Bölüm 2(QUARESMA) Q7'YLE TELEFON KONUŞMASI

2.5K 61 26
                                    


Annem, babam ve ablam bahçedeki çardakta oturmuş çay içiyordu. Masanın üzerinde ablamın karnesi duruyordu. Annem ve babam aynı anda karnenin üzerine eğildiklerinde kafaları tokuştu. Bunu gören ablam gülme krizine girdi ve kahkahalarıyla tüm ortalığı inletmeye başladı. Onları sessizce izlediğim aralıklı ağaç kapımızın mandalını açıp bahçeye girdim. O an hepsi gözünü bana çevirdi. Bir eliyle kafasını tutan annem elimin boş olduğunu fark edince:

"Karnen neden yok?" diye sordu.

"Çok uzun bir hikâyesi var." diye cevap verdikten sonra banyoya gittim.

Yüzüm çişten dolayı kızarmıştı. Duş aldıktan sonra bahçeye çıktım. Annem karnemin uzun hikâyesini dinlemek için sabırsızlanıyordu. Hikâyenin özetini anlattım:

"Onu Ringo aldı."

"Karneni neden bizden önce köpek görüyor?"

"İlk önce ona söz vermiştim, bu yüzden anne! Sizce karnemi köpeğe gösterecek kadar aptal mıyım?"

Ablam:

"Ben evet hakkımı kullanıyorum."

Babam:

"Ben pas diyorum."

Annem:

"Durum öyle olduğunu gösteriyor."

"Aaaa yapmayın! Karnemi ben vermedim tabi ki, kendisi aldı ve gitti."

Annem:

"Daha güzel bir bahane bulabilirdin, biraz daha kafa yorsaydın."

Bana inanmadıkları için onlara sinirlenip Playstation oynamak üzere odama geçtim. Hem ertesi gün Berkelerin bahçelerinde Playstation turnuvamız vardı. Turnuva öncesi benim için iyi bir hazırlık olabilirdi. Bu arada ben PES'çiyim ve takım olarak da kendime Real Madrid'i seçiyorum. Bunun sebebi tabi ki Ronaldo...

O benim idolüm ama bana inanın en az onun kadar yakışıklı ve onun kadar iyi top oynuyorum. Tamam tamam o kadar olmasa da yakın diyebiliriz.

Beni yetiştirecek kabiliyete sahip bir hoca olsa inanıyorum ki Avrupa futbolundaki yerimi alırım. Ne yazık ki okul takımımızın hocası olacak Topuk İsmail ismindeki hocamız benim yeteneklerimi keşfedemedi. Bunu fark ettiğimde beni harcamasına izin vermeden istifa ettim. Tabi bu istifam birçok köy ve kasabada büyük üzüntülere yol açtı. Hocamızın benden özür dilemesi durumunda takımdaki yerimi alacağımı herkese söylemiştim, ancak benim yerime getirdikleri top toplayıcısı çocuktan çok memnun olduğunu söylemiş. Bakar mısınız benimle nasıl da alay ediyor. İşte bu yüzden o hiçbir zaman büyük bir hoca olamaz.

Ne yapıp edip bir an önce yeni bir hoca bulmalıyım. Mesela JOSE MOURİNHO, ya da JOSEP GUARDİOLA... İkisinden biri olabilir. Aslında onların mail adreslerine kendimden bahsettiğim bir metin ve videomu gönderdim. Beni çok beğendiklerini ancak aramızdaki mesafenin çok uzak olduğunu, bu yüzden şimdilik olmasa bile ileriki zamanlarda iletişim kuracaklarını ve beni mutlaka değerlendireceklerini yazdılar. Şimdilik onlardan haber bekliyorum ama beklerken formumu kaybetmek istemiyorum. Bu ara dönemde beni çalıştıracak geçici biri olsa da olur. Bu konuyu babamla da konuştum:

"Baba, bana hoca bulabilir misin?"

"Bu bir teklif mi?"

"Ne teklifi?"

"Yani 300 TL karşılığında menajerin olmamı mı istiyorsun?"

"Neee? 300 TL mi? Bu çok fazla. Eğer elinde istediğim özeliklere sahip bir hoca varsa 150 TL'ye anlaşabiliriz."

"Evet, sonunda istediğin özelliklerde bir hoca buldum. Daha doğrusu onu bulmamda yardımcı olacak birini, ancak fiyatım 300 TL, bir kuruş aşağısı olmaz."

