Ainon, sanki kendisi farklıymış gibi adamın kendini beğenmişliğine sinir olmuştu. Bu adamın ukalalığına karşı kendisinin de ona sunabileceği bir ukalalığı elbette vardı.

Yüzüne en parlak gülümsemelerinden birini yerleştirip,

''Bende birinin sana özür dilemeyi öğretmesi gerektiğini düşünmüştüm.'' Gözleriyle elindeki çantayı işaret etti ve eşyalarını toplamasını kastederek ''Özrün sessiz olsa da kabul edildi. Ama bir dahakine dilini de kullan.'' 

''Dilimi, ha?'' adamın dişleri çok eğleniyormuş gibi tüm yüzünü kaplamıştı.

Ainon, arkasını dönüp giderken geride bıraktığı adamın neşeli ve şaşkın kahkahası kulaklarına doldu.

*

Ainon, son birkaç saattir Liliane tarafında önüne konmuş objeleri havayla dans ettiriyor, bir aşağı bir yukarı süzülmelerini izliyordu. Onun için büyüyü yüksek dozda kullanmak her zaman için daha kolay olmuştu. Küçük nesneler üzerinde bazen kontrolünü kaybediyor onları masanın üzerinden yalnızca birkaç santim kaldırmak yerine neredeyse tavanla buluşturuyordu.

Derin bir nefes aldı ve masanın üzerindeki kitabı acelesizce havaya kaldırdı. Büyüsüyle kapağını açtı ve sayfalarını tek tek çevirmeye başladı. Zaman zaman dikkatinin bugün çarpıştığı adama kaydığını hissediyor ve düşünceleri aklında uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Sahi neydi adı? Daha önce onu hiç görmemişti. Umarım bir daha karşısına çıkmazdı çünkü Ainon onunla benzer bir olay daha yaşarsa bu kadar sakin kalamaz, ciğerlerindeki tüm nefesi tek bir hamlede söküp alırdı. Düşünceler aklından gelip geçerken herkesin büyüsüyle ilgilendiği sınıfta pat diye bir ses yankılandı.Ainon ne olduğunu anlamak için etrafına baktığında Bayan Liliane yanına gelmiş, ince kaşlarını ortasını birleştirecek kadar çatmış ve kollarını önünde bağlamıştı.

''Ainon kendini büyüne vermelisin. Üzerinde çalıştığın materyalleri bir kere daha tavanla ya da yerle buluşturacak olursan bunu dosyana yazmak zorunda kalacağım'' Liliane sinirli görünüyordu. Sesi son derece katı ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde çıkmıştı. Bu mezuniyet değerlendirmesinde ve verileceği görevde ona hiç yardımcı olmazdı.

Ainon yere eğilip düşürdüğü kitabı parmaklarının arasına alırken ''Ö... özür dilerim Akademisyen Liliane, Bir daha tekrarlanmayacağına emin olabilirsiniz.'' Konuşmakta güçlük çekti. Tüm sınıfın önünde bir akademisyen tarafından azarlanmak gurununu oldukça incitmiş ama belli etmemeye çalışıyordu.

Yaşlı kadın Ainon'a doğru bir adım attı ''Senin neyin var Ainon? Akademinin en önde gelen öğrencilerin birisin ama aptal bir kitabı bile havada tutamıyorsun. Yeterince odaklanmıyorsun bile. Eğer derslerde kafanı toplamaktan zorlanıyorsan öyleyse kafanı kes at.'' Ainon'un özürü onu daha da sinirlendirmiş gibiydi. Ainon'un cevap vermesine müsaade etmeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Sınıftaki herkes kafasını kaldırmış ilk defa okulun 'kusursuz' kızının birinin karşısında sesinin çıkmamasına keyifle bakıyorlardı.

Genç kadın görünmez bir tokat yemiş gibi yerine oturdu. Yanında oturan Mirandel elini uzatıp onun dizini sıktı. Sınıfta hata yapan başka öğrenciler de olmasına rağmen Bayan Liliane'ın onun neden bu kadar üstüne geldiğini merak ediyordu.

Ainon sırtını dikleştirdi ve ona bakan bir çift iğrenç göz ile karşılaştı. Soluk benizli yüzünde müthiş bir keyifle birlikte sarı dişlerini gösteren iğrenç bir gülümsemenin sahibine tek kaşını kaldırdı. Bu adamın onunla ne derdi vardı anlamış değildi ama aralarında bir husumet olmasaydı bile onun kusmuk sarısı yüzüne bakmaktan muhtemelen yine de tiksinirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 16 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PATRİUSWhere stories live. Discover now