30- şüphe

67 7 45
                                    

Hiç olmadığım kadar mutlu bir şekilde uyandım. Mutluydum, her şey güzeldi ama yavaş yavaş sönüyordu mutluluğum. Yerini şüpheye bırakıyordu.

Gerçekten Beomgyu'yu seviyor muydum? Çok az tanıdığım birini sevemezdim ama.

Gerçekten adı Beomgyu muydu? Sadece rüyamda gördüğüm bir şeye inanamazdım sonuçta.

Artık yüzüne bakabilecek miydim peki? Bu garip rüyadan sonra, hala arkadaş kalabilecek miydim onunla?

Duygularımın yansıması mıydı bu rüya? Yoksa elde edemeyeceğim bir şeye karşı gelişen arzu mu?

Beomgyu'yu geçtim, diğerleri neydi öyle? Tüm bu insanlar, daha önce hiç görmediğim kişiler... Deliriyor muydum ya da çoktan delirmiş miydim?

Bugün annemin sözü vardı, büyükannemin yanına gidecektik. Oraya gittiğimde Beomgyu'yu görürsem ne olacaktı?

Bomgyu diyip duruyordum ama gerçek adı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Tek bildiğim bu aşırı gerçekçi rüyanın tüm zihnimi kapladığıydı.

Belki gerçekti, diye düşünmeye başladım bir süre sonra. Ama şu an annemle beraber evden çıkmaya hazırlanıyor olmam ve telefonumda hiçbir grup ya da rüyamda gördüğüm kişilerin numarası olmadığı için kaybettim tüm umudumu.

Aklımdaki soruların hiçbiri cevap bulamazken arabaya bindim. Şimdi gerçeklerle yüzleşme vaktiydi.

Beomgyu'yla -ya da adı her neyse- konuşmak için belki de son şansım olacaktı bu.

in flowers, taegyuOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz