"efendinin az köleliğini yapıyorum biraz da senin kölen olayım."

Söylene söylene prensin yemeğini masaya koymuştu. Yine kızın yüzüne dikkatli dikkatli bakıyordu .

"hey hey ne yapmamı istiyorsun ağzına mı tıklayım şimdi de yemeği."

Bu kez de gözleri ile peçeteyi işaret ettiğinde mia nefesini bir kaç saniye tutup geri verdi. Evet evet adam kesinlikle kendi gibi ukala yetiştirmişti.

"ahh sen sokak köpeği olmamışsın ondan bu havalar."

Peçeteyi alıp köpeğin önüne sıkıştırmıştı. Resmen köpek kendisinden daha görgülü çıkmıştı. Bu durum yüzünden kendini tutamayıp kıkırdadığında prens ters ters kıza baktı.

"hey hey sahibin gibi bana ters ters bakma."

Prens göz devirdiğinde mia şaşkınca dudakları açıldı cidden bir köpek göz devirmişti

"oha."

Cidden oha köpeğin bu kadar akıllı olması onu şaşırtmıştı.

"demek ki üzüm üzüme baka baka kararır cidden."

Daha fazla köpekle uğraşmayıp karnını doyulmaya baktı hamburger den büyük büyük ısırıklar aldığında ne zaman bittiğini anlamamıştı en sonunda hamburgeri bittikten sonra prense doğru baktı prenste yemeğini bitmiş hatta ağzını önüne sıkıştırdığı peçete ile sildiğini görünce gerçekten asil bir köpek olduğunu anlamıştı.

Beraber hamburgerciden ayrıldıktan sonra denizin olduğu tarafa doğru yürümeye başladılar. En sonunda mia ayakkabılarını da çıkarıp çime doğru yürümeye başladığında köpek yine ters bir bakış attı.

"bana bak suratsız kendin bunlarla yürüde göreyim."

Köpek yürümeye devam ettiğinde mia iyice sinir olmuştu.

"kesinlikle bu kuçu kuçuya bir köpek olduğunu hatırlamam lazım."

Yerde bulduğu Pet şişeyi alıp köpeğin önüne geçti

"hadi yakara."

Prense doğru attığında köpek tenezzül bile etmeyip şişenin yanından geçti. Mianın kaşları çatıldı bu köpek kendini ne zannediyordum.

"hey bana bak kuçu kuçu sen bir köpeksin ona göre davranıp bana bu şişeyi getirmen lazım."

Şişeyi tekrardan attığında prens bir şişeye bir de miaya baktığında mia kollarını birbirine kenetlemişti. Prens gözlerini kısıp bir anda mianın üstüne atlayınca mianın bedeni yerlere buluştu.

" oha. "

Bir köpeğe bakıyordu bide etrafına sonra prens duyduğu ıslık sesle bir kaç kez havlayıp kızın üstünden kalkıp ileriye koşmaya başladığında mia yavaşca ayağa kalktı. Massimo gelmişti ve köpeğinin kafasını seviyordu. Hey bir dakika neler oluyor burada mia sinirle köpeğe doğru yürüdüğünde sanki onu parçalamak istiyordu.

"seni piç kurusu ne yaptın üstümü."

Massimo anlık şaşkınca köpeğe baktı. Hatta köpekte massimo ya baktı. Resmen ikisinde kızın ağzından bunların çıkmasına şaşırmıştı. Mia ellerini saçlarına daldırdı. Ne yapacaktı şimdi elbisenin açıklamasını.

"ah siktir siktir."

Ayağını hırsla yere vurdu. Massimo ise kızın cidden sinirlendiğini anlamıştı.

"sakin ol mia."

Mia bu kelime daha çok çileden çıkarmıştı. Bu sikik adam ne anlardı fakirlikten şuanda bile ona para yüzünden dayanmıyor muydu. Dudaklarından bir kahkaha çıktı sonra tekrarda gülmeye devam etti. Evet uzaktan bakınca delirmiş gibi görünebilirdi ama şuanlık genç kızın umurunda dair değildi. Gülmesi durdu ve işaret parmağını kaldırıp köpeği işaret ederek öfkesini kusmaya başladı.

"senin bu sikik köpeğin elbisemin içine sıçtı."

Prens adamın arkasına geçtiğinde normalde böyle bir tavır sergilemezdi her zaman cesur bir köpek olmuştu. Ama mianın resmen gözlerinden saçlarından daha ağır bir alev çıkıyordu.

"sakin ol.".

"sende sürekli bana sakin ol diyip durma baksana."

"alt tarafı bir elbise abartma."

Mia öfkeyle bir kaç adım atmıştı adama.

"senin bu alt tarafı bir elbise dediğin elbise bile bana ait değil! Senin yanına yakışmak için bu elbiseyi calorinden ödünç aldım ve şimdi baksana her yeri pislendi."

"kuru temizleme masraflarını karşılarım merak etme.".

Bu sözler genç kızı daha çok sinir ediyordu. Öfke ile sırtında calorinin sakladığı etiketi koparıp önüne attı.

"elbise mağazadan geri iade etmek için aldı. Ama artık kızın elinden patladı. Bide herşey eksik gibi ona elbise alacağım."

"Ne kadar söyle vereyim bu kadar öfke patlamasına gerek yoktu."

Mia için bunlar son sözlerdi. Bir anda öfke patlaması yaşayıp elbisenin fermuarını indirdi. Massimo daha neler olduğunu anlamadan genç kız elbiseyi üstünden çıkarıp adamın ayaklarının dibine attı. Hem massimo hem de prens şaşkınca ayaklarının altında duran elbiseye bakıyordu.

"O paranı müsait bir yerine sokarsın!."

İşler kızıştı?

Massimo hak etti mi?

Mia'nın karakteri sizce nasıl?

MASSİMO (+18)Where stories live. Discover now