10

252 19 12
                                    

Toplantı bitmişti. Ağalara yemek dağıtılıyordu. Karar ise yüreğime su serpmişti. Yaren abisinin yanına İstanbula okumaya gidecekti. Şimdi ise Yarenin annesi ile birlikte Yarenin yanına gidiyorduk "Çok sağol kızım. Sen olmasaydın kızımı kaybedecektim" sıkıca sarıldım Ayşe ablaya. Gözlerimizden akan yaşları durduramıyorduk. "Ana?" Dedi Yaren bize doğru gelirken. Ayşe abla ile ayrıldık ve Yaren annesine sıkıca sarıldı. "Niye ağlıyorsun? Verdiler beni ona değil?" Dedi incecik sesi ile "Vermediler kuzum. Vermediler" dedi annesi ağlayarak. Bu sefer sevinç gözyaşlarını döküyorlardı. Bu Yarenin kaderindeki belki en büyük dönüm noktası olacaktı. Kuma olmaktan kurtulmuştu üstelik okumasına bile izin vermişlerdi ve bunlar Ateş sayesinde olmuştu. Toplantının geri kalanında eher ağaları ikna edemeseydi şuan Yaren ağıt yakıyor olacaktı...

Misafirler akşam 6ya kadar konaktaydı. Gittiklerinden sonra ise dinlenmek için odama çıkmıştım. Odama girince ise yatağımda yastığıma sarılmış uyuyan bir Ateş asla beklemiyordum. Ne işi vardı burda? Uyandırmamaya özen göstererek yanına gittim ve ayaklarımın üzerinde oturarak sevdiğim adamı izlemeye başladım. Vazgeçeceğim demek kolaydı. Peki vazgeçmek? Onu görünce atmaya başlıyordu sanki kalbim. Bir süre onu izledim ve yakalanmamak için ayağa kalktım ve altınlarımı çıkarıp makyaj masama bıraktım. Aşiret toplantılarını bu yüzden sevmiyordum. Beni yürüyorlardı. Banyoya gidip olabildiğince uzun kaldım ve çıktığımda Ateşin gitmiş olmasını istedim. Ama ne yazık ki isteğim olmadı. Üzerimde gri eşofmanlarim kafamda yeni çeri askeri gibi bir havlu ile banyodan çıkınca elinde çocukluk fotoğrafımıza bakan Ateşi gördüm. Kapı kapanma sesini duyunca bakışları bana döndü ve kafamdaki havludan dolayı gülmeye başladı "Gülme" dedim ama bende gülmeye başladım "Yeni çerilikten sipahiliğe ne zaman geçersin" dedi gülerek. Bende o sırada makyaj masama oturup kremlerimden sürmeye başladım ve aynadan ona kusuyormuş gibi hareket yaptım. Yerinden doğruldu ve fotoğrafı yerine koydu "Ne işin var burada?" Dedim umursamaz davranmaya çalışarak "Seninle konuşmam gerekiyordu" Deyince ona doğru döndüm "Bne geldiğimde uyuyordun ama?" Başını eğip gülümsedi "Kokun beni mayıştırıyor ne yapabilirim?" Gir karın mayıştırsın demek vardı şimdi "Ne söyleyeceksen söyle Ateş uykum var" dedim "Bugün aşiret toplantısından sen çıkınca Pars geldi. Seni sordu.Niye seni soruyor bu lavuk" Eskiden olsa detaylıca cevap verirdim ama onu yerine "Arkadaşım" dedim sadece tek kaşını havaya kaldırdı "Öyle olsun bakalım" dedi ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Başımdaki havluyu çıkardı. Saçlarımın nemini alacaktı. Çok özlemiştim onu. Zaten aylardır yoktu. Şimdi ise yanımdaydı ama değildi. Yavaş yavaş canımı acıtmadan havluyu saçlarımda hareket ettirdi ve havluyu aldı belli etmeden saçlarımı koklamaya çalışıyordu ama öyle bir içine çekiyordu duymamak imkansızdı Tarağımı alacağı sırada onu durdurdum. O bana kardeş gözü öle yaklaşabilirdi. Ama ben sevdiğim adamın karısı diğer odadayken ona yaklaşamazdım. "Noldu" dedi nefesini verirken "Git artık Heja bugün çok yoruldu. Karın ile ilgilenmelisin" dehşetle baktı yüzüme "Sen varken başkası ile ilgilenmem ben sen bilmiyor musun?" Niye şaşırıyordu bu kadar? "O başkası değil Ateş. O senin karın"

