2. Bölüm

203 44 7
                                    

"Ulan ben senin ta a-"

"Sus gerizekalı benim." Bu kuzenim Ömerdi.

"Ne istiyosun?"

"Seni kurtarmaya geldim." Dedi ve piçimsi gülümsemesini attı.

"Ne diyorsun adam akıllı anlatsana şunu."

"Diyorumki seni bize götürcem. Yani okula gitmeyeceksiin!" Dedi gözlerini açarak.

"Saçmalama annem izin vermez." Dedim kalktım.

"Annen izin verdi hatta senin yerine rapor aldım 3 haftalık. Hazırlan hadi."
"Ahahahha. Çok komikti şimdi yalnız bırak beni."

"Kızım bak ciddiyim."

"Sen.. sen bi çıkarın olmadan bişey yapmazsın. Be isteyeceksin?"

"Ya canım kuzenim git hazırlan sen ayarladım ben."

Odama yönelerek

"Ah iyi tamam."

Bi bavul çıkardım, kıyafetlerimi doldurdum içine. Üstümü değiştirdim. Annemin yanına gittim. Annem ağlamaklı bi şekilde sarıldı.

"Yolun açık olsun kızım."

"Anne ne bu halin 3 haftalığına gidiyorum."

Babaannem araya girerek

"Ah şimdi deden olsaydı." Dedi.

O da ağlamaklı bi şekilde sanırım dedem olsaydı izin vermezdi anlamında söylemişti bunu ilk defa mantıklıydı.

"Tamam babaanne üzülme hepimiz bir gün öleceğiz hem bak 3 hafta sonra döneceğim ben." Dedim elimi onun omzuna koyarak.

"Ne diyorsun kız. Senin gitmene üzülen kim deden olsaydı şimdi aah, bizde çok gezerdik gençliğimizde." Dedi.

İlk defa ağzından bi sevgi sözcüğü çıkacak sandım ama değişen bişey yoktu neyse.

Eşyalarımızı aldık, koyduk otobüse. Yol 4 saatti. Nasıl geçecekti.

"Ömeer?"

"Ne?"

"Anlat şu işi anlamadım ben?"

"Lan bişisi yok işte bi varalım."

Salak ya. Hep böyleydi bu. Bi iyilik yapar tam sevinirsin sonucunda kötü bişey olur. Bi keresinde tahminen 7 yaşlarındayız, babaannemgilin bahçesindeydik, onun aklı yerindeyken. Ömer yanıma koştura koştura geliyor.

"Noldu?" Dedim.

"Sana erik toplayayımm mı?" Diye sordu.

"Tamam" dedim.

Çıktı ağaca. Arkasından birisi geliyor bağırarak. Meğerse Ömer bakkal Hüsnü nün camını kırmış. Saklanıyomuş. Benimde saçlar kısa ben sanmıştı. Bir olan azar işitmiştim.

Ömergilin evine gelmiştik. Amcamgille biraz muhabbet ettikten sonra eşyalarımı yerleştirmeye çıktım. En sonunda bitirdim. Ömer geldi

"Arkadaşlarım gelcek az sonra seni onlarla tanıştırıcam. Güzel ol."

Surat asarak "Alt tarafı senin gibi sümüklülerle tanışacağım görücüyemi çıkıyorum sanki?"

"Mızmızlanma hadi."

Üstüme sıradan bişeyler giyip indim aşağıya. Bahçedelermiş. Ne çabuk gelmişler ya diye düşündüm. Ömer beni çağırdı. Yanına oturdum. 4 kişiydiler. 3 erkek 1 tane de kız vardı. Ömer sırayla isimlerini saydı. Kısa saçlı yakışıklı olduğunu söyleyemeyeceğim çocuğun ismi Ahmet miş. Yanında bütün kıyafetleri siyah olan yakışıklı olduğunu söyleyebileceğim çocuğun ismi Alpay mış. Onun yanındaki sempatik çocuğun adı Burak mış. En sağdaki kızın adı da Ekin miş. İyi insanlara benziyorlardı. Ama dur bi dakika ben Yağmur lara haber vermedim. Ömere söyleyip yukarı çıktım. Hepsiyle konuştum. Tam Ömerin odasının önünden geçerken bi ses duydum. Garip sesler geliyodu. Sanki birisi acı çekiyor gibi. Çok merak etmiştim ama ne yapacağımı bilemedim. Aşağıya indim. Ahmet yoktu. Demekki acı çeken oydu. Biraz sonra o da geldi baya terlemiş. Ömer ne olduğunu sordu ama cevap vermedi. Ben de çok merak etmiştim. Bikaç muhabbetten sonra gittiler.

Ömer yanıma geldi.
"Ekin güzel kız demi?" Diye sordu.
Anlaşıldı bunun derdi.

"Evet. Noldu?" Dedim imalı imalı.

"Bana yardım et Yaren." Dedi.

"Ah hadi ama! Sen aşık olamazsın. Sen hep ibne olansın."

"Hadii."

Odama girerken "Uyu şimdi yarın düşünürüm."

Bu mal aklına bişeyi koydumu yapmadan duramazdı.
Mecburen "Tamam." Dedi.

Ben de telefonda öyle dolanıyordum. Karşıma bi yazı çıktı: Kurt adamlar geceleri dönüşmelerine yakın soğuk soğuk terler akıtır. Ben durdum. Bunlar harbiden var mı acaba? Diye düşündüm. Neyse yarın daha fazla düşünürüm.

Ah Hadi AmaWhere stories live. Discover now