“Ne oldu sesin çıkmıyor artık?”

Mia’nın yeşil gözlerinden yaşlar akıyordu. Dudaklarında ki o kan kokusunun tadını dahi alabiliyordu. Adamın dudaklarından bir gülüş sesi çıktığında, Mia’nın ağlama sesleri daha çok duyuldu. Eğer genç kıza şeytanı tarif et deseler kesinlikle adamın silüetini örnek verirdi.

Kızın ensesini bırakıp gitmek için toparlanmaya başladı.
Kemerini tekrardan beline taktıktan sonra önüne gelen saçlarını itip odadan çıkıp gitmişti.

Mia ise ne kadar süre o yatakta kaldığını bilmiyordu. En sonunda sırtında olan ağrı ile zar zor yataktan kalkmıştı.
Yavaşça ofise doğru yürüdü. Canı yanıyordu kimsesiz olduğu için, böyle bir iblisin eline düştüğü için.

Bir tek babası vardı onun da hiçbir şeyden haberi yoktu. Gözyaşları damla damla yeri ıslatıyordu. Sırtındaki acı aslında zayıflığından daha çok canını acıtıyordu.

Yavaş yavaş odadan çıkıp masanın yanına geldi. Derin birkaç nefes aldı. Emindi şuanda makyajının aktığına nasıl çıkacaktı şimdi bu lanet şirketten ama çıkması lazımdı bir an önce eve gitmek istiyordu.

O ev onun şuanda güvenli yeriydi.
Önce tuvalete gidip yüzünü yıkadı sonra bulduğu ıslak mendille yüzünü silmeye başladı. O her sildiğinde gözyaşları damla damla akmaya başlıyordu.

Yavaşça asansöre bindiğinde sırtındaki acı o kadar katlanılmaz hale gelmişti ki bir anlık gözleri resmen kararmıştı. Girişe geldiğini anlayan o sesi duyduğunda kendini son kez toplayıp asansörden dışarı çıkmıştı.

Onu beklediğini bildiği girişte ki arabaya direkt titreyen bedenini atmıştı. Nasıl bir istismarın içinde olduğunu hala anlamıyordu. Eve girdiğinde Calorin’in evde olmaması için dua etmişti şu anda bu halde onun karşısına çıkmak bulunduğu durumu daha karışık hale sokacaktı. O her zaman Adon’la yatması için baskı kurardı, şimdi ise bu durumdan, bu halde olmasından kendisini suçlayacak gibi hissediyordu . Evin sessizliği ile karşılaştığında kesinlikle anlamıştı evde değildi. Direkt banyoya girdiğinde ağlama sesleri daha çok artmıştı.

Yavaş yavaş üstünü çıkarıp aynanın karşısına geçti. Yeşil gözleri artık daha koyu bir hal almıştı. Hangi acıya ağlayacaktı. Sırtındaki acımı yoksa kalbindeki acımı daha çok canını yakıyordu.

Kandırmıştı kendisini Adon’dan farkı yoktu, tek dertleri onu yatağa atmaktı.
Yavaşça arkasını döndüğünde dudaklarını ağzıyla sıkı bir şekilde kapattı. Beyaz tenine işlenen Kemer izleri bir mühür gibi basılmıştı sanki tenine. Adon kendi şiddet mührünü kızın pamuk tenine basmıştı.

“Bu istismarı daha fazla kendime yaptırmayacağım.”

Mia son kez baktı sırtındaki izlere yemin etti aynı izleri o adamda göreceğine dair. Sonra ise soğuk duşun altına girdi. Bedeni buz tutup içindeki ateşin en azından biraz bile sönmesi için saatlerce o soğuk suyun altında durdu. Ama ne içindeki ateş ne de sırtındaki o acı geçmemişti.

Duştan çıktığında ise direkt havlu ile beraber yatağın içine girdi cenin pozisyonunu alıp derin bir nefes verdi. Ve sonra gözlerini kapatıp o karanlığa ruhunu teslim etmişti.
Ertesi gün ise ateşler içinde uyandığında kolunu kaldıracak hali yoktu. Tek duyduğu şey telefonun sesiydi üst üste gelen aramalar yüzünden yanında duran telefona baktı. Arayan MASSİMO’ydu şu zamanda en son sesini duymak istediği kişiydi. Aramasını sessize alıp titreyen bedeni ile iyice yatağa sindi. O kadar çok vücudu  ağrıyordu ki hiçbir şey yapacak halde değildi.

Dudaklarından kısa bir öksürük çıktı. Yapayalnız hissediyordu kendisini, terk edilmiş hissediyordu. Zihni iyice bulanıklaştığında tekrardan gözlerini kapattı.

“Ateşi var hemen gelmen lazım.”

Mia duyduğu sesle gözlerini zar zor açtığında gördüğü silüet onu şaşırtmıştı. MASSİMO ise en azından kızın uyandığını görünce derin bir nefes aldı.

“Mia.”

Kızın yanına oturup o güzel yüzünü avuçlarının içine almıştı. Mia ise birkaç dakikalık şaşkınlıktan sonra kendini toplayıp adamın elini yüzünden geriye itmişti.

“D-dokunma bana.”

Boğazı o kadar acıyordu ki sanki bir iple nefes borusunu iğneyle dikmiş gibiydiler. Mia adamın bedenini itmişti o kandan birinin artık kendisine dokunmasına tahammül edemezdi.

“Ateşin var."

Adamın söylediği birkaç cümle kızı daha çok sinirlendirmişti. Yataktan doğrulup Adamın kara gözlerine bakıp konuştu.

“Emin ol o ateş benim içimde yanan ateş MASSİMO.”

“Doktor çağırdım.”

Mia daha çok sinirlenmişti adam resmen onu takmıyordu.

“Siktir git! Senin bir şeyini istemiyorum nereye aitsen oraya git.”

Massimo’nun kaşları derin bir şekilde çatıldı.

“Nereye aitsem mi?”

“Aynen öyle nereye ve kime aitsen, benden uzak durun.”

Kız yataktan kalkacakken dengesi bir anda kaybolup düşerken adam kızın belinden tutmuştu işte bu temas genç kızı daha çok çileden çıkarmış son bir güçle adamın yanağına sert bir biçimde tokat atmıştı. Öyle bir tokattı ki odanın içinde ses yankılanmıştı. Mia hırsını alamamış sanki bugün yaşadıkları o adam yüzünden olmuş gibi üst üste darbeleri göğsüne vurmuştu. MASSİMO hiçbir şekilde kıpırdamamış gelen darbeleri kabul etmişti. Mia adamın çenesini sert bir şekilde kavrayıp konuşmaya başlamıştı.

“Şu gözlerimin içindeki ateşe bak MASSİMO öyle bir ateş ki hepinizi yakıp yıkacak kadar büyük o yüzden benden uzak dur!”

Mia adamın çenesini bırakıp arkasını döndüğünde adamın sözleri ile bedeni kaskatı kesilmişti.

“Adon seni bekliyor.”

Diğer bölüm geçmişten gelecek

Neler olacak?

Diğer bölüm?

Massimo?

Mia?


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 07 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MASSİMO (+18)Where stories live. Discover now