanmaz olmayın bayan anderson.hemen yerinize oturun bu ders sizden bir şey daha duymak istemiyorum! Bir dahaki derse zamanında gelmenizi istiyorum!'' bana kızgınca baktı.beni müdürün yanına göndermek istediğine emindim ama ondan da pek bir ceza almazdım çünkü babam okula büyük bağışlarda bulunuyordu.bay coleman artık bunun bir işe yaramayacağını tecrübelerinden biliyordu.

Ona şımarık bir gülümseme yollayıp arka sıralardan birine oturmak için hareketlendim ama beni boğazını temizleyerek durdurdu.''hayır bayan anderson bugün burada oturuyorsunuz'' dedi en ön sırayı işaret ederek.sıra arkadaşımı görünce itiraz etmek üzereydim.bu olamazdı!ama eğer bay coleman burada oturmak istemediğimi anlarsa bir daha asla oradan kurtulamazdım. Dilimi ısırıp çantamı masanın altına atıp ciara'nın yanına oturdum.ciara'nın nesi mi var?

Sürtük gibi giyiniyordu.pembe ruj,kısa etekler,göbek deliğine varan dekolteler. Üstelik ağabeyi götün teki olduğu için dünyanın karliçesi gib davranıyordu ve evet ağabeyi dyan'ın ta kendisi. Hala ondan neden nefret ettiğimi merak eden ?

Onda iyi olan tek şey sanırım stefanie gibi sürtükçe giyinsede böyle davranmamasıydı..aslında daha çok dyan kimseyi küçük kız kardeşine yaklaştırmadığı için de olabilirdi. Sinirle iç çektim.anlaşılan ciara da yeni sıra arkadaşından pek memnun değildi.burnunu kırıştırıp biraz uzaklaştı.harika bu eğlenceli olacaktı!

Birde dyan sınıfta kalıp bizimle aynı yılda olsaydı tam olacaktı.neyse ki bir üst sınıftaydı...

behind the screen (türkçe çeviri)Where stories live. Discover now