1.BÖLÜM: TANIDIKLIK HİSSİ

En başından başla
                                    

"Sevgili günlük, umarım sana böyle seslenmem seni sıkmıyordur. Ama ben sıradan bir kızım biliyorsun sırdaşım. Bugün yine sana kulaklarımdaki Çağan Şengülle, doğmak üzere olan güneşle, bedenimi saran kırmızı battaniyemle yazıyorum. Bugün bir kaç gündür ilk defa yeniden Poyraz'ı gördüm. Yani rüyamda gördüm... Zaten sadece rüyamda görebiliyordum. Bu haksızlık değil mi? Her gün onlarca insanla konuşuyorken onun sesini unutmam haksızlık değil mi? Her gün onlarca insanla yüzyüze bakarken onun nasıl göründüğünü bilmemem haksızlık değil mi? Acaba o da beni hatırlıyor mu? O da beni böyle düşünüyor mu? Onunda benim gibi uykuları kaçıyor mu? Belkide hayatına devam ediyordur. Belkide bir sevgilisi vardır, kocaman bir arkadaş grubu, onu seven bir aile bulmuştur kendine. Belkide adımı duyacak olsa o kim diyecek kadar unutmuştur beni..."

Bu yazdığım ihtimalleri düşünmek kalbimde kasılma hissi oluşturduğunda hızla günlüğümü kapatarak yanıma bıraktım. Poyraz'ı hiç bir arkadaşıma, yakınıma anlatmamıştım. Poyraz bende saklıydı... Sadece benim bildiğim sırrımdı. Bir umutla geçen on üç senemin üzerine seneler eklense de umudumu kaybetmeye niyetim yoktu. Umut zor kazanılırdı. Eğer umudunuz varsa kaybetmeyin. Sıkı sıkı sarılın ona. Umudunu kaybetmiş bir insan, yaşamanın sadece nefes almak olduğuna inanan bir insandır benim için. Düşüncelerimle boğuştuğum iki saatin sonunda saat altıya gelirken okul için hazırlanmam gerektiğini hatırlayıp, ömrümü kuşkusuz geçirmek isteyeceğim çatıma veda ederek odama ilerledim. Kısa bir duşun ardından okul formalarımı giydim ve saçlarımı düzeltmeye başladım.

"Güzelim? Uyandın mı?"

Annemin sesiyle gülümseyerek bakışlarım kapıyı buldu.

"Gel anne, uyandım!"

Annem kapıdan usulca girdiğinde şaşkın bakışları gözlerimi buldu. Beni baştan aşağı süzerken dudakları şaşkınca aralandı.

"Uyandın? Hazırsın... Yine mi çatı seansı?"

Ne yapayım dercesine omuz silktiğimde annem gülümseyerek yanıma ulaştı ve ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.

"Hayatta merak ettiğim ilk şey babanın futbol izlerken nasıl bu kadar keyif aldığı ikincisi de senin çatı seansların!"

Gülümseyerek anneme dönüp yanaklarını sulu sulu öptüğümde annemin gülümsemesi olabildiğince büyüdü.

"Boşver be anne! Fazla merak iyi değil hem!"

Annem benden ayrıldığında yeni hatırlıyormuş gibi gülümseyerek kapıyı gösterdi.

"Birce ve Alp geldi kızım. Okula gitmek için seni bekliyorlar."

"Bu saatte?"

Annem başını sallayıp kapıya ilerlerken bende hızla dudaklarımı nemlendiriyordum.

"Hadi kızım gelde Kahvaltı edin."

"Tamam anne! Geliyorum hemen."

Hızla çantama bir kaç defter koyarak çantamı kapattım ve son kez aynaya döndüm. Görüntümden hoşnut olup odamdan ayrıldığımda merdivenlerden seri adımlarla iniyordum. Masaya ulaştığımda babam gazetesini okuyor, annem Birce'yle sohbet ediyor Alp mi? Alp şey... Masada bulduğu her şeyi ağzına tıkmaya çalışıyordu. Obur arkadaşıma göz devirdikten sonra keyifle sohbet eden annem ve Birce'nin yanında yerimi aldım.

"Günaydın!"

"Gonoydon konko!"

Alp'e gülerek başımı iki yana salladığımda bu çocuk iflah olmaz bakışları atıyordum. Birce burnumu parmaklarının arasına alıp sıktığında yüzümü ekşittim.

AKASYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin