Bölüm 12

81 10 4
                                    

Eylül'ün zaten bozulmuş uyku düzeni, buraya gelince tam anlamıyla bitti. Zaten zar zor geldiği iştahı bir daha uğramaz oldu. Yine de kendini zorlaması gerekiyordu. Çünkü zorlamazsa iyileşmediği için bu yataktan kalkamaz, kalkamazsa da burayı terk edemezdi. Zorla da olsa bir şeyler yiyordu ama öncekinden bile oldukça azdı. Bir hafta önce uyandığı geceden sonra Elif arada bir uğrayıp nasıl olduğunu kontrol etse de Kahir gelmiyordu. Bu da onun için rahatlatıcı bir şeydi. Elif aarada bir gelip onu yormadan defterle ilgili detayları anlatıyor ve Eylül'ü rahatlatıyordu. Ayrıca başka konular açıp onunla sohbet etmeyi de deniyordu. Yine bir yemek saatinde Elif geldi ve yine onunla sohbet etmeye çalıştı.

"Merhaba Eylül. Yine ben geldim, rahatsız ettiğim için üzgünüm ama seni merak ettim. Nasılsın?"

Formaliteden bir soruydu ama yine de Eylül'e saçma geldi. Ne kadar kötü bir ruh halinde olduğunun belli olduğunu sanıyordu. Ama yine de kadının sevecen tarafı tatlıydı. Eylül'ün asla olamayacağı bir özellikti. Düşününce kendisinde iyi de durmazdı. Bu kadın çok tatlı bir aura yayıyordu ama kendisi dışarıya karşı ölüm bekçisi gibi bir kişiliğe sahipti. İş arkadaşları da böyle söylerdi.

"...İyiyim. Teşekkürler."

"Bugün defterle alakalı bir şey anlatmayacağım. Anlatmam gereken her şeyi bitirdim. Senin nasıl olduğuna bakmaya geldim."

Eylül bir taraftan bir hizmetlinin yardımıyla azar azar yemek yemeye çalışıyordu. Küçücük bir lokma ısırıyor, küçük ağzıyla uzun uzun çiğniyordu. Hizmetli de Elif de onun yemeye zorla çabalayan bu haline üzülmüştü. 

"Yemeği az yediğini ve bazen öğün atladığını duydum. Eğer yemek istediğin veya daha kolay yiyebildiğin bir şey varsa hizmetlilere söylemekten çekinme. İstersen doktora mide hapı vermesini de söyleyebiliriz."

"Teşekkürler ama gerek yok. Gündelik hayatımda da az yiyen bir insanım."

'Belli oluyor. Gerçekten çok zayıfsın.'

Elif içinden onu onayladı ama kırıcı olabilir diye söylemedi.

"Peki ama doktor bu durumuna pek sıcak bakmıyor. İyileşmenin zor olacağını söylüyor."

"Elimden geleni yapıyorum, ayrıca tamamen iyileşmeme gerek yok. Ayağa kalkıp kalem tutabilecek kadar iyileşmemin yeterli olacağını düşünüyorum."

Eylül Elif'in kendi sınırlarına girmesine izin vermiyordu. Elif sohbet ettiği tek insandı ama artık arkadaşlık kurma ya da samimi olma gibi hiçbir boş isteği yoktu. Bu yüzden her zamanki gibi sınırlı konuşuyordu.

"Anladım...Öyleyse ben daha fazla rahatsız etmeyeyim..."

Elif istemsizce soğuk tavrına alınmıştı. Ama kadını da anlıyordu. Belli ki zor bir hayatı vardı ve şu an da zorlanıyordu. Daha fazla rahatsız etmek istemeyip kapıya doğru yöneldiğinde kapının yanındaki duvara yaslanmış Kahir'i gördü. Muhtemelen konuşmalarını dinlemişti. Elif'in çıktığını görmesiyle odaya kendisi girdi. Ağzında uzun zamandır çiğnediği lokmayı zorla yutmaya çalışan Eylül Kahir'i görünce irkildi ve kafasını tekrar yemek tepsisine çevirdi.

Kahir önce tepsiye baktı, yemek neredeyse öylece duruyordu. Kadının yemek çiğnediği ağzındaki lokma yok denecek kadar azdı ve hizmetli usulca onun yutmasını bekliyordu. Eylül kendisini görünce bir an şaşırdı ama sonra tekrar bakışlarını ayırıp peluş bebek suratına geri döndü.

Hizmetli Kahir'i görünce tepsiyi kenardaki sehpaya bırakıp onu selamladı.

"Sen çık. Eylül Hanımla bir şey konuşacağım."

Her Şey Bitse BileWhere stories live. Discover now