-Bölüm 2-

57 7 1
                                    

    Nazlı ile beraber arabadan indikten sonra okulun girişine yürümeye başladık. Nazlı benden arkadaşlarının yanına gitmek için ayrıldığında ben hâlâ okulun girişinde boş boş binaya bakıyordum. Arkamdan gelen korna sesiyle birlikte yerimde sektim ve içimden bir dolu küfür söyleyerek arkama döndüm. Ahh hayır yine o okulun zengin tikilerinden bir tanesi aslında bu çocuğu tanımıyorum ama eminim yeni gelen şımarıklardan bir tanesidir. Bu arada merak edenlere söylüyorum zengin olabilirim ancak hiç o tikilerinden biri olmadım bundan sonraki hayatımda da olmayı düşünmüyorum.
Olduğum yerde dikilmeyi bırakarak duran son model arabanın yanına gittim ve camını tıkladım. Ve camı açtı hele bir açmasında göreyim. 

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ya ödüm koptu öyle birinin dibinde korna çalınırmı!?"

"Söyleyeceklerin  bitti mi?"

"Hah?"

"Anladım bitti."derdemez gaza bastı ve arka otoparka doğru gitti.

"Ukala!"diye arkasından bağırdım ben ben Eylül hiç altında kalırmıyım.

Sınıfa doğru giderken arkadaşım'en iyi' Elif  yanında ki yeni öğrencilerle yanıma geliyordu. Ahh bıktım şu kızın beni başkaları ile arkadaş etme çabası içerisinde bulunmasından. Ben bir tane arkadaşın varsa onunla yetinmeyi bilen birisiyim en azından boş samimiyet yoksunu insanlarla uğraşmak yerine akıllı bir arkadaşsızlık çekmeyi yeğlerim ancak zaten bir arkadaşım var yalnızlığa hiç gerek yok.

Bu arada ben kendimi tanıtayım. Adım Eylül esmer bir kızım arkadaşlarım bana esmer güzeli diye hitap ederler niye böyle dediklerini boşverin bende bilmiyorum. Siyah saçlar,gözler ve normal bir uzunlukta boyum var ve  ince bir vücuda sahibim. Yüzücüyüm en sevdiğim yapmaktan keyif aldığım şey zaten tek yüzmektir. Bu zamana kadar hiç sevgilim olmadı saçma sapan bir ilişki yaşamak yerine akıllıca yalnızlık çekmeyi yeğleyenlerdenim.
Hayatım boyunca her insan ve genç kız gibi gerçek aşkımı bulmayı ve yaşamayı bekliyorum.

"Heyy Eylül daldın yine."

"Hah? Efendim?"

"Hadi gel seni yeni öğrencilerle tanıştırayım."
Elif okul başkanı olduğu için direk yeni öğrencilerle o ilgileniyordu bu yüzden peşine yine bir sürü öğrenci takmış gibi görünüyor! Ve ben şimdi bunu gerçekten hiç çekemem.

"Elif ben kantine  gidicem sonra görüşürüz. " diyerek yanından uzaklaştım. Biraz kahve içsem iyi olur.

Kantine gidip her zaman ki sütlü köpüklü kahvemi Suzi'den aldım ve geçen sene herzaman tek başıma oturup kitabımı okuduğum en ucdaki masaya oturdum. Biraz zaman sonra zilin çalması ile müdürün her sene yaptığı o sıkıcı konuşmasını dinlemek için bahçedeki sınıfımın olduğu sıraya doğru yürüdüm ve beni bekleyen Elif'i görür görmez yanına geçtim. Müdürün müdüre göre kısa biz öğrencilere göre sıkıcı gereksiz konuşmasını dinledikten sonra sınıflara dağıldık.
Elif'in bana seslenmesi ile ona döndüm ve dikkatimi ona verdim her zaman ki gibi yılın başında yeni öğrencilerle sınıfı kaynaştırmak için yapılan planlama olduğu için benden ayrılıp boş başka sıraya geçmesi gerektiğini soylicekti eminim, aslında onun mahcup olmasını gerektiren bir durum yok ancak benim canım arkadaşım ben her sene bu olaydan hem çok sıkılıp hem de sinir olduğum için bana her seferinde bu açıklamayı yapıyor.

"Anladım Elif sorun yok. "

"Iıı tamam o zaman öptüüüm."

