4.BÖLÜM: ARKADAŞIZ

Start from the beginning
                                    

"Anne, Efe nerede?"

Annem mutfakta bardaklara çay koyarken yandan bir bakış atmıştı.

"Terasta kızım. Hava almak istedi bende terası gösterdim."

Annem en üst katta bulunan terastan bahsediyordu anlaşılan.

"Tamam anne."

Merdivenlere ilerlediğimde teras katına ulaşırken zar zor nefes alıyordum. Hızla terasa girdiğimde kollarını korkuluklara yaslamış aşağı bakan bir Efe karşılamıştı beni. Utangaç bakışlarım ve çekingen adımlarımla Efe'nin yanına ulaşmıştım. Efe beni fark etmiş ama dönmemişti.

"Efe..."

Efe hafifçe bana döndüğünde kahvenin tanıdık tonu olan gözlerini gözlerimle buluşturdu. Bu çocukla gözlerim her buluştuğunda bu tanıtıldık hissi tüm bedenimi sarıyordu.

"Özür dilerim. Ben konuşmak için geldiğini düşündüm..."

Efe'nin dudaklarındaki gülüş kırgındı.

"Konuşmak için gelseydim beni dinlemeyecekmişsin zaten. Neden beni dinlemiyorsun?"

"Çünkü gözlerimin önünde arkadaşıma zarar verdin!"

Efe'nin yüz ifadesi kırgınlıktan kızgınlığa anlık bir dönüş yapmıştı.

"Ben kimseye zarar vermem!"

"Gördük Efe! Arkadaşıma resmen defalarca vurdun!"

Efe bir adımda bana yaklaşırken gözlerinde anlamlandıramadığım bir çok ifade vardı.

"Asya, Bana çarpan Barış'tı. Bana laf Atanda öyle. Hatta ilk yumruğu da atan oydu."

Başımı iki yana salladım. Barış asla bana yalan söylemezdi. Şu anda inanmam gereken bir haftadır tanıdığım bu yabancı değildi, çocukluk arkadaşımdı.

"Sana inanmamı bekleme benden. Barış bana yalan söylemez!"

"Söyledi Asya! Barış adi bir yalancı!"

"Efe yeter! Bir daha seni görmek istemiyorum. Ne sen beni tanıdın, ne de ben seni."

Arkamı dönüp terasın kapısına ilerledimde Efe'nin eli sertçe kolumu kavradı. Dokunuşu sertti ama canımı yakmamak için çaba harcanmış bir tutuştu. Ne bırakıyordu nede sıkıyordu.

"Ben seni tanıdım. Sende beni. Bu gerçeği ne sen, ne de ben değiştiremeyiz. Ve benim bu gerçeği değiştirmeye hiç niyetim yok, Asya."

Meydan okuyan gözlerim Efe'nin gözleriyle buluştu.

"Bilki ikimiz içinde aynı olan bu gerçek, bugün arkadaşıma yaptıklarından sonra benim için değişti."

Kolumu Efe'den kurtardım ve hızla teras kapısına ilerledim.

"Sana gerçeği kanıtlayacağım Asya Balca. Ve beni yeniden tanıyacaksın."

Başımı sadece yana çevirmekle yetindim.

"Bol şans, Efe Saygın."

İsmini bastırarak söylediğimde hızla teras kapısından çıkıp bir kat aşağıda bulunan odama ilerledim. Efe'yi neredeyse bir haftadır tanıyordum ve aramızda gereksiz bir samimiyet vardı. Efe'yi hayatımdan çıkartmamın üzerimdeki tüm yükü atmak olduğunu sanıyordum ancak yanılmıştım. Efe'ye söylediklerim kalbimde, kendini belli eden bir acı oluşturmuştu. Bu yeni tanıdığım yabancıya ne zaman alıştığımı, neden hayatımdan çıkartmamın bu kadar acı verdiğini bilmiyordum ama bu histen rahatsız olmuştum. Beynim ne kadar 'oh, kurtuldun' dese de kalbim Efe'nin kendini kanıtlaması için göğüsümün içinde çırpınıyordu. Aptal kalbim çocukluk arkadaşımın yalancı çıkmasını ve bu yabancının doğruluğunu kanıtlamasını bekliyordu çaresizce. Kalbimin ve beynimin girdiği kavgadan duyduğum rahatsızlıklar sırtımı sertçe yatağıma bıraktım. Gözlerim beyaz tavana anlamsız bakışlar atarken yanaklarımı sıkıntıyla şişirdim. Anlaşılan uzun bir gece beni bekliyordu. Düşüncelerimle boğuşmalı ağlamalı sızlamalı uzun ve yorucu bir gece...

AKASYA Where stories live. Discover now