Giriş

2.6K 104 9
                                    


Çaresizce ikinci bir şans dileyen kadına istediğini verdik. Bu defa hayat senin hayatın kadın.

Kendin için yaşa...

Gözlerimi yeniden açtığımda tenimi yakan ve saçlarımı savuran bir rüzgar vardı. Neden bu kadar üşüdüğümü anlayamayarak etrafıma baktığımda ayaklarıma indi bakışlarım.

Çıplaktı.

Bacaklarımda çıplak sayılabilirdi.

"Güneş!"

Adımı bağıran biriyle irkilerek o tarafa döndüm. Bir apartmanın kapısından dışarı çıkan adam korku dolu gözlerle fark etmediğim cansız bir bedene doğru koştu. Yerde cansız yatan kadının üstündeki saten geceliğe bakarken gözlerim kendi üstüme döndü.

Benim üstümde de onun üstündekinin aynısı olan bir gecelik vardı.

"Güneş!" diye bağırdı adam. Çaresizce ağlamaya başladığında kadına dokunmaya korkar bir ifadesi vardı. "Aç gözlerini sevgilim... Uyan Güneş! Gidemezsin!"

"Halbuki gideceğime hiç inanmamıştı."

Yanımdan gelen sesle irkilerek başımı sağa çevirdim. Tıpkı benim gibi, tıpkı yerde yatan o kadın gibi giyinmiş biri daha vardı. Ayakları çıplak, simsiyah uzun saçları dalgalanırken yüzünde acı bir tebessüm vardı. Gözleri dolu dolu olmuştu. Bembeyaz teninde tek renk gözlerindeki kırmızılıktı.

Bakışlarım yerde yatan bedene döndü. Adam hıçkıra hıçkıra ağlarken etraflarına insanlar doluşmaya başlamıştı.

Kadının kafası bizden tarafa döndüğünde ürperdim. Bir adım geri çekilip yanımdaki kadına döndüm ve usulca "Ben..." dedim. "O, ben miyim?"

Bana baktı. Yanağına süzülen yaşı silerken yutkundu. "Sen benim ikinci şansımsın."

Bir adım daha geriledim.

"Anlamıyorum. Burada ne oluyor?"

"Ölüyoruz." dedi. Şimdi adamın kolları arasındaki bedeni işaret etti. Saten geceliği kızıllığa bürünmüş o bedeni gösterdi.

"Ölüyor muyuz?"

Başını salladı. "Gidiyorum. Sonunda gökler beni duydu."

Bakışlarım ona döndüğünde bana doğru yaklaştı ve kollarını bana sardı. Teni buz gibiydi.

"Teşekkür ederim."

Neden teşekkür ettiğini anlayamadan usulca kayboldu. Artık etrafta sadece kalabalık, ağlayan adam, az önce giden kadının ölü bedeni vardı sadece.

İnsanların oluşturduğu çemberin içine girdim ve etrafıma göz attım.

Kimse beni görmüyordu. Varlığımdan haberdar değillerdi. Ya ben? O halde ben de mi ölmüştüm?

Hala deli gibi ağlayan adamın yanına çöktüm ve yağan karın soğuğundan korumak ister gibi sardığı kadına baktım.

Kalbim sıkıştı.

Dudakları canlılığını yitirmiş gibi soluktu. Başının neresi yara almıştı bilmiyorum ama yüzünün yarısı kana bulanmıştı. Kolları, bacakları grimsi bir renkti sanki... Ölüyordu.

Adam kadına göğsüne bastırıp deli gibi ağlamaya devam ediyordu. Şimdi ona bakıyordum.

Simsiyah saçları alnına dökülmüştü, yine de alnında ince bir çizgi vardı. Sanki eski bir izdi. Alnına dökülen saçlarına tutunamayan kar taneleri düşerken acı dolu yakarışlarıyla dünyaya kapanan gözleri usulca aralandı. Başı göğsüne bastırdığı kadına döndü ve gözlerindeki o çaresizliği gördüm.

Kahve gözleri yeniden kapandığında yanağına süzülen yaşın dudaklarına ulaşmasını seyrettim.

Kadın ölüyordu ama adam sanki daha çok ölüyor gibiydi.

Kendime mukayyet olamayıp elimi, adamın yüzüne uzattım. Akan damlayı daha dudaklarına ulaşmadan tutmayı başardım. Parmak ucumda oluşan ıslaklıkla gözlerim elime döndü.

Durdu. Gözleri açılırken bakışları bir şey arar gibi etrafta gezindi, eli yanağına dokundu ve yeniden ölmek üzere olan bedene sarıldı. Uzaklardan bir yerden bir siren sesi duyuldu.

Kalbimin acıyla dolduğunu hissettim. Hayır bu, hissettiğim kar soğuğundan daha fazlasıydı. Tüm kemiklerim sanki bin parçaya ayrılıyormuş gibiydi. Elimi kalbime bastırıp acı bir çığlık attım ve olduğum yerde kıvrandım. Gözlerim yaşla dolarken görüşüm bulanıklaşmaya başladı.

Ölüyordum... Sanırım ölüyordum.

Elimi son bir gayretle öne uzatıp adama dokunmak istedim. Fakat olmadı. Acıdan bayılacağımı hissettim.

Elim yere düşerken acı yoğunlaştı ve en sonunda beni de içeri çekti.

Ölen bendim...

Aslında kendime bile veda etmiştim...

Merhabalar! Bu hikayeye başlarken gerçekten garip bir ikilemde kaldım

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Merhabalar! Bu hikayeye başlarken gerçekten garip bir ikilemde kaldım. Yazması biraz zor olacak. Çok sorunlu bir dönemdeyim ve çektiğim çileleri bir ben biliyorum bir de Allah! Güneşli günleri görelim derken kendimi Güneş'i yazarken buldum. Çok tatlı, güçlü ve umutlu bir kadın. Okurken onunla bağ kuracağınızı, seveceğinizi biliyorum.

Hayatları birbirine teyet geçen iki insan, bir noktada kesişirse?

İnsan çok kırılgan bir varlıktır. Ama yine de bin kere kırılsa bin birinci kez kırılmak için yeniden toparlanır...

İlk bölümde görüşmek üzere, hoşça kalın.

Güneş Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum