YARALASAR 5

26.ALLAH SENİN GİBİ TÜMÖRÜN BELASINI VERSİN!

Merhabaa, iyi okumalarrr...

"Ahh, Sedef! Yine yaptın yapacağını kızım kalk," babam beni kolumdan çekiştiriyordu ama benim kalkmak gibi bir niyetim yoktu, çünkü pastanın tadı çok güzeldi. Pastayı yemeğe devam ederken biri beni omuzlarımdan tuttu ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni havaya kaldırdı. "Kedicik! Tüm pastayı yemişsin nerdeyse!" Diyen Kuzey ile beni kaldıran Alaz'a göz devirip Kuzey'e döndüm. "Abartma istersen sadece bir kaç ısırık aldım!" Diyerek pastaya baktım. Tamam aslında bir kaç ısırık değildi, NERDEYSE PASTANIN YARISINI YEMİŞTİM!

Kuzey bana, ben demiştim der gibi bakıyordu. "Evet pasta için üzgünüm," külliyen yalan! Aksine hiç üzgün değilim çünkü tadı çok güzeldi. "Üzgün müsün!" Diyen Süslü ile başımı iki yana salladım. "Değilim," diyerek itiraf ettim. Hakan,"Sakar yaptın yine yapacağını!" Diyince omuz silktim. "Tamam sorun yok ben yenisini sipariş veririm hemen," dedi Buket. Sırıtan Alaz'a baktım. "Ne oldu?" Diye sordum kaşlarım çatık. "Bir şey olmadı Sedef," diyince omuz silkip yüzümü yıkamak için banyoya gittim.

Aynaya baktım ve güldüm, "tam bir tatlıya benziyorum!" dedim kendi kendime ve yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Bir anlık üstümde hissettiğim gölge ile arkamı döndüm, ama kimse yoktu. Hayatımda bir kez hiç bir şeyi sorgulamadan iş yapmıştım ve o zamanda zehirlenmiştim bu yüzden arkamı dönüp odaları kontrol ettim, kimsenin olmadığına ikna olunca salona diğerlerinin yanına geri gittim. "Maya!" Rüzgar bağırarak isminin Maya olduğunu yeni öğrendiğim kedinin kuyruğunu tuttu. "Kedicik," Rüzgar peltek peltek bir kaç cümle kurduktan sonra Maya'nın kuyruğunu çekti işte her şey ortada bitmişti, çünkü Maya hiç sakin biri olmadığını herkese ispatlamıştı. İspatlamasaydı da olurdu, sırf onun keyfi için çocuğun yüzü parçalandı! Maya Rüzgar'ın yüzüne bodoslama atlamıştı ve yüzüne tırnaklarınu geçirmişti.

Aslı, "Rüzgar!" diyerek tekerlekli sandalyesini harekete geçiriyordu ki İshak ayağa kalktı. Çok hızlı bir şekilde çığlık çığlığa ağlayan küçük çocuğunun yanına gitti ve kediyi sert bir şekilde tutup yere fırlattı. Tabi kedi dört ayak üstünde düştü. "Lanlerefsiz kedi!" Yiğit olduğu yerden kediye bağırınca kedi tıslayarak hepimizi tek tek sürdü. "Kedi değil kaplan sanki," diyen Hakan ile başımı onu onaylamak için salladım. "Maya şuana kadar kimseye saldırmamıştı." Diyen Ecrin mahçup bir ifade ile bakıyordu. "Çiftleşme döneminde olmalı," diyen Alaz'la herkes Alaz'a baktı. "Dişi kedilerin çiftleşme dönemi doğduğundan bu yana kadar 6. ay başlar ve 10. aya kadar sürer, tabii bu sürede azgınlık yaparlar," kaşlarım çatık bir şekilde Alaz'ı izlerken Sare'nin sesini duydum. "Çiftleşmek ne?" Diyince ona döndüm. Pare utanç içinde, "hayvanların evlenmesine biz çiftleşmek deriz anneciğim," diyince Elvan araya girdi. "Peki, onlar nasıl bebek yapıyorlar?" diyince elimi alnıma koydum. "Büyüyünce öğrenirsin Elvan." diyerek elimi indirdim. "Ama ben şimdi öğrenmek-" Evren Elvan'ın sözünü kesti. "Çok mu öğrenmek istiyorsun? O zaman ben sana söyleyim. Erkek kedi kız kedinin boynunu ısırıyor ve öyle evlenmiş oluyorlar." Tamam aslında tam olarak öyle gözüküyordu ama anlatması garipti. "Çok saçma!" diyen Elvan ile kaşlarımı çattım. "Neresi saçma?" dedim.

"Sizde mi evlenmek için birbirinizi ısırdınız?" diyince ofladım. "Biz insanız Elvan onlar hayvan!" Dedim ve ekledim. "Bu konuyu kapat atık." diyerek ona yalandan sert bir bakış attım. "Anne, biliyor musun? Yalandan yaptığın şeyler çok belli oluyor." ALLAH'IM SEN BU ÇOCUĞUN AKLINI NEDEN ALAZ'A BENZETTİN! Tamam yani zekasına hayranım bu güzel bir şey fakat bu tarz durumlarda zekası beni cidden çıldırtıyor. "Pasta geldi!" Çalan kapı ile Yosun oturduğu yerden kalktı ve Michael ile birlikte kapıya doğru gittiler. Az sonra Michael elindeki kocaman kutu ile içeri girdi ve kutuyu masaya koydu. "Hadi masaya oturun," Yosun'un içeriye girerken söylediği şey ile herkes masaya oturdu.