kırkikinci bölüm ~SAKLANBAÇ~

Start from the beginning
                                    

Berk. Sonunda hepimiz beraberiz mutlu bir şekilde.

Nil. Aynrn öyle sevgilim.

Yol boyu konuştular. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ve kafamı mertin omzuna koydum.

Tolga.

Evin onunde arabayı durduruk ve arabadan çıktık. Naz ve ışık uyuya kalmıştı. Işığı kucağıma aldım mertte nazı kucağına aldı. Işığı odaya götürüp yatağa yatırdım. Onune gelen saç tutumlarını geriye atım ve alnından öptüm.

Tolga. Sana ve bebeğimize asla bir şey olmasına izin vermeyecem güzel karım.

Dedim ve ışığın yanına geçip onu kendime çektim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Sabah uyandığımda ışık yanımda yoktu. Yataktan kalktım ve üzerimi değiştirip aşağa indim. Mutfaktan sesler geliyordu mutfağa girdiğimde naz, ışık ve nil kahvaltı hazırlıyordu berk ve mertte oturmuşlardı. Berkin yanına geçtim ve oturdum.

Berk. Günaydın.

Tolga. Sizede.

Dedim ve ışığı izlemeye başladım. İki ddakika sonra diğerleride aşa indi. Kahvaltı hazır olunca hepimiz kahvaltıya  başladık. Kahvaltıdan sonra salona geçtik.

Elif naz. Saklanbaç oynayalım mı?

Mert. Olur oynayalım.

Can. Ebe benim.

Dedi can ve ortaya atladı. Can hrp ebe olmayı severdi. Ne zaman ebe o olursa herkes yakalanırdı.

Leyal ışık. Ben oynamayacam.

Dedi ışık. Elinde ki çikolatayı yiyordu. Gülümsedim ve boynundan öptüm.

Tolga. Bende.

Kaan. O zaman sadece biz oynuyoruz, hadi abi git gözünü kapat ve saymaya başla.

Can. Seve seve.

Can gözlerini kapatıp saymaya başladı diğerleride saklanmaya başladı.

~Mert~

Naz ile çatıya çıkmaya karar vermiştik. Koşarak üst kata çıktık ve balokondan çatıya çıkıp kimsenin görmeyeceği tarafına oturduk.

Mert. Dikkatli ol düşme.

Elif naz. Merak etme.

Dedi bana naz. Gülümsedim. Onla baş başa kalmayı bile çok özlemişim. Telefonumu çıksrtım ve onun fotoiraflarını çekmeyr başladım.

Elif naz. Ya niye çeviyorsun beni.

Mert. Galerimde hep senin fotoğrafların var inanmıyorsan al bak.

Dedim ve telefonu ona uzatım. Telefonu aldı ve galeride gezinmeye başladı. Şok içerisinde bana baktı.

Elif naz. Sen şaka mısın mert.

güldüm ve telefonu alıp cebime koydum.

Mert. Hayır değilim güzelim.

Elif naz.  Bare şu pislikle olan fotoğraflarımı sil.

Pislik dediği kişi aliydi. Başımı onayladım. Aklıma nazın bana yazığı not geldi ve ona sormaya karar verdim.

Mert. Beni gerçekten seviyor musun bana aşk mısın hala.

Bakışlarını bana çevirdi ve yutkundu. Kızarmıştı her zamanki gibi.

Elif naz. Evet seni hala seviyorum sana hala aşığım sen beni terk ettiğinde dünyam başıma yıkıldı sevdiğim kişi tarafından terk edilmek hiçte kolay hiçte iyi değildi ben sana bağlanmıştım...

Mert. Ben seni terk etmedim zorla etirdiler tehdit ettiler ber dakika seni izliyordum hep seni koruyordum korumaya çalışıyordum.

Elif naz. Neden bana demedin tehdit edildiğini.

Mert. Ne önemi kaldı ki geçip gitti.

Elif naz. Peki öyle olsun.

Dedi ve telefonunu çıkartıp fotoğrafımızı çekti.

Mert. Bana da at.

Dedim. Telefonunu bana verdi ve kendin at dedi. Kendi numarama tuşladım beni hala mertim diye kayıt etmişti değiştirmemişti. Fotoğrafları atım kendime.

Mert. mertim öyle mi.

Gözlerini fal taşı gibi açtı ve bana bakıp hemen telefonu aldı. Telefona baktı ve hemen kapatıp cebine koydu.

Elif naz. Ne ya bana baka öyle.

Sırıtım ve kolumu omzuna koyup onu kendime çektim.

Mert. Naz benle çıkar mısın.

Elif naz. Ne.

Şok olmuştu. Bana bakıyordu bende ona baktım.

Elif naz. Sen gerçek mi diyorsun.

Başımla onayaldım.

Elif naz.Mert...

MAFYANIN KÜÇÜK TUTSAĞIWhere stories live. Discover now