6.bölüm. Zehirli sözcükler.

Start from the beginning
                                    

Hava nemliydi ama uşuyordum. çünkü şuan deli gibi yakalanma korkusu vardı üstümde. hala sesizlik bana yaklaşan herhangi adım sesleri yoktu. yada peşimden bağıran kimsede yoktu. kahretsin neden kaçmıyorum hala burda duruyorum!. ayaklarım gitmiyor lanet olasıca ayaklar her tehlike olduğunda bu şekilde kilitlenmesi zorunda mı?

Kendimi sakinleştirmek adına derin bir nefes alıp verdim. ve yavaşça omzumun üstünden arkama baktım. ofakat orda ki görüntü beni şoka uğrattı. dejavu yaşadım sanki. gözlerim dehşetle büyüdü. korku bütün duygularımı alt ederek zirveye ulaşmıştı. insanlar garip bir şekilde yeniden kenara dizilişini izledim. hepsi asker gibi tek hizaya çekilip birinin geçmesini bekliyorlardı sanki. korkum artıkca kalbim göğsümün içinde sığınacak yer bulamıyordu. ve şakaklarımda biriken ter damlaları daha kendilerine bir yol ayırt etmeden yarıda kesilip kuruyordu. karın eşsiz görüntüsüne eşlik eden loş ışıkların arasına bir gölge düştü sanki. tanıdık bir sulet belirdi orda. uzun bir yol değildi fakat kar yüzünden hava gittikçe bulanıjklaşıyordu gözlerimin önünde.

Ve tamda bu esnada. o kişi Günyüzüne çıktı. saklandığı sisler sadece onun etrafındaydı. inanamadım birden bir kaç defa şoktan açılmış gözlerimi kırpıştırdım. kirpiklerimin üstüne kadar yağmıştı kar. farketmiyordum koca şehri kaplamıştı beyazlar. yeniden kışa sürgün edildi şehir ve yene bir sonbahara şimdi veda ettim. ruhum sarsıldı sanki. zaman durdu şu an şu saniye içinde işittiğim tüm sesler kesildi. önce onun zemine hükmer gibi ağır ve sert adım sesini doldurdu kulamları mı. daha sonra suleti canlandı gözlerimin önünde. bir saniye bile unutturmadığı o gözleri girdi görüş açıma. yutkundum tekrar tekrar. lakin yetmedi yeniden deniyordum olmuyordu. kalbimin ritmik sesini beynimde attığını hisettim. Ellerim titredi içimde binlerce eşyanın kırıp dağıldığını ve saç diplerimde ki terlerin ağır hareketlenmelerine kadar korkusuyla esir aldı bedenimi.

Karının yoğun yağışı nedeniyle ıslanmaya başlamıştım. ve dikildiğim yerde bir saniye bile gözlerimi kaçırmaksızın ona baktım. uzun uzun sanki her yere yasak koymuş. her çıkış her insanın yüzü yasaklıymıs gibi gözleri beni ona bakmam için zorluyordu. bana çıkışın ve ölümün benim diye haykırıyordu gözleri. daha bir çok duyguyu hissettiriyordu. ama benim şuan hissettiğim tek duygu korku ve bilinmezlik. kendimde olmak zorunda olduğu mu bilsemde hipnoza olmuş gibi burdan çekip gitmek yerine düm düz ona bakıyordum. lanet herif beni kontrol ediyordu. ruhumu değil sadece bedenimi kontrolü altına almıştı.

Sarı kum rengini taşıyan gözleri tıpkı bir avcı gibi üstümdeydi. hiç bir yerde değil sadece gözlerime sabitlenmişti. saçları karın ıslattığı kadarla anlına yapışmıştı. geniş bir kostüm vardı üstünde. ve o kostümün içinde bile belirgin kasları kendilerini ele veriyordu.

Saniyeler içinde adımları önümde durdu. hala heteketsizce sadece ona bakıyordum. bedenim kilitlenmiş gibi sadece beden diliyle nefes alıp verebiliyordum ama ayaklarım gözlerim olmak üzere dönüp kalmıştım. Eğlenen ifadesiyle yüzümü izlerken. dudağının kenarı zaferle yana çekildi. ve dillendiremediğim bir ifade vardı yüzünde. iyi gelmiyordu tam tersi çok kötü hisettiriyordu.

Sanki oyun bitmiş gibiydi. öfkeli olması yerine fazla eğlenmişe benziyordu. o an aklımda çakılan detayla hızla duruldum. ejah denilen kızın söyledikleri canlandı zihnimde.

SAU RAWES (SERİSİ)Where stories live. Discover now