"O çikolatayı vücudunda tatmak istiyorum"

"Arhan" dedim

"Efendim"

"Beni tahrik etme, izin ver pastamı yapayım"

"Yap güzelim, yap"

Telefonu kapattıktan sonra tekrar işime koyuldum. Pastayı bitirdikten sonra mutfağı toplayıp odaya gittim. Nazlı bebeklerle ilgileniyordu. Gidip onları emzirdim. Aynı babaları gibiler...
O sırada aklıma sinsi bir şey gelmişti.
Şirkete gitmek istiyordum, kocama pasta götürecektim. Sonuçta işten geç geliyordu, orada tüm gün çalışıyordu, yorgun düşüyordu, yesin güç kuvvet olsun..

Yağmur ve Miran'ın iyice karınlarını doyurup uyutduktan sonra Halide anne ve Dilan yengeye bırakıp, Arhan'ın pastasını götürüp şirkete gittim. Taksi şirkete vardığında parayı ödeyip indim. Elimdeki paket yaptığım pastaya bakıp sırıttım. Direkt Arhan'ın odasının olduğu kata çıktım. Sekreteri haber vermek istesede, izin vermedim. Kapıyı hafifçe tıklattım. 'Gel' dediğinde kapıyı açıp içeri girdim. Kafasını dosyalara gömüp çalışıyordu. Gözlerini dosyalardan çekip kafasını yukarı doğru kaldırdı. Elimdeki paketi havada salladım

"Pasta getirdim sana" dedim
Kalkıp bana doğru geldi. Gözlerini tüm vücudumda gezdirdi. Sanki karşısında çıplakmışım gibi bakıyordu
Üzerime doğru yürüdü. Sırtımı kapıya yasladı. Eli kapı kulpuna taraf gitti. Kapıyı kilitledi. Kilit sesini duyunca yutkundum. Saçımı parmak uçuna dolayıp burnuna yaklaştırdı. Saç uçlarımı koklayıp öptü.

"Hoşgeldin" dedi

"Hoşbuldum" dedim

"Hangi sahne aklıma geldi biliyor musun?" diye sordu

"Hangi sahne?" yutkunarak konuşuyordum

"Hani dosya getirmek için gelmiştin ya"

"Evet"

"Bu odadan çıkacakken seni kapıya yaslamıştım, o zaman seni öpmemek için kendimi tutmak için ne kadar zorlandığımı bilemezsin" dedi nefesini dudağımda hissederken. Dudaklarımız bir birine çok yakındı. Elimdeki paketi aldı eline

"Demekki sende akşama kadar bekleyememişsin" dedi sırıtarak

"Pasta eşliğinde çay içmeye geldim ben"

"Tabii öyledir kesin" dedi sırıtarak

"Öyle" dedim. Arkasını dönüp masaya doğru gitti. Neden öpmedi ki?
Elindeki paketi masanın üzerine bıraktı. Pastayı çıkarıp bir parça ısırdı. Çikolata dudaklarına bulaştı. Dönüp gözlerimin içine bakarak dilini dudağının üzerinde gezdirip, diliyle dudağını yaladı. Seslice yutkundum. Bu adam beni sınıyordu.
Gözlerini üzerimden çekmeden bakıyordu gözlerimin içine. Dudakları sinsi bir şekilde yukarı doğru kıvrılmıştı.

"Çay içmeye geldim dedim, ama çay ikram etmiyorsun" dedim sitemle. Gidip koltuğa oturdum. Bende onun sınırlarını zorlayacaktım. Yüzüme masum tebessümü yerleştirip kocamı izledim. Arhan kapının kilidini açıp tekrar gelip koltuğunda oturdu. Asistanını arayıp çay getirmesini söyledi. Az sonra asistanı elindeki tepsiyle odaya girdi. Tepsiyi masaya bıraktıktan sonra odadan çıktı. Arhan tekrar gidip kapıyı kilitledi. Ben hiç oralı olmadım. Pastayı tabağa bırakıp çayımı içerken pastadanda yiyordum. Az önce onun yaptığı gibi bende onunla oynayacaktım. Dudağıma bulaşan çikolotayı dilimle yaladım. Çikolota parmağıma bulaştığı için parmağımı ağzıma aldım. Arhan oturduğu koltuktan kalkıp jet hızıyla yanıma gelmişti. Parmağımı kendi ağzına alıp emmeye başladı. Daha sonra büyük açlıkla dudağıma yapıştı. Isırarak öpüyor, daha sonra yalıyordu. Dilini ağzımın içine sokarak tüm vücudumu titretiyordu. Kafamı koltuk başlığına yasladı. Ayaklarımın arasına girip üzerime kapandı.Boşta kalan elimi onun omzuna yerleştirdim. Öpüşürken bile bu kadar yüksek sesler çıkıyordu, gerisini düşünemiyordum...nefeslenmek için koptuğunda bende nefes nefese konuştum

Yangın Külü/ Berdel✔️Where stories live. Discover now