20|Ruhu, çocukluğuna esir düşmüş adam

Начните с самого начала
                                    

"Ane buğ?" diye sordu, minik parmağıyla televizyonu göstererek.

Gösterdiği büyük aslana bakarak, "Bu baba aslan." dedim.

"Buğ?"

"O da bebek aslan."

"Aaağ, ebek."

Ağzıma mısır atarak, "Evet, bebek. Tıpkı senin gibi." dedim. Yanağına dudağımı bastırarak, kokusunu içime çektim. Dizlerimin üzerine oturmuş, ayaklarını, pufa uzattığım bacaklarımın üzerine koymuştu. Ara sıra gülüyor, bazen de şaşkın bir tonlama da konuşuyordu.

"Güsel! Ebek asan güsel!"

"Sen daha güzelsin."

"Omaz, oğ güsel!"

"Tamam, o da güzel ama sen benin güzelimsin."

Arkasını dönerek, başını göğsüme yasladı. Çocuksu şefkatle bana bakarak, "Abam? Abam güsel?" diye sordu.

Sol avuç içimi yanağına koyarak, fısıltıyla karışık bir sesle konuştum. "Baban da güzel."

Beni göstererek, "anem?" diye sordu. Sanki senin mi güzelin der ister gibiydi.

"Evet, benim güzelim."

Ellerini çırparak, "Ağağ!" diye bir tepki gösterdi. Babasının güzel olmuş olması, özellikle de benim, hoşuna gitmişti. Onun haline gülerken, aynı animasyonun şarkılı bir versiyonu çalmaya başladı. Ritmine uygun, İnci'm dans ederken, önce kapı sesi duyduk. Sonra Turan'ın geldiğini gördük. Animasyonu durdururken, İnci'mi de alarak ayağa kalktım.

Günlerdir hep olduğu gibi, fazlasıyla yorgun olmasına rağmen bize içten bir tebessüm ediyor, öpüyordu.

Koşar adımlarla karşısında dururken, gözlerimdeki parıltılarla ona baktım. Tebessüm ederek, ilk önce benim alnımdan ve şakağımdan öptü. Sonra aynı şeyi kızımıza da yapmıştı.

"Abam! Bağk!" dedi, televizyonu göstererek. "Üçük asan! Aba asan!"

Turan'ın bakışları televizyona dönerken, kızımızı öperek, "Gördüm yavrum." dedi. Öyle güzel dedi ki, erimeden edememiştim...

"Aç mısın?"

Bana dönerek, bir kere daha bu kez yanağımdan öptü. Başını iki yana sallarken, bu kez konuşacak kadar bile dinç değildi. Bu gün fazlasıyle yorulmuş olmalıydı. Kucağında başını babasının boynuna gömen kızımıza bakarak, "Sen İnci'yle otur. Ben sana hafif bir šeyler hazırlayayım." dedim. Ne kadar aç değilim dese de, biraza acıkacağını biliyordum. Şayet bu saatler de beni uğraştırmamak adına, aç değilim diyordu.

Gitmeme izin vermeden önce, cebinden çıkardığı çikolatayı uzattı. Çocuksu bir sevinçle ona bakarken, kıkırdadım. Ve tabiri caizse, çikolatayı alır almaz mutfağa doğru koştum. Arkamdan duyduğum kahkahasıyla, içim bir hoş olmuştu... Önce, sandviçini hazırladım. Ardından çay suyunu koyarak, ısınmasını beklemeye başladım. Bu sırada, telefonuma bir kaç mesaj gelmişti.

Gariban ve yaverleri isimli gruptan mesajlar var.

Firengiz: BEN ÇOCUK BAKICISI MIYIM?!!!!

Firengiz: Gelen giden çocuk baktırıyor.

Firengiz: şaka gibi!

Nur: alt tarafı kocam beyle gezmeye gitmek istedik. Ne var yani bir kaç saat bizi idare etsen🥹🥹🥹🥹

YABANCI NEFES (2 HAFTAYA DÜZENLENECEKTİR)Место, где живут истории. Откройте их для себя