"aa jisung uyanmışsın." dedi ve o da gülümsedi.

UYANMIŞSIN? sanki kendisi sabahın 7'sinde odun kesip uyandırmamış gibi!

"evet saolasın abi benim alarmdan daha işlevlisin."

"anlamadım?"

"ya boşver abi erken uyandığımız iyi oldu erkenden gidelim evimize."

"gidersiniz bekle biraz şu bir kaç odunu keseyim sobayı yakacağım kahvaltı eder gideriz."

"tamamdır o zaman ben minho hyungla kahvaltıyı hazırlarım sen çabuk ol."

kafasını sallayıp testereyi tekrar çalıştırdı.

çıldırıcam! ses dayanılmaz derecede sinir bozucu.

koşar adımlarla bahçeden çıkıp eve girdim ve minho'ya seslendim "minho kalk!"

"sal biraz uyicam."

"ya kalk kahvaltı hazırlicaz yani sen hazırlicaksın sonra bay jung evimize gitmemize yardım edecek."

oflayarak kalktı yataktan "off jisung off."

"on minho on."

"bunu bir daha yapma eskidi."

"olsun yine de yapıcam."

söylene söylene mutfağa gitti.

*****

güzel bir kahvaltı yedikten sonra yola çıktık bay jung gerçekten iyi biliyoe gibiydi buraları zaten adamda 'buralar hep dutluktu' diyecek tip var.

"dikkat edin burda dikenler var."

kafa salalyıp dediği yerden dikkatlicr geçtik.

ileriden sesler gelmeye başladı ilerledikçe netleşiyordu.

bay jung "durun!" dedi aniden.

"ne oldu?"

"siz burdan dümdüz gitmeye devam edin bu sesler polislerin sesi muhtemelen sizi arıyorlar benden kimseye bahsetmeyin."

"ne? neden?" dedim şaşkınca.

"dediğini yapın sadece dümdüz gidin karşınıza çıkacaklar dikenlere dikkat edin."

bay jung arkasını dönüp hızla ilerledi "herşey için teşekkürler!" diye bağırdım arkasından.

"hadi jisung."

minho'yla ilerleyip polislerin olduğu yere gittik.

içlerinden bir adam bizi görüp yanındakine bir şeyler söyledi ve yanımıza ilerledi.

"seo minho ve seo jisung?"

"evet."

"sonunda bulduk sizi bizimle gelin aileniz meraktan ölecek."

kafa sallayıp polisin gösterdiği arabaya bindik.

"nereye kayboldunuz çocuklar dünden beri?"

"biz de bilmiyoruz yürüyüş yapıyorduk birden yolumuzu kaybettik." dedim

"tamam anladım bir daha bilmediğiniz yoldan gitmeyin aileniz ne kadar merak etti biliyor musunuz?"

"özür dileriz."

"neyseki hâlâ tek parçasınız geceyi nerede geçirdiniz? yırtıcı hayvanlar dolı bu orman."

"bay j-" diyeceğim sırada minho lafımı kesti "boş bir kulube bulduk girdik sabah olana kadar orda bekledik sabah olunca dönmek için çıktık yola sizin sesinizi duyduk koşa koşa geldik."

Chaotic Family 'minsungWhere stories live. Discover now