Bölüm 4 (İçimdeki Kış)

11 0 0
                                    


GEOMETRİ DERSİ

Bakışlarım sürekli olarak Sarmaşık'a doğru kayıyordu. Öğle yemeğine henüz on beş dakika kalmıştı. Büyük bir hevesle onunla konuşacağımız konuları zihnimde kuruyor, gelecekle ilgili planlardan bahsetmek için sabırsızlanıyordum.

Sınıfın kapısı çaldı. İçeriye giren kişi okulun rehber öğretmeniydi.

"Merhaba çocuklar.

Bağışlayın öğretmenim. Sınıfınızdan bir öğrenci için geldim."

Bana bakıp kaşıyla kapıyı işaret etti.

Defterlerimi sırt çantama yerleştirip peşinden gittim.

Odasına vardığımızda bana kapıyı açtı ve oturmam için sandalyeyi gösterip masasına geçti.

"Evet... Gün.

Yıl sonu balosu için şimdiden heyecanlı mısın?"

Ana konumuzun balo olduğunu sanmıyordum ama yine de isteksizce cevapladım.

"Sayılır... Sarmaşık ile birlikte gidiyoruz."

"Ne güzel! Birlikte uyumlu görünüyorsunuz." dedi geçiştirerek ve asıl konuya girdi.

"Puanlarını yükseltmek de planların arasında var mı? Bu yıl iyi bir ortalamayla mezun olmanı isteriz."

Bu beklediğim bir uyarıydı.

"Evet, elimden geleni yapıyorum."

Kısa süren bir sessizlik oldu.

"Peki... Eğer bir sorun olursa konuşabiliriz.

Anlatmak istediğin bir şey yoksa yemekhaneye geçebilirsin."

Nazikçe gülümseyerek ayağa kalktım ve sırt çantamı aldım: "Teşekkür ederim."

Ofisten çıktığımda koridor boştu. Herkes yemekhaneye çoktan gitmişti.

Hızlı adımlarla ilerledim. Yemekhaneye vardığımda Sarmaşık yan sınıftan bir erkek ile oturuyordu. Seslenmek için yanlarına doğru ilerlerken gördüğüm şey olduğum yerde durmama sebep oldu.

Çocuk, Sarmaşık'ın elini tutmuş, ona gülümsüyordu.

Sarmaşık ile göz göze geldiğimizde sanki gizlemeye çalıştığı bir hataymış gibi hızlıca elini çekti.

Arkamı döndüm ve yemekhaneden çıktım.

Öğleden sonraki derslere girmek istemiyordum. Yalnız kalmak istiyordum.

Yolda yürürken küçük bir marketten geçip kendime bir poşet bira aldım ve kasabamıza en yakın kumsala gittim.

Hava kapalıydı, gökyüzünde gri bulutlar vardı. Biraz rüzgarlıydı ve etrafta kimse yoktu.

Kumların üzerine oturdum ve kıyıya vuran hırçın dalgaları seyrederken bir taraftan içmeye başladım. Az önce gördüklerime inanmak istemiyordum.

Sadakat benim için yıkılması güç bir kuraldır.

Yaşadıklarımı değerlendirirken kaçıncı şişeye geçtiğimi farkında bile değildim.

Başım dönüyordu ama içmemin amacı da buydu.

Kendime gelmek için ayağa kalktım ve elimdeki şişe ile birlikte kumsal boyunca yudum yudum içerek ilerledim.

Az ileride bir kaya parçası vardı. Üzerinde biri oturuyordu. Yaklaştım...

Arkası dönük düz siyah saçlı, beyaz elbiseli bir kızdı bu.

TATLI RÜYAUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum