"Anne. Lütfen." Helios annelerine yalvardı.

       "Baba, Solis!"

       "Si-Sirius Black." Bir süre daha sessizlik yayıldı. Arielle derin bir iç çekti.

       "Onunla bir ilişkiniz var mı?" Solis başını salladı. "Bu ne zaman oldu?"

       "Yeni yıl partisinde."

       "Dedin ki-" Arielle artık daha fazla şaşıramıyordu bile. Kızı bir defa yalan söylemişti, elbette daha fazla söylerdi. "Sen biliyor muydun?" Gözlerini oğluna çevirdi. Helios mahcup bir ifadeyle kafasını salladı.

       "Ben berbat bir anne miyim? Bana hayatınızla ilgili bir şey anlatırken rahat olamayacağınız kadar kötü müyüm?" Annesi ağlamaya başladı. Kızı hamileydi ve kendisinden uzun zamandır sır saklıyordu.

       "Merlin, hayır! Sen en iyi annesin. Bunu asla söyleme. Eli ve ben sadece senin endişeleneceğini biliyorduk ve seni endişelendirmek istemedik." diye cevapladı Solis kendisi de ağlarken.

       Solis, Arielle'e kendi gençliğini hatırlatmıştı. Biraz asi ve belirlenen kurallara aykırı. Bir Muggle doğumluya aşık olmuş, bunu kesinlikle ebeveynleri için yapmıştı. Uzun bir süre konuşmamışlardı ama sonunda onun Muggle doğumlu biriyle evlenmesini ve ondan çocuk sahibi olmasını kabul etmişlerdi. Arielle destekleyici olmak istedi. Anne ve babası onu terk ettiğinde ne kadar perişan olduğunu hatırladı.

       Arielle kendini toparlamaya çalıştı. "O da sorumluluk alacak mı?"

       "Evet."

       "Şu andan itibaren bana karşı dürüst olmana ihtiyacım var. Tamam mı? E-eğer bebeği istemezsen ben yine seni destekleyeceğim."

       "S-söz veriyorum ve bebeği doğuracağım."

       "Sen de." Arielle gözlerini oğluna çevirdi. Helios ürperdi ve kendini teslim edercesine kollarını kaldırdı. Üçü birbirine sarıldılar.

       "Dürüst olacağım Sol, lanetlendiğini veya notlarının çok kötüye gittiğini sanmıştım." dedi Helios.

       "Sanki bu mümkünmüş gibi."

       "Sirius'la konuşmalıyız. Onun ailesinden farklı olduğunu sanıyorum." Solis kafa salladı.

       "Bebeği doğurmak istemeni destekliyorum ama bunun nedenini sorabilir miyim?" diye sordu Helios.

       "Bu konuda iyi şeyler hissediyorum ve şey- bence bu bir lütuf. Bunun tuhaf geldiğini biliyorum ama-"

       "Bu tuhaf değil. Seninle gurur duyuyorum Sols." diye araya girdi Helios. "Bebeğe benim adımı koysan iyi edersin."

       "Tabii canım." Gülümsedi ve şakacı bir şekilde gözlerini devirdi.

       "Senin için mutluyum Solis. Ah, torunum olacak. Çok genç görünüyor muyum?" Arielle kıkırdadı.

       "Anne. Henüz bebek doğmadı bile." Solis gözlerini devirdi.

       "Hamileliğini evde geçirip okuluna gelecek yıl devam etsen daha iyi olmaz mı?"

       "Hayır, Eli. Artık bu yılı bitirmeliyim, okul birkaç aya bitecek. Hayal kırıklığı büyüsünü göbeğimi saklamak için kullanabilirim." Solis hamileliğini öğrendiği andan itibaren annesine her şeyi anlattı.

       Dumbledore, yanında Sirius Black'le birlikte odaya girdi. Solis, Sirius'un düşüncelerinin değişmesinden endişeleniyordu.

       "Sen Sirius olmalısın." diye başladı Arielle.

       "Evet Bayan Edwards."

       "Çok kibarsın." Gülümsedi, "Bana Anne de." Sirius ona şaşkınlıkla baktı. "Eğer istiyorsan tabii ki, sorumluluk almayı kabul ettiğini duydum." Arielle, siyah saçlı çocuğa yaklaştı ve ellerini tutarak, "Teşekkür ederim." dedi. Ona sarıldı. Solis ailesinin destekleyici tutumu karşısında mutlu oldu.

       "Onu ve bebeğimizi asla ihmal etmem." diye itiraf etti Sirius. Arielle bu çocuğun samimi ve nazik olduğunu fark etti. Kızının emin ellerde olması onu rahatlattı.

       "Söz verdiğim gibi, sizin için bir oda hazırladık, Bayan Edwards. Bay Potter ve Bayan Evans kendi yatakhanelerinde kalmaya karar verdikleri için başkan yatakhanesi boş."

       "Teşekkür ederim Profesör." Dumbledore, ailenin ve Sirius'un sohbet etmesi için odadan ayrıldı.

       "Umarım Mia ve Monty'e söylememin bir sakıncası yoktur, onlar benim hayatımdaki tek ebeveyn figürleri." dedi Sirius.

       "Sorun değil. Onların senin için ne anlama geldiklerini biliyorum." diye yanıtladı Solis.

       "Geri dönsek iyi olur. Ziyarete geleceğiz Sol." dedi Helios ve Sirius'a döndü, "Ona iyi baksan iyi olur yoksa canlı canlı derini yüzerim. Muggle usulü."

       "Ah, sus Eli." dedi annesi, "Teşekkür ederim ve lütfen ona iyi bak Sirius."

       "Memnuniyetle."

       Solis, onlar şömineyle eve dönmeden önce ailesiyle vedalaştı. Sirius ve Solis yalnız kalmışlardı. Bebekleri hakkında birbirleriyle konuşmaları gerektiğini biliyorlardı.

       "Başka kim biliyor?" diye başladı Sirius.

       "Sadece Stella ve okul personeli."

       "Arkadaşlarıma- arkadaşlarıma söyleyebilir miyim? Eğer istemezsen sorun değil-"

       "Çenelerini kapalı tuttukları sürece sorun değil." Sirius kafa salladı.

       Odaya garip bir sessizlik yayıldı. "Özür dilerim."

       "Ne için?" diye sordu Solis.

       "Seni hamile bıraktım."

       "Özür dilemene gerek yok. Bu bebek benim gururum ve neşem olacak. Bizim gururumuz ve neşemiz. Buna bir lütuf diyelim. Olur mu?" Sirius kafasını salladı.

       Sirius ona gülümsedi. "Kendi bebeğim olacağını hiç düşünmezdim." diye itiraf etti.

       "Ben de."

*******
Kelime Sayısı: 952

SCARED || Sirius Black [Türkçe Çeviri] Where stories live. Discover now