17. On İki Buçuk

10 1 0
                                    

Dün gece Leon ile hiç bir şey konuşmamıştık. Evden ayrılmış sabah erkenden gelmişti.

Hiç uyumadığım için göz altlarım şişmiş ve kızarmıştı.

Banyodan çıktıktan sonra hızla odaya yürüdüm. Bu havada duş almak mantıklı bir karar değildi ama aylardır duş almadığımı göz önünde bulundurursak herkes bunu yapardı. Luka da benim ardımdan banyoya girmişti. O duş ala bilmişti çünki Diana'nın bizi sakladığı yer de banyo vardı, yani benim kadar pislik içinde değildi.

Leon eve dönerken bize bir kaç kıyafet daha getirmişti. Yeşil elbiseyi üzerime giydikten sonra ayna da ıslak olduğu için kıvır kıvır olmuş saçlarımı gördüm. Ayna da ki halime güllümseyerek baktım. Yüzüm kötü bir haldeydi. Gözlerim kızarmış, şişmiş, tenim solmuş ve gözle görülür bir şekilde kilo vermiştim.

Elime bir tarak alarak saçlarımı taramaya başladım. Kendim ile göz göze gelmeyi sevmemiştim.

Islak saçımı taradıkca su damlaları yalın ayağıma düşüyordu ama kıvır kıvır saçlarım kendi haline dönüyordu.

Tarağı bırakarak beyaz çorabları ve beyaz botları giydim. Yatakda duran kırmızı, kelebek şeklinde bağlanan bandanaydı saçıma takmak istedim.

Ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Bu şeyin nasıl takıldığı hakkında hiç bir fikrim yoktu.

Kapı açıldığın da aynanın yansımasından içeri girenin Leon olduğunu gördüm. Beni görünce kısa bir an duraksadı, ama kısa sürdü bu. "Duş mu aldın?" diye sordu.

"Evet." dedim.

"Ev soğuk." dedi.

"Sorun değil."

"Hasta olucaksın."

"Hasta gibiyim zaten." dedim ruhsuz bir sesle.

Yanıma gelerek kırmızı bandanayı elimden aldı. Nemli saçlarımı arkaya alarak kırmızı bandı bağladı. Soğuk eli saçlarımda gezindikce garib bir duygu karmaşası yaşanıyordu içimde.

"Yeşil elbise gözlerini daha çok belli etmiş." dedi kuru bir sesle.

Cevab vermek yerine ayna da kendime bakıyordum. İki yandan önüme düşen bir kaç tutam saçı öylece bırakarak arkama döndüm. "Bandana nasıl?" diye sordum Leon'a meraksız bir sesle.

Belli belirsiz bir tebessümle. "Bandanayı taktığım saçların çok güzel." dedi daha sonra kaşlarını çattı. "Ama ıslak, hasta olucaksın." dedi.

Omuz silkerek yanından geçib kapıya doğru yürüdüm. "Pelerini giy." dedi yatakda duran kıpkırmızı olan pelerini göstererek. Göz alıcı duran pelerinin pahalı olduğu gözle görünürdü.

Leon pelerini alarak yanıma gelib ona bana giydirdi ve pelerinin kapşionunu ile saçlarımı örttükden sonra yakamda bağlanan broşörü  bağladı daha sonra elini üzerimden çekti.

" Bunu neden giydim?" diye sordum.

"Gidicez birazdan." dedi arkasını dönüb yatağın köşesine giderek gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Henüz iki düğmesi açıkmışken dışarı çıkarak kapıyı kapattım.

Ben yürüdükce pelerin yerle sürünüyordu. Salona gelib şöminenin yanına oturdum. Luka ve Diana'da burdaydı.

"Abime ne oldu Luna?" diye sordu Diana. Anlamayarak ona baktığım da, "İyi görünmüyor. Bu gün de çok sessizdi." dedi. Sesi endişeli çıkmıştı. Kardeş bağları en az Luka ve benimki kadar güçlüydü.

Büyüleyici Evren - DüzenleniyorWhere stories live. Discover now