Tanıdık Bir Yüz

En başından başla
                                    

-Koray abim bile gerildi ona sarılmana. Bu ailenin kıskançlık genleri bir bitmeyecek herhalde.

-Ayy çokta umrumdaydı. Siz hayırdır bir gülüşüp duruyordunuz?

-Maşallah Demir abiyle bir yakışıyorsunuz onu konuştuk.

-Düğün kıyafetlerini bile seçtik biz o arada

-Allah korusun, diyip elimi duvara vurmuştum.

Yanlışlıkla falan olur şimdi

-Beni cehennememi yollamayı planlıyorsunuz o zebaniyle

-Ne alaka be

-Çocuğa sarılıp gülüşen sen değil miydin? Bir anda ne bu nefret?

-O sadece öylesineydi. Ben niye o muşmula suratlıyla sevgili falan oluyum ki?

-Çok inandık şu an

-Öylesine diye az daha çocuğu dövdürtecektin

-Ben sizle paraları harcayacaktım. Ohh olsun size. Eve gidiyorum ben.

-Ne kadar verdiler ben sayamadım.

-Bende sayamadım ki. Sizle gezerken bitiririz diye düşündüm ama haketmiyorsunuz. Küstüm ikinizede

-Ne küsmesi biricik ablam benim

-En sevdiğim kuzenim gel gezelim. Seni orada yerler gel bak

-Ne bu? Banane gidiyorum ben

-Nereye gidiyorsun? Gelir misin buraya?

-Eve gidiyorum

En sonunda ikna edilmiştim ve dışarı çıkıp elit mekanlarda kıyafet bakıyorduk.

Melek'in ehliyeti olduğu için arabayı almıştı ve yolda üstlerini de değiştirmişlerdi.

Kıyafetleri denerken bir an kendimizi old money tarzımız varmış gibi hissetmiştik. Benim ablada o tarz vardı bu arada.

En sonunda her birimiz kombin yaparak almıştık kıyafetleri. Sonra ayakkabı ve takıları da alınca elimizde para kalmamıştı. Acıktığımızı farkedince bir yerde pizze söyleyip yemiş sonrasında eve doğru gidiyorduk.

Ama sorun şu ki ikiside aranıyordu. Abicikleri arıyordu. Kavga ederek konusurlarken ben önde telefonumla fotoğraf çekiniyordum. Maşallah pekte güzelim.

İkiside kapatmıştı ve aynı anda "sıçtık" demişti.

-Ne oldu ki?

-Misafirler gitmiş işte bunlarda bizi bulamamış. Sabahtan beri arıyorlarmış.

-Babamlarda abimlerde bizi geberticek.

-Keşke haber verseydik.

-İzin vermeyeceklerdi ama. Ne güzel eğlenmiştik ya.

-Off abartmayın ya. Onlara neymiş nerede olduğumuzdan.

-Ne bu rahatlık Alin Hanım.  En büyük azarı sen yiyeceksin gibi duruyorda.

-Numaran Atakan abide sadece varmış. O da arayıp ulaşamamış.

-Az önce beni aradı. Önemli değil diye açmadım.

-Lan harbi bunu mu yaptın?

-Evet. Bir şey olmaz ya bence. En iyisi kolumuz falan kırıldı mı desek ya?

-Suçluysan kurbanmışsın gibi yapacaksın.

-Çok katılıyorum.

-Ee hangimiz yaralanacak?

Bir Başka Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin