"onu öldürürsem o da çıkamaz" Pars'ı söylediği ile gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"hızla ayaklanır bana pençesini kaldırdığında tekrar Karan'ın sesini işittim.

"SAKIN!" diyip Pars'a bir yumruk daha geçirdi.

Ne oluyordu şuan. Karan beni korumuştu. Eskisi gibi ama beni hatırlamıyordu. Bu nasıl olabilirdi.

"Karan" Karan karşımda hareketsiz e dikildi. Gözlerinde ki buz kırılıyordu sanki.

Dayanamadım. Karşımda böyle dururken aylardır onun kokusundan uzak kalmışken dayanamadım ve ona sarıldım.

"lütfen beni hatırladığını söyle"

Sımsıkı sardım onu. Hiç bırakmak istemedim. Kokusunu çektim içime. Tek değişmeyen şey kokusuydu.

"kokun, hala eskisi gibi" dedim gülümseyerek.

"kokun" dedi benim gibi.

"tanıdık geliyor" ellerimi boynundan çekmeden kafamı omzundan çektim ve gözlerimizi sabitledim.

"benim Karan. Aşık olduğun kadın. Seni seviyorum Karan. Bana zarar versen bile seveceğim. Beni unutamazsın"

Gözleri yoğunlaştı. Bakışları derinleşti. Ben o gözlerde yine o ışıltılı gördüm. Karan'ın bana bakarken ışıldayan gözlerini.

"Lina" diye fısıldadı.

"şükürler olsun. Karan beni hatırlıyorsun."tekrar sarıldım boynuna tekrar, içime çektim mis kokusunu.

"seni çok özledim."

⚰️

"pansumanını neden sen yapıyorsun kendisi yapamıyor mu"

Hala Karan'ın evindeydik. Ben Pars'a pansuman yapmak için malzeme arıyordum Karan ise yanımda bana çemkiriyordu.

"o senin gibi vampir değil malesef. Hem senin yüzünden hiç bana çemkirme"

"hatırlamıyordum. Hem hatırlasam da ona karşı tavrımın değişeceğini sanmam. Gözümün önünde sana pençe atacaktı."

"birincisi bunu yapma sebebinin senin beni hatırlaman için olduğunu zaten söyledi. İkincisi sende bana zarar verecektin."

"Ah salak kafam. Nasıl böyle bir şey yapabilirdim ki. Sana zarar verseydim ömrüm boyu kendimi affetmezdim."

"sorun yok. Hatırladın beni sonuçta. Önemli olan bu. Hem suçlu hissedeceksen Pars'a yaptığından dolayı suçlu hissetmelisin. Ondan özür dilemelisin"

"Ha!? Ben ondan özür dileyeceğim. Asla böyle bir şey olmayacak. Hafızam gitmişti. Elimde olan bir şey değildi. Yani özürlük bir mevzu yok"

"Karan! Bana zarar verseydin de böyle mi diyecektin. O zaman da hafızan gitmişti."

"güzelim niye böyle şeyler söylüyorsun. Kapatalım artık bu konuyu" diyip dibimde bitti.

İli eliyle başımı tutup saçlarıma bir öpücük kondurdu.

"o zaman özür dileyeceksin"

"hayır, asla"

"Karan!"

"tamam" dedi istemsiz bir ses tonuyla.

Gülümseyerek bende onun yanağına bir öpücük kondurdum. Bu onu keyiflendirirken bulduğum bir kaç malzemeyi elime alıp evin salonuna doğru ilerledim.

Açıkçası bu gezegende ki tasarımlar acayipti.

Pars'ın yanına gidip yüzünde ki kanama ve morlukları bir göz attım.

Ölmediğine şükür edilecek bir hali vardı.

Yanına oturup pansuman yapmaya başladım.

"acırsa söyle"

Karan da arkamdan gelmiş dikkatlice bizi izliyordu.

Ona doğru dönüp baktım.

Gözlerimle ima yaparak Pars'ı gösterdim. Olaya puflaya konuştu.

"kusura bakma doktor. Sana da iş çıkardık" dedi zorla da olsa.

"sorun değil" dediğinde kaşına da bir yara bandı yapıştırdım.

"kremi de sürünce bitiyor"

"onu da sürebilirsin dimi. Doktorsun o kadar" Karan'ın söylediği ile sinirle baktım ona.

"ben sürerim" diyip kremi elimden aldı.

"ben artık gidiyorum. Karan ile dönebilirsin zaten." Pars ayaklandığında bende ayaklandım.

"her şey için çok teşekkür ederim Pars. Senin sayande Karan'a tekrar kavuştum. Çok teşekkür ederim."

"ne demek."

Pars son kez Karan'a baktı.

"eyvallah" Karan da teşekkür etme gereği hissetmiş olmalıydı.

Pars başıyla selam verip evden çıktı.

"şimdi. Söyle bakalım bensiz ne yaptın" diyip Karan'ın yanına gittim.

"bunları boşver. Hiçbiri benim için önemli değil. Artık yanımdasın. Hatırlamamama rağmen özlemişim seni. Bir yanım hep eksik hissediyordum. Seni unutmak mümkün değil Lina"

⚰️

Umarım beğenmişsinizdirr bölümü

Oy ve yorum yapmayı unutmayın

Yeni bölümde görüşmek üzere

VakaWhere stories live. Discover now