babanıza öleceğini söyler miydiniz ? Ben söyledim

19 7 13
                                    

Bulgaristanda doğmuştu.Şumnuda Osmanlı Torunuydu dedesi osmanlı subayıymış Edirne eskiden başkent sayıldığı için orada yaşamışlar.Baba da yetim kalmış. Anne abla ve kendisi 1950 lı seneler açlık zamanı. Sırtında odun taşımalarla, 7 yaşında çalışmaya başlamış. Bir erkek çocuğu atleti yırtık oldugu için okul koşusuna katılamamış. Ayakkabısı yırtık, Öyle bir çalışmış ki gençliğinde açlık gunlerine dönmemek için. Bulgarisatnın Şumnu şehrinin en çalışkan adamı seçilmiş..gazete küpürü var elimde. Türkiye sevgisi.Türkiye aşkıyla yanmış. Ve defalarca gelmek istesede yıllar sonra  Türkiyeye  ancak ailesiyle göç etmişti Büyük usta.
Elektrik Motor bobinaj ustasıydı. eskiden Türkiyede de motor Bobinaj işinden anlayan az usta vardı Türkiyede. Birçok usta babamın yanına öğrenmeye gelirdi. Rotor sarmak her bobinajcının işi değildi. Herkes rotor saramaz. Babam saradı. Bulgaristanda alman harbinden kalma Buyuk motorları çalıştırmış, buyuk başarı elde etmişti.

Türkiye çok şey aldı ustadan. Müşteriler o kadar çok Üçkağıtçıydı ki. Bir gün yolda müşteriye rastladık . usta sordu ''motor nasıl çalışıyor mu?? ''Müşteri --sorma usta bozuk ta fırsat bulamıyorum.hemen bozuldu ... getir bakarız. Eve geldik -YALANCI EŞŞEK- eger motor bozulursa gelecekte parasız yaptırmak için önceden plan yapıyor. Halbuki motor bozuk olsa 1 saniye durmaz -o zamanlar sayacılık-takunyacılık çok geçerliydi. Uyanık.
Ben bile babam kadar Dürüst olamadım-

Bir gün usta kahvedeyken dukkanda müşteri geldi. Buyrun dedim.
Fırını çıkardı dedi ki bu bozuk - ölçtüm biçtim bozuk olmadığını anladım 20 dakka sonra gelin dedim.
Hiçbirşey yapmadan şimdi çalışıyor dedim.çalıştırdım - Borcunuz 10 lira-aldım 10 lirayı cebime.
--yarım saat sonra babam kahveden döndü ---aynı anda müşteri de fırınla gelmez mi????
--suratım kıpkırmızı oldum-babam hiç bişey söylemeden çıkar parayı geri ver dedi çıkardım
verdim---megerse adamın fırını değil prizi bozuktu- bu tür işlerden para almazdı-gitti bedava yaptı. Usta.
Zamanlar geçti-beni çok agır eğitti- fabrikalara gönderdi--- Ve birgün bende Kalifiye bir Denizci oldum
Babam nasılsa bir motordan mı -yoksa bir dişçiden mi bilinmez Sarılık mikrobu kapmıştı Adi sarılık.
Ben sefer arasındaydım bana söylemediler. Önceleri deri döküntüsü alacalanma sandığımız şeyler aslında deri hastalıgı değil sarılıgın belirtisiymiş.

Usta ben yokken 1 gün kan kusmuş ve hastaneye kaldırılmıştı.
--ona sadece miden bozuk demişlerdi başta -ama hasta oldugunu sonra anladı. Artık kontrol altındaydı.
6 ayda 1 doktora gidiyordu-tahliller filan-Bir sefer arası yine geldim ---
Getirin rontgenleri analizleri dedim-bir doktor kitabım vardı elimde iç hastalıkları ile alakalı-
--ilk tahlillerle son tahlilleri karşılaştırdım-doktorların iyi-normal diye söylediğinin aksine babam ölüyordu..
Annem -babam sessiz bana baktı--

- BABA SEN ÖLÜYORSUN dikkat et kendine dedim.

