S2- BÖLÜM 22: FIRTINANIN İZLERİ

Start from the beginning
                                    

Alt dudağımı ısırdım. Tamam, yine kaba Eleanor oyunda olacaktı. "Açık olacağım." dedim gözlerinin içine bakarak. "O hak tam olarak Danny ile benim, seninle Maddy'nin nişanlı olduğunu duyurulduğu an bitti. Çünkü ben o an Çim Biçme Makinası'nın geri dönüşü olmayan bir şekilde yok olduğunu anladım."

"Sizin bu eski aşık muhabbetlerinizi gerçekten çekmeyeceğim." Elena'ya yandan bir yargılayıcı bir bakış attım.

"Buradaki kimse de seni çekemiyor, Elena. Özellikle de şu koca kibrini."

"Laflarına dikkat et, Gölge." Alayla güldüm.

"Dikkat etmekten bıktım."

"O cici, tatlı kıza ne oldu merak ediyorum doğrusu." dedi Brendon kısık gözlerle beni izleyerek.

Kaşlarım manidar şekilde havalandı. "Ben de senin sevgili Maddy'nin nasıl delirdiğini merak ediyorum doğrusu. Benimki kadar açık beyan olmadı." Tüm çenesi gerildi. Hadi bana istediğimi ver.

"Maddy hakkında düzgün konuş." Armond'ın yüzüne geniş bir gülümseme yayılırken iki adım geriye gitti.

Gözlerimi irice açıp Brendon'a baktım. "Ne yaparsın? Sen de mi hayallere bağlayarak üzerime atlarsın?"

"Eleanor yeter artık!" diyen Clark'ın yüksek sesi yayıldı. "Ciddiyetini hemen üzerine almazsan olacaklardan ben sorumlu olmam." Dudak büküp onu süzdüm.

"Sende o tip yok zaten, Clark." Kaşının seğirmesi ile tam olarak doğru noktaya bastığımı anladım. "Sen sorumluluğu üstlenenden çok o işi batıran tipini veriyorsun. Nasıl Yandaş oldun, biraz anlatsana." Etrafta çatırdayan enerjisini hissedjyordum. "Sinirlendin galiba."

"Sesini kes." dedi Danny uyarıcı bakış eşliğinde.

"Bana emir verme." Göğsü öfkeyle inip kalktı.

"Saldırın." Emrini verdi Hanry.

"Karşılık vermeyeceğim."

"Vereceksin." dedi Marcus sert bir ifade ile.

"Sana sorduğumu sanmıyorum."

"Sandıklarınla hiç ilgilenmiyorum."

Kollarımı göğsümde buluşturup Marcus'a baktım. "Neden yapayım?"

"Çünkü çabalaman gerekiyor."

"Neden?" dedim tekrar. Bir müddet yüzüme baktı. Çünküsü yoktu.

Adem elması oynadı. "Çünkü Eleanor böyle yapar." dedi Danny Marcus yerine. Gözlerimi Marcus'tan alıp Danny'e çevirdim. Onu baştan aşağı süzdüm.

"Nişanlıma beni çok iyi tanıdığını mı iddia ediyor yoksa?" Sahte bir şekilde gülümsedi.

"Biraz."

"Gösterini kes artık." Bu sesi oldukça iyi tanıyordum. Bingo!

O tarafa dönüp bakmadım. Sadece sırtım gerildi, kalp atışlarım hızlandı. "Buradaki kimse senin oyuncağın değil, Gölge." Göreceğiz, Bay Jaxsen. "Yapman gerekeni yapmakla mükellefsin."

"Yapmam gerekenler tanımı oldukça büyük aslına bakarsanız." dedim kalp atışlarımın aksine sakince. Ne mi yapıyordum?

Sadece biraz oyun.

Bir tutam kafa karışıklığı.

"Saldırın." diyen kişi Bay Canavar. Gözlerim üçünün üstünde gezindi. Brendon, Armond ve Elena. Ben de emre uydum.

Saldırdım.

Direkt olarak Brendon'a. Biraz zorlasa da zihnine doğru süzüldüm. Tüm her şeyi solladım. Öylece gezindim zihninde. Esintim yavaş yavaş güçlü bir melteme dönüştü. Kaşları çatıldı. Armond saldırmak için hamlede bulunurken Elena'dan da gelen inlemeyle gözleri ona çevrildi. Bu durumda Elena'ya da oyunculuk düşüyordu tabii. Tıslayarak elini başın koydu. Brendon'ın zihninde bir fırtına estirirken kaşlarım çatılmış ikisine bakıyordum.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now