BÖLÜM 11

607 38 14
                                    

İZEM'DEN
Tek bir gün iznim olduğu için erkenden ken- dimi tesiste bulmuştum. Bugün antrenmanı ben çevirecektim. Tesis binasına girdim ve odama doğru ilerledim. Kapıyı açınca gör- düğüm Aras ile gülümsedim ve "Günaydın, naber ?" dedim. Çantamı masaya bırakıp ceketimi asarken Aras da "Günaydın, iyidir İzo senden naber ?" diye karşılık verdi.

"Ne olsun be aynı sayılır işte." dememle gözlerini fal taşı gibi açtı ve "Sayılır ?" diye sordu. "Anlatıcam anlatıcam az sabır be. A- ma şimdi antrenman var ben kaçar !" dedim ve öpücük atıp odadan çıktım seviyorum bu hergeleyi bizim kızlardan birini bunla ayar- lamam gerekiyor.

Tesis binasından çıkıp antrenman sahasına ilerlemeye başladım. Gördüğüm Kerem'le dün yaşananlar geldi aklıma. Pişman değil- dim dediklerimde. Ben çok üzülmüş, çok yıpranmıştım ve sıra ondaydı. Bundan sonra onunla aramızda Aslan haricinde bir şey ol- mayacaktı.

Sahaya girip Okan hocanın yanına ilerledim ve antrenmanın başlamasıyla çeviriye başladım. Bir oraya bir buraya ilerliyor ve görevimi güzelce hallediyordum. Birçok dil bilmem işimi kolaylaştırıyor ve futbolculara daha da kolaylık sağlıyordu.

Gözlerimiz sürekli Kerem'le kesişiyor fakat bakışlarımı kaçırmayıp uzun uzun bakıyordum. Affedemezdim işte ama Aslan ve Kerem'i görünce affetmek istiyordum. Ama affedemezdim işte.

Su molası verilmesi ile yanıma Nicolo geldi gülümseyip "Oh, verrebbe da noi, signor Nicolò?" (Ooo siz gelir miydiniz bizim yanımıza Nicolo bey ?) dediğime kahkaha attı ve "Significa che stavamo arrivando, signora Izem, ma stiamo arrivando, almeno non lo sai nemmeno tu." (Gelirmişiz demekki İzem hanım ama biz geliyoruz en azından siz de o bile yok.) dedi bende havayı göstererek "Guarda, l'uccello sta volando." (Bak, kuş uçuyor.) dedim be kahkaha attım Nicolo ise "Wow oh mio dio." (Vay canına aman tanrım.) dedi ve bende dediğine "Certo tesoro. Cosa hai pensato?" (Tabi canım. Ne sandın ?) diyerek karşılık verdim ve kahkaha attım o da aynı şekilde karşılık verdi.

"Lascia perdere,qualcuno è geloso di te." (Onu bunu boşver de biri seni fena halde kıskanıyor.)  dediği ile kafamı kaldırdım ve sinirli sinirli bize bakan Kerem'i gördüm. "Dopo è vuoto." ( Bundan sonra boş.) dedim ve "Non sapevi che ho avuto un figlio con Kerem, vero?" (Sen benim Kerem'den bir çocuğun olduğunu bilmiyordun değil mi ?) diye ekledim gözleri fal taşı gibi açılan Nicolo neye uğradığını şaşırdı ve "Che cosa? Non è uno scherzo? Oh wow." (Ne ? Şaka değil dimi ? Oha, vay anasını.) dedi .

"Nessun scherzo. Si chiama Aslan, ha 1 anno e mezzo ed è il figlio di Kerem." (Şaka falan yok. Adı Aslan, 1 buçuk yaşında ve Kerem'in oğlu.) dedim."Mio Dio. Sono rimasto molto sorpreso, incontriamo mio figlio qualche volta, che ne dici?" (Aman tanrım. Çok şaşırdım, bir ara benim oğlumla da tanıştırırız ha ne dersin?)dediğine kocaman gülümsedim ve "Sarebbefantastico." (Müthiş olur.) dedim o da "Allora ci siamo accordati. Adesso lasciami andare, iniziano gli allenamenti, poi ci sentiamo e ci sentiamo. Arrivederci!" (Anlaştık o zaman. Şimdi ben gideyim antrenman başlıyor sonra konuşuruz haberleşiriz. Görüşürüz!)

"Va bene ci vediamo !" (Tamam, görüşürüz !) dedim ve Nicolo sahaya doğru ilerledi ve bende Kerem'in sert bakışları ile karşılaştım. Neden böyle bakıyordu ? Hepsi ayrı dengesizdi. Ne değişmişti ki ?

                                       *      
Antrenman bitiminde oyuncular tesisten ay- rıldı. Ben ise dosyaları çevirmek için odama ilerledim. Aras'da buradaydı. Masama otu- rup dosyaları çevirmeye başladım. Uzun za- man sonra konsantrasyonumu toplayabil- miştim.

Yaklaşık yarım saat sonra kapının tıklanma- sı ile kafamı kapıya çevirdim ve Aras "Gel !" diyerek seslendi. Kapı açıldı ve içeri giren Bade ve Cansu ile Aras "Buyrun ?" dedi. Ben ise şaşkın değildim belirsiz duygular içerisi- ndeydim. "İzem, lütfen yalnızca 5 dakika." diyen Cansu ile oflayarak "Yalnızca 5 dakika fazlası olmasın." dedim ve başlarıyla onayla- maları ile ayağa kalktım Aras'a "5 dakikaya gelirim." dedim ve gülümseyip odadan ayrıl- dım.

Yıllar Sonra // KEREM AKTÜRKOĞLU Where stories live. Discover now