Bahçeye çıkıp kendimize uygun bir bank ararken yanımızdan geçenlerin fısıltıları bizi rahatsız ediyordu.
Taehyun'un dağılmış yüzü ve benim patlamış olan dudağım, zaten ikimizin düşman olması onlar için iyi bir dedikodu malzemesiydi.
Seungmin "Niye herkes bize bakıyor?" Diye sorunca dikkat kesilmiştim bende. Üstündeki bakışlardan rahatsız oluyor olmalıydı. Seungmin her ne kadar yanımızda cıvıl cıvıl birisi olsa da çoğu kişiye karşı soğuk birisiydi. Kendisini insanlara kolay kolay açamıyordu. Aralarına ilk girdiğimde Seungmin ile baya uzaktık ve uzun bir süre kadar da samimiyet kuramamıştık.
Jungwon dalgasına "güzelliğimden olabilir." Dediğinde gülümsedim. Jeongin yüzünü buruşturup Jungwon ile dalga geçerken gördüğüm boş bank ile oraya ilerlemeye başladım. Beni takip ederlerken hâlâ birbirleriyle uğraşma sesleri geliyordu.
Banka oturacağım an karşımızda birisi durdu. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda Taehyun ile Minho'yu gördüm. O da benim gibi oturmak için hareketlenmiş, tek kaşı kalkık bir şekilde bana bakıyordu.
Jungwon, Seungmin ve Jeongin anında susmuştu. Büyük ihtimalle Taehyun'un yüzü ile benim dudağımı şimdi bağdaştırıyorlardı. Onlara söylememiştim çünkü bu sefer kesinlikle araya karışıp planlarımı bozarlardı. Zarar görmemi istemiyorlardı, onları da anlayabiliyordum.
Taehyun'un "Önce biz geldik." Demesiyle düşüncelerimden sıyrılıp ona odaklandım. Dediği şeye güldüm çünkü önce onların geldiği falan yoktu. "Önce sizin geldiğiniz falan yok. Beni uğraştırma ve başka banka geç Taehyun."
Bu sefer de gülen Taehyun'du. Komik bir şey söylediğimi düşünmüyordum. "uğraşma benimle Beomgyu, asıl sen başka banka geç."
Yüzümdeki gülümsemeyi bozdum ve tam önünde durana kadar yürüdüm. Yüz yüze gelince fark ettiğim yaralar ile parmak uçlarım titredi. Kontrolüm dışında gerçekleşmişti her şey. Ona bu kadar vurmak benim de planımda yoktu ama beni öyle sinirlendirmişti ki kendime hâkim olamamıştım. Üstelik daha hiç bir şeye alışamamışken, hâlâ onunla yüz yüze göz göze olmayı garipserken gelip bana dokunmuştu. Uzun bir sürenin hıncını ondan almıştım.
"Dün gece sana iyi bir ders olmadı mı?" Dedim. Etrafımızda insanların toplandığını fark ettim. "bana mı, yoksa sana mı?" Diye karşılık vermişti o da.
Taehyun değişmişti. Hem de fazlasıyla. Bambaşka birisi olmuştu. O bu kadar gıcık değildi, bu kadar anlayışsız değildi, suç ondaydı ama sanki suçlu benmişim gibi davranıyordu. İntikam alması gereken kişi bendim ama beni pişman ediyordu. Onu görür görmez kaçmak istiyordum. Her ne olursa olsun buraya gelmem hataymış gibi hissettiriyordu.
Yumruklarımı sıktım ve omuzundan ittirdim onu. "Adam gibi dövüş benimle." Dedim hâlâ dünkü olayın hıncı ile. Benim ona vurmam ve onun bana vurmaması bana baya koymuştu, o da bunun farkındaydı. Gözlerinin içine baktım ve en ufak bir parıltı bekledim. O parıltıyı yakaladığım an hazırda bekleyen yumruğumu yüzüne indirecektim ama gözleri alaycı bakışını hiç kaybetmedi.
Minho'nun "Taehyun hadi gidelim buradan." Demesiyle Taehyun göz temasımızı bozmuştu. Seungmin "oturmasak da olur aslında Beomgyu." Diye kulağıma fısıldamıştı ama umursamadım.
Olay bank değildi.
Minho, Taehyun'un kolundan tutmuş ve "hadi." Diyerek Taehyun'u sürüklemeye başlamıştı. Yanımızdan uzaklaşana kadar gözlerimi üzerinden çekmedim, daha sonra bizimkilere döndüm.
"ben odaya gidiyorum. Eğitim başlamadan biraz dinlensem iyi olur."
***
Kantinde sırada beklerken bizimkiler ile konuştuğum için hemen arkamızda Taehyun ile Minho'nun olduğunun farkında değildim. Sıra bize gelince arkamdan Minho'nun Taehyun'a "sevdiğin krakerden son bir tane kalmış, o da senin şansına.." dediğini duydum.
YOU ARE READING
Daisy / taegyu
Fanfiction"Değişmeyi güzel bir şey sanıyordum." İçinde aşk var, yüzünde kin.
