boğulduğum denize zaafım bitmiyor

Start from the beginning
                                    

Ömer, Süsen'in not alması için çıkardığı defteri kendi önüne çekip kızın kalemini de aldığında boş bir sayfa açtı. "Yan yana oturmamız bu kadar büyük bir sorun mu?" Boş sayfaya küçük bir not yazıp Süsen'e uzattı. Süsen yazıyı okurken yüzünü ciddi tutmaya çalışıyordu fakat gözleri çoktan kendini ele vermişti. Onunla küçük ama saçma veya büyük ama çok ciddi şeyleri, doğrusu bütün olasılıkları yapmayı seviyordu.

"Değil Ömer, sinirli değilim."

"Sanki yüzün pek öyle söylemiyor."

"Ya demek öyle. Yüzüm ne söylüyormuş?"

"Beni çok sevdiğini."

Süsen yazıyı okuduğunda göz devirip gülümsedi. Sıranın altından yanında oturan adamın bacağını sıkarken gülümsemesini silemedi yüzünden. Ömer tekrar defteri kendine çekti ve sayfanın boş kalan kısmına kısa bir cümle daha ekledi. "Gülümsediğinde kalbimde oluşan hissi bilmiyorsun, benden kaçmaların bu yüzden."

"Bana söz verdin Ömer." Ömer yüzündeki küçük gülümsemesiyle kaşlarını çattığında Süsen yazmaya devam etti. "Beni affetmenin bir yolunu bulacaksın. Bu aylar alsa bile."

"Anlamıyorum, Süsen." Kafası karışmış gözlerle yanındaki kıza bakarken fısıltıyla konuşmuştu. Süsen ise gözleri dolu Ömer'e bakarken hafifçe gülümsüyordu, birkaç saniyenin ardından elindeki kalemi tekrar oynattı. "Her şeyi anlatacağım."

Ömer ne hissetmesi gerektiğinden emin olamıyordu. Korkuyordu. Emin olabildiği tek his buydu. Süsen'e affedeceğim diyerek umut verirken bunu yapamamaktan korkuyordu. Gururuna yedirememekten, ondan uzaklaşmak zorunda kalmaktan korkuyordu fakat en çok da onu yalnız bırakmaktan korkuyordu.

Gülen gözlerini soldurmaktan çok korkuyordu.

"Ben çok yoruldum. Özür dilerim orada olduğum için."

Ömer yazmasına müsaade etmeden defteri kapattı ve kalemi elinden aldı. "Burada değil."

Süsen yanındaki adamın hayal kırıklığını gözlerinde görmemek için yazarak anlatmak istiyordu. Ömer'in buna izin vermeyen tavrına yenik düşmüş ve "Hocam." diye seslenmişti. Boğazında konuşmasına izin vermeyen yumruyla ayağa kalkarken devam etti Süsen "Çıkabilir miyim?"

"Bir şey mi oldu Süsen?" diye soran öğretmenine önemli bir şey olmadığını sadece iyi hissetmediğini söyleyerek sınıftan çıktı. Sınıftan birkaç kişi Ömer'e bakarken kendisi de aynı şeyi yaparak sınıftan çıktı. Birkaç adım ilerisinde yürüyen kıza yetişerek önüne geçti. "Kaçamazsın." Dağılmış görüntüsüyle başını usulca salladı. "Kaçmıyordum, nefes almaya çalışıyordum."

"Gel." Elinden tutup tuvaletin yanındaki depoya ilerledi. Birkaç eşyanın bulunduğu odaya girdiklerinde Ömer sessizce beklemeye başladı. "Of, niye ağlıyorsam?" Süsen yüzünü ıslatan yaşları silerken nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Abine çarpan arabanın içindeydim demeliydi. Bu kadar basit olmalıydı ama o kelimelerin hiçbiri çıkmıyordu ağzından. Tek yapabildiği acizce ağlamak ve karşısındaki adamdan af dilemekti.

"Gel buraya." Ceketinin ucundan tutup kendine çektiği kızın bedenini sıkıca sararken saçına küçük öpücükler bırakıyordu. "Ömer özür dilerim, çok özür dilerim, istemedim ben, saklamak istemedim, hemen sana gelmek istedim, yapamadım korktum, benden nefret etmenden korktum, söylemek istedim ben izin vermediler, soramadım kimseye, yapamadım." İç çekmelerinin arasında konuşurken Ömer'in tek yapabildiği şey sessizce durup sarılmaktı.

biliyorsun | süsömWhere stories live. Discover now