Serkan:bakma öyle kızım. İnansın inanası gelmiyor. Özelikle çağandan hiç beklemiyor insan bu olsa yine az çok da.

Diyip abimi gösterdi.

Arda:ne alaka!

Diye olduğu yerden fırladı.

Arda:ben gayet karıma sadık bir adamım lütfen.

Babam abime yandan bir bakış atı.

Serkan:inşallah.

Dedi sadece.

Derin bir sesizlik oldu.
Kimse konuşamadı.

Göz yaşlarım yere damlamaya devam etti.

Bir yanlışlık mı vardı?

O kadın neden şimdi durduk yere ortaya çıksın ki?

Çağan gerçketen böyle birşey yapmışmıydı?

Ama çağanda şaşkındı,en az benim kadar afalamıştı.

Bu işte bir şey vardı.

Hiçbir şey normal değildi.
Ne zaman normal oldu ki.

Derin bir nefes verdim.

Çağan çocuğunu mu sakladı bizden?
Yoksa çağandan mı çocuğu saklandı?

Çağanın nasıl çocuğu olurdu ki?

Yutkundum.

Acaba sevindi mi? Bir çocuğu olduğunu biliyor muydu? İyi bir baba mıydı? Bunu bana neden yapmıştı?

Oturduğum yerden kalktım.

Derin bir nefes verdim ve odadan çıkmaya yeltendim.

Arda:nereye?

Tuana:hemen geleceğim.

Dedim ve gittim.

Nereye gittiğimi ben bile bilmiyordum.

Aşağı inmeden önce gelen sesleri dinledim.

Kaç gündür onun sesini duymuyordum bilmiyorum kulaklarıma dolan sesi kalbimin ısınmasına neden oldu.

Yağız:abi bu nasıl olur?

Çağan:ne bileyim amına koyayım! Hayatımda ilk defa gördüm kadını.

Dedi telaşlı bir sesle.

Yağız:çağan. Sana inanmadığımdan değil ama bir kadın neden böyle bir şey söylesin?

Bir cevap bekledim.

Çağan:yağız Allah çarpsın o kadını tanımıyorum, çocuk benim değil.

Demir:tek gecelik bir kadın olamaz mı?

Diye sordu.

Çağan:çocuk dört yaşında yaşında. Ben altı yıldır başka bir kadının gözlerine dahi bakmadım.

Dudaklarımı dişledim.

Yağız:bu kadın neyin nesi o zaman!

Çağan:ah bir bilsem.

Diyip kendini koltuğa bıraktı.

Masada duran sigarayı dudaklarına yerleştirdi. Demirin uzatığı çakmak ile yaktı.

Bu sefer onu daha net gördüm.

Sürekli eli saçlarında olduğu için darmadağındı, uyulmadığı beliydi ve uzun süredir yemek yememişti.

Yüzünde gergin bir ifade ile duvara dönüştü.

Merdivenlerden adım adım indim.

Bakışları bana döndü.

Yağız yanındayım der gibi gülümsedi demir sadece baktı.

O yutkundu ve yavaşça ayağa kalktı.

Tek kelime etmeden kapıya doğru ilerledim.

Çağan:güzelim?

Dedi cevap vermedim.

Çağan:Tuana'm

Dedi bu sefer, yine sesiz kaldım.

Çağan:biraz konuşalım mı?

Kaşlarımı çatarak ona döndüm.

Tuana:neyi?

Çağan:bilmiyorum sadece beş dakika sesini duysam yeter.

Bakışları beni etkisi altına almaya yetiyordu.

Tuana:çağan. Uzak dur benden.

Onadan uzaklaştım.

Çağan:ha?

Tuana:çocuğun var orusbu çocuğu!

Dedim daha net anlaması için.

Çağan:o benim çocuğum felan değil!

Tuana:öyledir.

Dedim omzumu silkip.

Çağan:Tuana yapma güzelim. Öyle olmadığını sende biliyorsun.

Tuana:ney o zaman çağan? Kim o kadın? Kim o sana baba diye sarılan çocuk?

Sustu.bende susacağını biliyordum.
Ne diyebilirdi ki?

Kendini savuncak bir yolu yoktu.

Demir:neden DNA testi yapmıyorsunuz?

Tuana:bir önemi var mı?

Demir:belki de çağanın bir suçu yoktur. Sadece bir oyundur.

Kaşlarımı çatım.
Demir gözlerime bakmıyordu.

Sanki bir şeyler saklıyor gibiydi.

Tuana:gerek yok her şey ortada.

Çağan:bunu yapamazsın! Ortada hiçbir şey yokken beni suçlayamazsın!

Birden bağrınca irkildim.

Tuana:o zaman kanıtla bana çağan. O çocuğun senin olmadığını kanıtla.

Başka bir şey demesine izin vermeden uzaklaştım.

Çağan:nereye!

Diye bağırdı arkamdan.

Tuana:acaba senden sakladığım bir çocuğum var mı diye bakacağım.

Komik değildi ama güldüm.

Çağan:bir daha bunun şakasını dahi yapma Tuana!

Son kez gözlerine baktım.

Tuana:keşke sen de şaka yapıyor olsaydın.

Kapıyı açtım ve evden çıktım.

Derin bir nefes verdim.

Bir yanlışlık var.

Dedim kendi kendime.

Çağan yapmaz.

Yürümeye başladım.

Değil mi?

Nereye gittiğimi bilmiyorum ama sadece biraz yürümek onlardan uzaklaşmak istiyordum.

Çağan yapmaz.
Ona güveniyorum...

platonik (ÇT)Where stories live. Discover now