1.bölüm kader kapanı

106 16 24
                                    

Umay hiç olmadığı kadar boşluktaydı.
o kadar bunalmıştı ki sanki ruhu bedenine sığmıyordu.

Görünmez olmaktan bıkmıştı. üniversiteden sonra onun için  hayat sanki durmuştu.

Hayatı boyunca okula gidip gelmiş, her gün yapacak bir şeyi olmuş, okul arkadaşlarıyla vakit geçirmişti ama şimdi tamamen yalnızdı ve bütün gün evdeydi.

Umayın ruhunu cehalet denen illete tutulmuş insanlar hasta etmişti.
Yani Umay hastaydı.

Bu yüzden ailesi onu eve kapatmıştı.
Basit hastalığı tedavi edilmeye edilmeye bütün ruhunu sarmıştı. 

Sağlıklı  düşünemez evinin yolunu bile bulamaz hatta kendini bilmez hale gelmişti.

Yine Umay kendini kaybettiği günlerden bir akşamüstü evi bilinçsiz bir şekilde terk etti.

Yalın ayak pijamalarla ince ince yağan yağmurun altında asfaltın üstünde öylece yürüyordu

Akan trafiğe aldırmadan arabaların ışıkları arasında yıkılacakmışcasına yavaş adımlarla yürüyordu.
Saçları ve pijamalari sırıl sıklam olmuştu.

Titreyerek yürümeye devam ederken birden omuzuna bir el dokundu.

Arkasını döndüğünde jandarma aracının tepe lanbaları gözünü aldı. Karşısın da bir uzman çavuş vardı.
Kalbi yerinden çıkacakmış gibi olan umayın aniden gözleri bulanmaya kulakları çınlamaya başlamıştı.
Birden yere yığıldı çavuşun yani metehanın tutmasına fırsat bulamadan öylece yığıldı yere.

Gözlerini acil serviste açan Umay verilen ilaçlarla kendine gelmişti.
Ailesi onu bulamayınca polise jandarmaya hatta akut ekiplerine bile haber vermişlerdi.

Böylelikle kısa sürede umaya ulaşmışlardı.

Bu Umay için bir fırsatmıydı hayatını tamamen degiştirebilirmiydi.
Artık umaydan herkesin haberi vardı. Umayin ailesinin en çok korktuğu sey olmuştu.

Artık çevredeki insanlar umayın hasta olduğunu biliyorlardı.
Anne babası umayi eve kapatıp iyileşmesini beklemişlerdi.
Onlar için psikolojik sorunlar şımarıklıktan ibaretti.

Umayın yaşadıkları hiç umurlarında değildi.
Duruma aile sosyal bakanlığı el koymuştu.
Umay tedavi olacaktı.

Umay kolundaki serumun yavaş yavaş süzülen damlalarına bakıyordu.
Çok yorulmuştu çevrede olup biten umurunda değildi.
  Umay acıyı unutmuş tamamen hissizleşmişti

kalbi taşa dönmüştü adeta ama uzun zaman sonra birsey olmuştu.
Umay kalp atışlarını hissetmiş heyecan duygusunu hatırlamişti Metahanin onu bulduğu anda.

Umayın hastane sedyesinde düşündüğü tek şey metehandı.
kimdi bu adam.

heybetli de biriydi uzun boylu hafif kaslı aynı Umay gibi ela gözlüydü.
umay metehanin gözlerinde kaybolmak istedi biran için.

Umay bu düşünceler içindeyken biranda metehanin gölgesi üstüne düştü.
Metehan: Umay hanım ön ifadenizi almak zorundayım kendinizi nasıl hissediyorsunuz ifade verebilecekmisiniz.

Umay sıkışan kalbini biran için tuttu derin bir nefes aldı sesizce kafasını salladı
Metehan tüm ciddiyetiyle  birkaç soru sordu "geçmiş olsun" dedi ve gitti.
Umayın tüm hayalleri biranda solmuştu Metehan hiç yüz vermemişti oysa Umay daha farklı olur sanmıştı.

Metehan  kısa süre önce kuzey ıraktan gelmiş geçici olarak mersine görevlendirilmişti.

Metehan da şaşkındı yaşananlardan ama Metahanin düşünecek daha çok deri vardi.

kanlı aşk Where stories live. Discover now