-Vitamin iç- yemek ye bünyeni kuvvetlendir. Bişeyler yap bu böyle olmaz dedim:::

USTA KALKTI. DOĞRULDU KIZDI. BU ÇOCUK BENİ CANLI CANLI MEZARA GÖTÜRECEK BE dedi.. Bir oğulun babaya verdiği en ağır mesajdı bu.

Yine sefere çıktım babam 1 kez daha komaya girmişti. Ve tekrar normal buldum ama artık. Ayakta zor duruyordu mutlaka bir yere dayanması gerekiyordu... Beni görünce iyileşçem ben -iyileşçem ben dedi. Ve tekrar sefere gittim- Gemim fırtınaya girmişti. Ve fırtınanın ortasında Makinelerimiz stop etti
Ölecektik .denizin ortasında sahile yakınız ama yardım isteyemiyorduk- Kış mevsimi.soğuk. gemi oyle sallanıyorduki 1 tane tabak bile kalmamış tuvaletler herşey parçalanmıştı.açtık yürüyemiyorduk-altımıza yapıyorduk. Öyle 8 gün sallandık. 8 gun sonra biraz fırtına azaldı. Arızalı bir jeneratörle Usta hayatımızı kutaracaktı-telefonu açtım babama dedim ki baba böyle--- Ustanın sesi acıklıydı Kömürlerine bakııın- elektronik beyine bakııın- onun son şuurlu sözleriydi. Bu.. >Ben ustanın oğluydum anladım. Ve jeneratörü çalıştırdım. Limana girdik -*herşey normal oldu--- Gemim Karadeniz ordu limanına geldi-patronum beni arabasıyla eve getirdi-artık gemiyi bıraktım-ama babam artık tamamen ölüyordu--- usta beni gördü
2 damla yaş aktı gözünden konuşamıyordu-beni tanımışştı yataktaydı. Ve beni görünce artık bıraktı kendini.
Artık rahat ölebilirdi. Kardeşime güvenmiyordu çünkü kardeşim yufka yürekliydi.ben güçlüydüm.yol yordam bilirdim. Ölmek için beklemişti 2002. Bayram günü bize zehir oldu- babam inliyordu-yemegi kesti-gittim bayram günü aklıma serumö almak geldi direncini arttıracaktım -hiçbir hastane ölümcül hastayı almak istemedi.
Ölecek rahat bırakın ölsün dediler.---serumu verince babam uyudu biz de rahat uyuduk 2 gun sonra artık vücudu
Serum kaldııramadı -hareketsizlikten kaslar erimeye başladı- hareketli yatak gerekiyormuş nerden bilelim.
Doktor çağırdık çürüklerini alalım dediler -biraz temizleriz filan- hastaneye götürmesem babalarını öldürdüler diyecekler.o aklıma geldi. Gittik ambulansla .acımaz dediler ama ustayı bağırttılar--- sedyede bana ve ablama bir bakış attı BU GEREKLİ DEGİLDİ gibi bir bakıştı son bakışıydı-sabaha dogru öldü-annem çagırdı nefes almıyor. Sıcaktı Aynayı aldım burnuna tuttum. Suni nefes yapsam biraz daha acı çektirecektim ustaya.içimden
Onu kurtarmak gelmedi çünkü acı çekecekti..anneme döndüm ses etmeyin dedim . o kadar ve aglamayın yanında. Kardeşim şevkiyi aldım hadi oğlum belediyeye gidiyoruz dedim gittik.. artık herşey bitmişti
ben ölürsem açarsınız dediği bir çantası vardı- tam bir mezar parası ve masraflarını da hesaplamıştı usta.
Bize hiç yük olmadı..

USTA BENİM BABAMDI 

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Apr 04 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

ustanın ölümüWo Geschichten leben. Entdecke jetzt