"Hayırdır Ardil efendi saat on'a geliyor ama sen hâlâ burdasın" dediğinde sert bir sesle Ardil sıkıntılı bir nefes verdi.

"Abi senin gibi evden çalışayım bende ne olur hem sabahın yedi'sinde niye gidiyorum ya yazık değil mi bana" dediğinde. Bakışları bana değdi ve benden yardım ister gibi baktı.

"Sakın yengeni araya sokmayı aklından bile geçirme. Her boku yedikten sonra karımı kullanarak paçayı yırtıyorsun" dediğinde sert bir sesle Ardil oflayarak masaya yöneldi.

"Git şirkette simit falan zıkkımlan geç kalmışsın zaten bir de kahvaltı mı yapacaksın" diyen Şervan ile hafifçe öksürdüm. Bu kadarı fazlaydı. Ardil'i kendinden sonra ki yönetici olarak yetiştirmeye çalışıyordu ama ipin ucunu bazen kaçırıyordu.

" Ardil gel kahvaltını yap sonra gidersin" dediğimde Ardil zaferle gülümsedi.

" Kraliçe'm benim ya " dediğinde masaya oturup yemeye başladı. Şervan da yanıma oturduğunda. Delal anne ve Ferhat Ağa da merdivenlerden inerken aşağı iniyordu.

"Otoritemi sarsıyorsunuz Nârin hanım" diye kulağıma fısıldayan adam ile tek kaşım havaya kalktı.

Bir yandan tabağıma kahvaltılıklardan dolduruyordu diğer yandan da otoritesini bozduğumu söylüyordu.

"Sana karşı olan zaafımı kullanıyorlar sen de buna izin veriyorsun" dediğinde ise dudaklarımda içten bir gülümseme belirdi.

Şervan çektiğim onca acıdan sonra bana bahşedilen bir lütuf gibiydi. Yolunu kaybetmiş bir geminin pusulası olmuştu. O benim yolumu bulmamı sağlamıştı.

Ekmeğe kaymak ve bal sürüp tabağıma bıraktığında elime küçük bir öpücük bıraktı. "Kendini bu gün yorma olur mu" diye sorduğunda ikinci ekmeği hazırladı.

"Tamam yormam, benim için endişelenme" dediğimde hazırladığı ekmekten yedim. Fazla evhamlı bir adamdı. Herşeyin en kötüsünü düşünüp ona göre önlem alıyordu. Daha doğrusu bu yönü söz konusu ben olduğumda olan bir durumdu.

Beni korumaya o kadar odaklıydı ki , bu uğurda sınır tanımıyordu. Şervan zor bir adamdı, yıkılmaz tabuları olan. Doğru olduğuna inandığı yoldan asla geri adım atmayan ve sevdikleri için her türlü fedakarlığı kendi hür iradesiyle yapabilecek bir adamdı.

"Yenge gece bekarlığa veda yapıyorsunuz ya güzel bir kız da bana ayarlasana ben de artık evlenip çoluğa çocuğa karışayım" diyen Doğan ile gülümsedim.

Bu çocukta ki evlilik aşkı kimse de yoktu.

Çayımdan bir yudum içtiğimde beni ciddiyetle dinlemeye hazır olan Doğan'a döndü bakışlarım. "Aslı da gelecek sana kız baktığımı görürse yapışır yakama" dediğimde Doğan'ın gülen yüzü hızla korkuya yer edindi.

"Yok kalsın tamam" dediğinde Şervan ve Ardil aynı anda kahkahalar attı. "Oğlum bu kızdan bu kadar korkma hem yakışıyorsunuz da" diyen Şervan ile güldüm.

"O Toros ben Lamborghini , o bulgur pilavı ben yaprak sarmayım kardeşim ne yakışması" dediğinde ciddiyetle Şervan ile birlikte aynı anda göz devirdik.

"Genç kızların vahşi sevgilisi Doğan & Aslı, sizce kim bu ilişkide ağır basar" diyen Ardil ile Doğan'ın öfkeli bakışları onu buldu.

" Siktir git işine lan " diye kızan Doğan ile "Küfür etme lan karımın yanında" diyerek araya girmişti Şervan.

" Senin karınsa benim de yengem hatta best kankam oldu kendileri o yüzden küfür edebilirim " diyen Doğan ile gülümsedim.

Nârin +18 Where stories live. Discover now