"300 TL çok fazla baba, üstelik elinde hazır kimse yok."

"Sen 300 TL'yi şimdi getir. Bu iş bir telefon görüşmesine bakar."

"Tüm yılki birikimimi istediğinin farkında mısın?"

Bu konuşmamızdan sonra 250 TL'ye anlaştık. Hemen odamdaki kasama koşup parayı getirdim. Paraların seri numaralarını inceledikten sonra kendisinden aldığım paralar olduğundan emin oldu:

"Evet, sahte olmadıklarından emin olduğumuza göre şimdi çalışmalara başlayabiliriz."

Biraz şüphecidir de...

Babam hoca bulmamız konusunda bize yardımcı olacak kişinin Beşiktaş'ın eski futbolcusu Q7 olduğunu söyleyince şok oldum. Beni düpedüz kandırmaya çalışıyor diye düşünmüştüm. Cep telefonunu eline alıp sözde Q7'yi aradı. Telefonun ucundaki her kimse onunla İspanyolca konuşuyordu. Bunu duyduğumda bir kez daha şok oldum. Babamın İspanyolca konuşabildiğine ilk kez o an şahit oluyordum. Gerçi ne konuştukları hakkında hiçbir fikrim yoktu ama kulağa tanıdık gelen dilin İspanyolca olduğu aşikârdı. Konuşmasını tamamladıktan sonra neşe içinde bana dönüp:

"Çak evlat, bu iş oldu!" dedi.

"Ne, nasıl yani?"

"Söz verdiğim gibi sana hoca buldum. Hem de burada, bizim kasabada yaşıyormuş."

"Yok canım! Paramı hemen geri istiyorum. Beni kandırdığın apaçık ortada... Anneeeeee!"

"Hayır hayır seni kandırdığım falan yok. Ben uzun zamandır Q7'den haber bekliyordum. Bahsettiğimiz hocanın bizim kasabamızda yaşadığını başkalarından da duymuştum ama onun tam olarak nerede yaşadığını kimse bilmiyordu."

"Anneeeee, babam beni fena hâlde dolandırıyor, yardım et lütfen!"

"Burada neler oluyor?"

Annem yardıma geldiğinde babamın beni nasıl kandırmaya çalıştığını anlattım.

"Oğlum, baban doğru söylüyor olabilir."

"Q7'yle telefonda konuştuğunu söylüyor, buna kim inanır anne?"

"Evet yavrum, normal koşullarda bu imkânsız gibi görünüyor ama söz konusu baban olduğunda durum değişir. Onunla yirmi yıldır evliyim ve hâlâ babanın tam olarak ne iş yaptığını çözemedim. Bir gün arıyor, ben İspanya'ya gidiyorum, bir gün arıyor ben Arjantin'deyim, bir gün arıyor Brezilya'dayım diyor."

"Bana neden inanmadığınızı anlayamıyorum. Daha önce de söylediğim gibi ben köylülerden aldığım organik ürünleri dünyaca meşhur ünlülere pazarlıyorum, işim bu..."

"Evet oğlum, baban 'ofisimi uzaya diktim' dese de ona inanmak zorundayız çünkü gerçekten o çok ilginç bir adam."

"Peki, ondan yapmasını istediğim küçük bir şey karşılığında bile para istiyor. Bunun sebebini öğrenebilir miyim?"

"Bak bu konuda babana kesinlikle hak veriyorum. Sen paranı hesapsızca harcıyorsun. O senden aldığı paraların hepsini senin için biriktiriyor."

"Bundan benim neden haberim yok?"

"Haberin olsa ona paralarını verir miydin?"

"Hıımm, evet vermezdim."

Babam:

"Botik, eğer büyük futbolcu olmak istiyorsan bana inanmalısın. Q7'den öğrendiğim bilgilere göre hoca çiftlik yolu üzerinde, ormanı geçer geçmez yolun solunda eski bir evde yaşıyormuş. Git ve onunla tanış."

"Anne, babama güvenmeli miyim?"

"Başka bir şansın var mı?"

"Hayır yok."

"O hâlde evet."

DEVAMI PEK YAKINDA .NE KADAR ÇOK YORUM VE BEĞENİ O KADAR ÇABUK BÖLÜM PAYLAŞIMI. 

HAYALİM RONALDO 1 BU KADARINI BEN DE BEKLEMİYORDUM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin