3 bölüm. ölümsüz bir zaman.

Start from the beginning
                                    

Bir an önce çıkıp gitmek istiyordum. Ama görünüşe bakılırsa burda ki işimiz biraz uzun sürecek. Ona bakmamı ısrarla isteyen adama gözlerimi çevirdim. Gözlerinde gördüğüm o karanlık ifadeyle derinden yutkundum. İşin iyi yönü bu öfkenin sebebi ben değildim işin kötü tarafı ise bu kişi mehil'di. Ve buna yanında kı hazel gözlü çocuğun bakışları dahil. Kehribarların sahibi aramızda bir adımlık mesafe kaldığında. Başını eğerek karanlık nefesini yüzüme üfledi. "Sana verdiğim şansın kıymetini bilerek bir şeçim yapmanı istiyorum." Diyerek beni afallattı. Sesinde ki o otorite ve yapmaktan asla çekinmeyecek kadar acımasız olduğun yönününü çok açık. göstermişti. "Ya yeğenini bırakıp burdan gidersin. Yada." Diyerek gözlerimin en derinine baktı. Dudakları kıvrıldı. "Yada burda kalıp yapacaklarıma seyirci kalırsın. Ve sana tavsiyem bu benimle olmaktan hiç memnun kalmazsın." Dediğinde. Tam anlamıyla beni köşeye sıkıştırmıştı.

Üstelik bana zaman dahi vermeden vermeden sanki sıkılmış gibi. "Sadece beş saniyen var." Aksisi mümkün olmayan sesi tüm itirazlarımı engellemişti beş saniye mi hah bu adam kaşınıyor. Öfke bedenimde harlanınca kendime engel olmadan işaret parmağımı havaya kaldırıp. " Sizden ve sizin gibilerden korkup kaçacak kadar aciz değilim"dedim sesimi yükselterek."eğer  yeğenime dokunmaya bile cüret ederseniz işte  zaman karşınıza çıkmaya deretut bile etmem!!"kendimden bile beklemediğim sözler bomba gibi düşmüştü aramıza. dediklerimden zerre etkilenmemişti. aksine güldü. ama bu insanı içini ısıtan bir gülümseme değildi. aksine insanın içine korkuyu ekecek kadar soğuk bir gülümsemeydi.

"Bu kadar korkak biri için sencede büyük sözler değil mi?"alaycı ifadesinin yanı sıra öfkesi sesine yansıyordu. ama bu umrumda bile değildi."Sizcede sizin gibi biri için bu yaptıklarınız hangi adaletin kuralında yer alıyor? fiziksel olarak güçlü olduğunuz için burda bize zorbalık yapamazsınız? eğer yeğenim bir hata yaptıysam buraya polisi çağırın. "diyerek mehil'in kolundan tuttum. nedense cesaretim ödümü kopartıyordu. çünkü ben kesinlikle korkağ'ın tekiyim. lakin söz konusu ailem olunca benim yerime başkası geçiyordu. ve ben bambaşka birine donusuyordum. söyledikrlrime onu şaşırtmıştı. yüzünde ki gülümseme yavaşça silinerek yerini öfkeye bıraktığınfa kaşları hidetle çatıldı. tek eldivenli elinin yumruk halini aldı. ve dişlerini kırmak istercesine sıkarak hafif aralıklı dudaklarının arasından.

"Eğer şimdi önümden cekilmezsen"diye hırladı. sıktığı dişlerini özgür bırakarak. aramızda ki son bir adımıda kapatarak. Ağır bir ritimde üstüme eğildi. dokunsa bayılacak gibiydim. korkudan tirtir tirremeye başlamıştım bile. nefesini kulaklarıma yakın bir yerde hissedince yutkundum. nefesi kulaklarimin içine sizacak kadar yakındı bana. acı kahve koksusunu yoğunca soluyordum. öyle ki kokusu üstüme yayılmıştı. "Sefil ruhun için bana yalvaracaksın."diye fısıldadı. tehtit'karca."Ama ben Sana ikinci bir şansı tattırmadan. hayalini bile kuramayacağın ölümü yasatmaktan asla pişman olmayacağım."

Yakınlığımız son derece tehlikeye bir boyuttaydı. neden bu kadar yakındı ki?lanet olsun  Hareket edecek kadar kısıtlamıştı bedenimi. hayır geride çekilemiyordum. şuan  insanların meraklı gözlerini üstümde hisedebiliyordum. kahretsin herkes bize bakiyordu. ve bu adam bana nefes aldırmayan ak kadar yakındı.

Bu yakınlığa bir son vermek için tam atakta bulunacakken. bileğimden tutarak bunu engelledi. başını yavaşça doğrultup yüzüme egdiginde. gözleri yüzümün her karesinde dolanıyordu. kalbim atak geçirecek kadar hızlandı. yüzüm ve onun yüzünün arasında milim dahi kalmamıştı. lakin ona bakmak yerine başımı yana çevirdim. ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama daha fazla tanımadığım bir erkekle bu denli yakın duramazdım. hışımla esir aldığı bileğimi onun iri parmaklaei arasından zorlukla kurtardiğımda. bakışlarım yüzünü buldu. dudağı belli belirsiz kıvrıldı. üstünlükle bedenimi süzerken.

SAU RAWES (SERİSİ)Where stories live. Discover now