GECE KUŞU

6.BÖLÜM

Çimen,günlerden Cumartesi,saat de epey erken olduğu halde oldukça yoğun olan trafikte ilerlerken,zihni yine dün geceye,şu genç adamla yaptığı kısa sohbete kaymıştı.

İş hayatının aksine özel yaşamında oldukça çekingen bir yapıya sahipti.Bu nedenle nasıl bir radyo istasyonunu arayıp,program sunucuyla öyle rahat konuşabildiğini bilmiyordu.

"Herhalde adamın sakinleştirici ses tonunda etkilendim.Üstelik programı da hiç diğer radyo programları gibi değil.Acaba bu gece de yayın var mıdır?Müşteriler ard arda gelince programı bitiremedim ki."

diye düşünmeye devam ederken duyduğu

"İyi günler Çimen hanım!"

cümlesiyle bir an için irkildi.Ancak hemen kendini toparlamayı başarıp gülümseyerek

"Size de iyi günler!"

deyip yaşadığı sitenin güvenlik görevlisiyle selamlaştıktan sonra arabasıyla oturduğu blogun bulunduğu tarafa doğru ilerlemeye koyuldu.

Arabayı bloğun önündeki park yerinin uygun bir yerine bırakarak dairesinden içeri girmesi 10 dakika bile sürmemişti.Hızlıca banyoya geçti,kendini kıyafetlerinden kurtarıp duşa girdi.

Burada işi bitince saçlarını kurutacak,odasına giderek giyinecek ve kendisine mutfakta güzel bir tostla çay hazırlayacaktı.

Aklından bunlar geçerken duşunu tamamladı,banyodaki küçük aynanın karşısına geçerek saçlarını kurutup tek örgü yaptı ve giyinmek üzere odasına gitti.

Gardrobunu açıp kıyafetlerini şöyle bir gözden geçirdikten sonra daha spor bir kombin yapmaya karar vermişti.Nasılsa bugün haftasonuydu.Çabucak krem-pembe-sütlü kahve renklerin ağırlıklı olduğu salaş,boğazlı bir kazak,açık mavi dar kesim kot pantolon ve beyaz spor ayakkabılarını çıkarıp giyindi.Hafif bir makyajın ardından parfümünü sıktığında geriye bir tek kahvaltı kalmıştı.

Tam çay için su koymak üzere mutfağa doğru yürürken çalan telefonuyla durdu,arayanın Elçin olduğunu görünce de neşeyle açtı.

"Selam canım!"

Elçin,Çimen'le aynı yaşta,kahve gözlü,minyon yapılı hoş bir genç kadındı.Uzun,dalgalı ve gözleri gibi kahve saçları vardı.Şu an bir lisede biyoloji öğretmeni olarak çalışıyordu.

Lise 2.sınıfa giderken üniversite hazırlık kursunda tanıştığı,o günden beri de zorunlu olmadıkça hiç ayrılmadığı can dostunun

"Selam canım!"

diyen keyifli sesini duymak,genç kadını kıkırdatmıştı.Biraz sakinleştiğinde konuştu.

"Neşen yerinde bakıyorum güzelim.Nöbet iyi geçti o zaman."

"Yani fena sayılmazdı Elçin'cim.İpek,"2 saat sonra uyandır!"dediğim halde uyandırmayınca epey dinlendim.Şimdi de evdeyim.Sen aradığında,çay koyup kendime tost yapmak üzereydim.Sonra yine eczaneye döneceğim."

"Tamam,madem öyle ben seni fazla oyalamayayım.Akşam bir şeyler yapar mıyız?"

"Mesela ne gibi canım?"

"Ne bileyim işte!Bir yere oturmak,kız kıza sohbet etmek gibi şeyler mesela.Belki bir kadeh bir şey de içeriz Nasılsa yarın Pazar."

Onu dikkatle dinledi,biraz düşündü,ardından şöyle karşılık verdi Çimen.

"Yani.Ama bence akşam 8'den sonra bana gelsen,evde sohbet etsek,bir şeyler yesek daha iyi olur sanki."

Böylece eğer akşam şu genç adamın yayını varsa kaçırmamış olurdu.Elçin aldığı cevaba biraz şaşırmıştı.Ancak arkadaşının nöbetten çıktığını hatırlayınca çok üstünde durmadı