Yazardan
Heja bütün gün bir oraya bir buraya koşuşturmaktan çok yorulmuştu. Ancak bir ümit belki Ateş gelir diye uyumuyordu. Saatlerce bekledi ama kimse gelmedi. En son çareyi temiz hava almakta bulan Heja odasından çıkınca Sevdanın odasından gelen ses ile ayakları yere çivilenmiş gibi durdu "Karım olması sikimde değil. Ben sana gülerim sana bakarım seninle ilgilenirim. Başkası ile değil" kocasının sözleri ile gözlerinden yaşlar aktı Hejanın. Farkındaydı. Ateş Sevdayı seviyordu. Sevda Ateşi seviyordu ama Ateş farkında değildi. Heja yaşını silip odasına girdi tekrar. Bu gece kocasının aklına girmeyi hedefledi. Banyoya girdi ve çeyizinden en iddialı mor geceliği seçti. Dudaklarına kırmızı ruj sürdü ve saçlarını havalandırdı. Sevdanın toprak gözlerinin aksina Hejanin okyanus mavisi gözleri vardı. Kocası kıyafet almak için bile olsa bu odaya gelecekti. Öyle de oldu. Kısa bir süre sonra odanın kapısı tıklatıldı "Gel" dedi Heja. O Ateşe aşıktı. Ve inanıyordu ki Ateşte ona aşık olacak. Ateş odaya girince Heja heves ile ona gülümsedi ama Ateş kadına bakmadığı için fark etmedi bile. Banyoya adımlayan kocasının arkasından gidip gitmemek arasında giderken. Cesur davranarak Banyoya girdi Heja. Kocası duş alıyordu. Elleri titreye titreye reddedilme korkusu ile kabinin kapağı açtı ve Ateşin yanına girdi. "NE YAPIYORSUN LAN SEN?" dedi Ateş hiddetle ancak Heja onu duymamazlıktan geldi. Saten geceliği sudan sırılsıklam olurken ellerini kocasını omuzlarına yerleştirdi ve kocasını öpmek için hareket etti. Ancak Ateş hızla karısını itti ve kabinden çıktı. Bornozunu giyip yatak odasına girdi Ateş ve delirmiş olduğunu düşündüğü kadını bekledi. Herkes karın karın diye gezerken o Hejaya karısı gözünde bakmıyordu. "Çık banyodan konuşacağız" dedi sertçe. Çok Bekletmeden üzerinde bir bornoz ile çıkan kadın ayakları geri gide gide çıkmıştı o banyodan "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Dedi Ateş sertçe "Ben sana daha en başında sadece bu kapının dışında karımsın demedim mi?" Ellerini saçlarına geçirdi Ateş "Ben" dedi Heja ancak konuşamadı çünkü ağlamaya başladı. Ateşin yüzünde mimik bile oynamadı. Onun merhameti tek bir kişiye vardı. "Ben sandım ki birlikte olursak gerçek karı koca gibi oluruz" Ateş daha da sinirlendi bu sözlere "Ulan sex yaparak karı koca olunsaydı şimdiye yarı Mardinin 4şer kuması vardı sen ne diyorsun?" Heja gözlerini kapatıp açtı "Sen söyle ozaman Ateş. Sen niye evli olduğumuz halde bana kocalık yapmıyorsun?" Başını iki yana salladı Ateş "Ulan biz severek mi evlendik? Cevap versene? Seni bu konağa sadece kaçan ablanın bedeli olarak verdiler." Hejannin ağlaması şiddetlenince Ateş umursamaz bir şekilde giyinme odasına girdi ve giynip odayı terk etti. Karısı ise saatlerce ağladı. Ama yaşını kimse silmedi...

Sevda AteşiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