17. Bölüm

1K 53 11
                                    

Naz BOZDAĞ'dan

"Kanka mal mısın?" Dedim Esraya.

"Evet kanka malım." Dedi.

"Ben sana kaç kere diyecem kanka, o çocuk seni aldattı diye." Dedi tekrar. Bu kız harbi harbi maldı. "Bende sana diyorum ki; o kişi Bulut değilmiş. Benim adıma da fake hesap açmışlar, onun adına da." Dedim bıkmış bir şekilde.

Parkta Bulutla olan karşılaşmamız tatlı sonlanmış ikimizde birbirimizden özür dileyip barışmıştık. Ama tek sorun şuydu ki Toprak bana trip atıyordu. Ateş ve Rüzgar karşı taraftaki Kerem ve Barış ile arkadaş oldukları için pek sorun etmiyorlardı. Ama Toprak bana çok kırılmış gibiydi.

Parktan sonra eve gelmiş direk odama geçmiştim. Esrayı arayıp olanı biteni anlatmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü kız bir kere Buluta kinlenmiş, bilenmişti. "Naz, ablam, kuzum, benim saf kankam, mal kankam, LAN GERİZEKALI BU ŞİMDİ Mİ FARK EDİLİR!?" Diye cırladığında bir anda, korkuyla, telefonu elimden fırlattım.

Tekrar telefonun yanına gidip telefonu elime aldım. "Lan mal ne cırlıyon? Telefon elimden fırladı."

"Naz seni döverim. Seni iyi benzetirim hemde." Dedi. "He ondan ondan." Dedim bende. "Kapat şu telefonu elim kirli. Senle daha fazla konuşup sinirimi arttıramam." Dedi. "Tamam canım kankam. Hadi görüşürüz. Bok çukuruna düşte içimin yağları erisin." Dedikten sonra telefonu hemen kulağımdan çektim. Yüzüne kapatıp telefonu yatağımın üstüne fırlattım. Siktir saat akşam 7 olmuştu. Ve bütün aile bizi biraz sonra sorguya çekecekti.

Dudağımı dişleyerek odamdan çıktım. Salona inip televizyonu açtım. Bir süre sonra Ateş ve Rüzgar da gelmişti. İkiside iki yanıma oturmuş, Ateş kolunu omzuma atmışken; Rüzgar kollarını belime dolamış kafasınıda omzuma koymuştu. Mayıştığımı hissetmiştim. Tam gözlerimi kapatacakken abimin o mükemmel sesi evde yankılandı.

Üçümüzde kurulmuş gibi ayağa kalktık. "Sıçayım işine." Dedi Ateş. "Sıçayım kafana." Dedi Rüzgar.
"Sıçayım size." Dedim bende.

"Sıçayım ağzınıza." Diye koşturarak odaya girdi Toprak. Bir yandanda arkasından koşan Karan abimden kaçıyordu. Karan abimin elindeki haydar mı lan!?

"Lan ben size demedim mi bir daha okuldan kaçarsanız sizi döverim diye!? Naz sana başka cezalar vereceğim geç kenara." Dedi Karan abim. Bütün aile içeriye dolmuştu. Demir abim, Karan abimin elinden haydarı aldı. "Şiddetle bir yere varılmaz abim." Dedi Demir abim. "Konuşarak da bir yere varılmıyor abi!" Dedi Karan abim. Sanırım bu sefer hepsini sinirlendirmiştik. Dördümüzde odanın ortasında, kafamız eğik bir şekilde duruyorduk.

Göz ucuyla hepsine baktığımda hepsinin yüzü asıktı, sinirlilerdi. Gerilmiştim. Ateş bu halimi hissedince konuya el attı. "Tamam bidaha olmaz." Dedi.

"Nesi bir daha olmaz oğlum? Nesi bir daha olmaz? Bu kaçıncı? Sanada bravo kızım! Alkış yani! Sende bunlara uydun okuldan kaçıtınız öyle mi? Yazıklar olsun size!" Diyip odadan çıkmıştı annem. Gözümden bir yaş akmıştı. Yazıklar olsun diyecek kadar büyük bir şey yapmamıştık ki. Niye böyle davranıyorlardı?

Babam önümüze gelip bize kınarcasına baktı ve gitti. Gözümden bir damla daha yaş aktı. Bu tepkileri çok fazlaydı. Bunalmıştım. Okuldan, yaşadıklarımdan, daha bir çok şeyden bunalmıştım. Ama anlamıyorlardı. Anlatıyordum ama dinlemiyor, 'derslerine odaklan geçer' diyorlardı.

Ellerimizi önümüzde bağlamıştık. "Bazen size verdiğimiz emeklerin boşa olduğunu düşünüyorum. Özelliklede sana." Dedi Karan abim beni göstererek. Göz yaşlarım artmıştı. "Abi bidaha olmayacak diyoruz niye anlamıyorsunuz!?" Dedi Rüzgar. "ÇÜNKÜ OLUYOR GERİZEKALILAR! BİZİ AYAKTA UYUTMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ AMA OLMUYOR! BU GÜN SİZİ O PARKTA GÖRDÜM AMA YANINIZA GELMEDİM. UZAKTAN İZLEDİM! KİMDİ O ÇOCUK LAN KİMDİ!? KARDEŞİNİZ GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNDE BİR ÇOCUĞA SARILIYOR VE SİZ KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ ÖYLE Mİ!?" Diye bağırdı Demir abim. "Bende bundan sonra şiddet dışında size yapılana karşı çıkmayacağım." Dedi.

Bozdağlar|AbilerimWhere stories live. Discover now