10. Bölüm-Vedalar

Start from the beginning
                                    

Güçlü yönler, geliştirilmesi gerekenler ve hatalar...

İlk sayfada hatalar kısmında bir eksi vardı. Merakıma yenik düşüp diğer sayfaları da hızlıca çevirdim ve hep aynı eksiyi gördüm. Serdar çalışmalarında hata yapmıyordu.

Bu kapıdan çıkınca nasıl bir Serdar ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Kafam karmakarışık olmuştu. Ne yapacağımı kestiremiyordum. Hiçbir şey düşünmek istemedim, er ya da geç bu odadan çıkmak zorunda kalacaktım. Sonuç olarak bana yardım etmişti. Yolda hiç tanımadığı bir teyzeyi de hastaneye getirip yardım edebiliyordu. Serdar'ın iyi bir insan olduğundan şüphem yoktu. Ayrıca sabırlı ve affedici bir adamdı. Ona küfrettikten sonra beni evinde misafir ediyordu, bana destek oluyordu.

Derin bir nefes aldım ve kapıya doğru yürüdüm. Ne olacaksa olmalıydı. Şu an ne halde olduğum umurumda değildi zaten dün benim en kötü halimi görmüştü. Kapının kolunu indirdim, beni küçük bir koridor karşıladı ve ilerideki salonu gösterdi. İlk kez yabancı olduğum bir evde bu şekilde temkinle dolaşıyordum. Duvarın bitimine doğru adımlarım yavaşladı ve nefesimi tuttum. Bambaşka bir dünyaya adım atmış gibi oldum. Burası bir bekar evi olamayacak kadar güzeldi. Kocaman beyaz raflardan oluşan duvara monte edilmiş kitaplık ve tam ortasında geniş ekranlı bir televizyon ve onun altında da oyun konsolu vardı. Pencerenin çaprazında bir piyano ve piyanonun üzerinde lacivert renkli bir elektro gitar vardı. Köşede bir l koltuk ve karşısında iki tekli koltuk vardı. Tekli koltuklardan birine oturmuş olan Serdar çekingen bir ifadeyle beni izliyordu. Birkaç adım daha attıktan sonra durdum. Yüzümü inceledi ve sakin bir sesle konuşmaya başladı.

"Nasılsın?" Dünyanın en normal sorusuydu ama şu an bulunduğumuz durum tuhaflaştırıyordu.

"Daha iyiyim." Yüzüne bakamadım, o kadar garip geliyordu ki evinde olmak... O gün ona kötü davranmıştım ama bana böyle sakin ve ilgili bir şekilde yaklaşması tek bir şeye işaret ediyordu. Serdar bana değer veriyordu, ona ne kadar kötü davransam da bu tavrından vazgeçmemişti.

"Annen çok merak etti seni. Konuşmak zorunda kaldım." Yemek masasını işaret etti. Annem... Bu konuyu sonuna kadar irdeleyecekti çünkü bu onun için olağan değildi. Yabancı bir erkeğin evinde ilk kez kalıyordum. Masanın üzerinde duran telefonumu ve çantamı gördüm. Annemi bir an önce aramalıydım. Hızlı adımlarla masaya ulaşıp telefonumu aldım. Bunu yaptığı için ona kızamazdım hatta annem ile konuştuğu için minnettardım. Tek çocuk olduğum için annem her zaman çok endişeliydi benim için.

"Odamda konuşabilirsin." Mahremiyet isteğimi elbette o da biliyordu. Geldiğim yoldan tekrar geri döndüm ve odaya girip kapıyı kapattım. Neye odaklanmam gerektiğini şaşırmıştım. Kafam çok doluydu ilgilenilmesi gereken çok fazla mesele vardı.

Ayrıca bu aramayı yapmaya korkuyordum ama annemi de daha fazla endişelendirmek istemiyordum. Arama ekranına girdiğimde anne ve babamdan olan çağrıları ayrıca bilinmeyen başka bir numaradan daha arandığımı gördüm.

Derin bir nefes aldım, bedenim kasılırken ekrana dokundum. Telefon çalmaya başladı. Tam beş saniye sonra annemin sesini duydum.

"Verda? Umarım sensindir." Bir an durum çok trajikomik göründü. Serdar ile kaç kere konuştuğunu bilmiyordum. Yine de annemi rahatlatması düşünceli bir davranıştı ve iyi ki öyle yapmıştı.

"Benim, korkma iyiyim." Rahat bir nefes aldığını duydum. Birazdan sorgulamaya başlayacağı için hızlı hızlı olanları anlattım.

"Dün olayların ortasında kaldım. Kolumdan yaralandım ama endişelenecek bir şey değil. Şoka girince sakinleşmem için Sevgi diazem yaptı. O da çok uyku yapar." Onaylayan bir cümle söylemesini bekledim, beni şaşırttı. Direkt konuya daldı, belki de Serdar ona olanları anlatıp rahatlattığı içindi asıl merak ettiği kişi haline de getirmişti bu durum.

GREYOUTWhere stories live. Discover now