O na el sallayarak karşılık verdim ve cam kenarında ki kendi sırama geçtim. Asla yeni öğrenciye cam kenarımı kaptırmam.
İçimden inşallah bu sene beni sinir edebilecek kapasitesi olan birisi benim yanıma gelmez derken sınıfın kapısından sabah ki ukala çocuk girdi. ben arka ve on sıralara boş yer varmı diye bakarken

"Boşuna bakma boş yer yok 'mecburen' yanına oturucam."dedi 'mecburen' kelimesine baskı yaparak yanıma oturdu bu sene beni sinir edebilecek kapasitede olan o ukala çocuk. Bende ona cevap vermedim ve camdan dışarıya bakmaya devam ettim.

"İsmim Ege." Dedi bay ukala. Ben bir ona bir uzattığı eline bakarken öndeki sıradan Elif benim yerime cevap verdi.
"Eylül adı Eylül kendisi biraz asosyaldirde kusura bakma sen ona."diyerek bana uzatılan eli kendisine çekerek çocuğu sap kalmaktan kurtarak kendisine çekti ve kendisini tanıtarak sıktı. O sırada ben hâlâ bana denen asosyal kelimesine takılarak alttan Elif'in ayağına üç kere vurdum tehdit edercesine ve o da bunu anladı ve boğazını temizleyerek önüne döndü.

Yanımda ki çocuk yani Ege de bana alaylı bir ifadeyle bakarken tepem iyice attı ve sinirden konuşmaya başladım.

"Ne oldu çok mu hoşuna gitti?"dedim.

Hâlâ alayla sırıtırken "Evet çok hoşuma gitti." Dedi.

"İyi gül o zaman öyle saf saf." Dedim ve cama döndümve dönmez olaydım camın yansımasından gelen hocayı gördüm ve oflayarak ayağa kalktım. "Günaydın arkadaşlar." Diyerek masasına geçti ve çantasını bıraktı.

"Evet arkadaşlar ilk önce yeni gelen öğrencileri tanıyalım. "

Hocanın sözü üzerine ön siradan başlayarak yeni gelen öğrenciler kendilerini tanıttılar. Yanımda oturan yeni de kendini tanıtmaya başlayınca dikkatimi dışarı bakmaktan çekip o na verdim.

"Adım Ege Çağlayan,  Çağlayan Kolejinden geldim."diyerek yerine oturdu. Sınıfta soyadı ve geldiği okulun aynı olması üzerine büyük bir fisildaşma oldu ve sonra hoca öğrencileri susturarak arkadaki yeni öğrenciye kendini tanıtmasını söyledi.

Ben tekrar dikkatimi dışarıya verdiğimde aklıma yeni takıldı. Acaba okul babasının mıydı eğer babasının ise niye bu okula geldi. O sirada zil çaldı ve herkez tenefüse çıkmak için yerinden kalktı ben de lavobaya gitmek için ayağa kalktığımda yeni hâlâ oturuyodu kalkması için onu dürttüm ve o na gözlerimi diktim.

"Müsade edersen kalkcam da?" dedim soru sorarcasına.

"Hah? Pardon!" deyip yerinden kalktı o sırada ben de hemen geçtim tam giderken "Kantine mi gidiyorsun?" diye sordu ben de onu hiç duymamışcasina yanından geçip gittim. Arkamdan"Aman! Asosyal." diye bağırdı tabi benim buna geri tepkim ne olur kocaman bir göz devirmek.

Zaman; çok değişik bir kavram, ne durdurursun ne de ileri sarabilirsin. İşte ben de okul çıkışı hemen kendimi kaybedip saatlerimi geçirdiğim yerdeyim. Sudayım. Yüzdüğüm zaman zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum kendimi kaybedip tamamen uçsuz bucaksız hayallere dalıyorum. Düşünüyorum acaba ben neden bu kadar mutsuzum aslında hayatımda her şeye sahibim ailem var arabam var özel bir okulda okuyorum hayatta her şeye hemen hemen sahibim ama her zaman hep yanımda küçük bir eksiklik var ama bu neden kaynaklanıyor hiç bir fikrim yok. Belki de mutlu olamıyorum sadece kendimi mutlu sanıyorum. Belki de mutlu olmak için ev araba para pul gerekmiyor sadece saf temiz bir sevgidir ihtiyacım olan. Acaba bende bir gün sadece mutlu olabilecek miyim bir yanımda eksiklik hissetmeden sadece mutlu ?






Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum ilk defa hikaye yazıyorum iyi veya kötü yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. Teşekkürler.

MutlulukWhere stories live. Discover now