FERNWEH (bxb)

18-Ben Nasıl Ki Unutmadım Sen De Unutma Beni

Belki de bunca şeye sahip olup yine de bir şeylerden fedakarlık yapması, sınanması gerekirdi. Hem zengin hem yakışıklı veya güzelken ailesinden sınanabilirdi, bir sürü arkadaşı veya sevgilisi varken eğitim konusunda sıkıntı yaşayabilirdi veya kariyer başarıya doğru koşarken sosyal hayat konusunda sorunları olabilirdi. Bu durum; çeşitli hayat sınavı,kader, şans gibi kelimelere bağlanabilirdi lakin hangisini elde edeceğiniz bir büyü veya hile koduyla mı oluyordu, bilinmezdi.

"Ben bu bölümü bırakacağım sanırım. " dediğinde esmer çocuk masa sessizleşti.

"Manyak mısın oğlum? Bu bölümü kazanmak için götünü yırttın. " diye bağırdı Serdar. "Günler boyu çalıştın, bizimle bile takılmadın evden dışarıya çıkmadın şimdi bırakacağım mı diyorsun?" onun aksine dövmeli arkadaşı sakin bir şekilde "Ne yapmayı planlıyorsun peki? " diye sorunca gözleri sıkıntılı duran esmere döndü..Bir aralar aşırı çapkın, sağa sola zıplayıp duran , bulduğu her partiye katılmak için uğraşan arkadaşı sınav senesinin tokadını öyle bir yemişti ki baya durulmuştu. Sınav bitip, üniversite hayatı başladığında ilk sene eski formuna dönmüş olsa da ikinci seneye geçtikleri andan beri yine durgun hatta mutsuz bir hâle bürünmüştü.

"Bilmiyorum ki! " omuz silkti çocuk. "Kaybolmuş gibi hissediyorum ve bildiğim tek şey matematik öğretmeni olmak istediğim. "

"Ben demiştim sende matematik öğretmeni olacak tip yok diye. İlk olarak göbeğin yok, ikinci olarak her koşulda okula gidecek hâl yok sende. " Serdar bilmiş bir tonda konuşurken genelde hiç fikir, özellikle insanların hayatlarıyla alakalı fikir, belirtmeyen çekik gözlü arkadaşının dudakları birkaç kez aralansa da ses çıkmayınca heyecandan eli ayağı titreyen esmer beden "Söyleyebilirsin Aksan. " dediğinde içinden 'Siktir. ' çekti.

Ayrıca kariyer problemleri çeken Talha'nın şıp sevdi gönlü de Aksan'a başlayan yoğun ilgisiyle durulmuştu. Bunu tek fark eden oydu muhtemel Talha bile bu sevdayı kabullenmekte zorluk yaşıyordu ki geçen haftalarda birisi ile konuşmaya çalışmış lakin üç günün sonunda konuşma bitmişti.

Grubun nazlı esmer oğlanı da böyle çöküp gidiyordu işte, hayatın sınavları çok çeşitliydi ve uzun süredir hiçbir şeyden sınanmayan arkadaşı maalesef artık kariyerden tutun aşka kadar sınanmaya başlamıştı.

"Bu bölüm için çok fedakarlıklar yaptın fakat sevmiyorsan senelerce okuyup kendine eziyet etmenin bir anlamı yok."

Aksan için fazlaca uzun olan bu konuşmayı Asaf devam ettirdi. "Seni biliyoruz, eğer bu bölümü bitirirsen meslek olarak da yaparsın bu yüzden bırakman daha iyi olur. "

"Yani bence de öyle ama ne yapacağım? Başka seçeneğim yokmuş gibi geliyor. "

"Nasıl başka seçenek yok? Mal mısın oğlum? Can kurtaran olabilirsin sana yakışır. "

"İtfaiye? " dediği sırada Asaf "Polis." diyerek son noktayı Aksan attı lakin adamın saniyeler içinde aklına polislik mesleğinin yeri geldiğinde ne kadar tehlikeli olabileceği de gelince tutamadığı diline küfürler ederken "Polislik olmaz. " diye değiştirdi cümlesini.

Onun neden böyle dediğini herkes gayet iyi bilirken Talha küçük bir tebessüm sunup başını olumlu anlamda salladı lakin Serdar "Polislik olabilir bence, onda da masa başında da çalışacağım bir imkânın olamaz mı? Ayrıca baban da bir aralar polis olmanı istiyordu. " dediğinde ona da başını salladı. "Ama polisliği ben yapabilir miyim bilmiyorum? İşte hep böyle oluyor! Seçenek olsa bile ben yapamam. "

"Bence sana öyle geliyor, insanları veya başka canları kurtarmak konusunda iyisin. " dedi Asaf, kurabiyesinden daha yeni ısırık almayı başarmış esmer arkadaşına bakarken parlayan ela gözlerle kurduğu cümle ile adama ilham verdiğini sanarken "Hayatımda yediğim en güzel kurabiye! " çığırışı yüzünün düşmesine sebep oldu.