“pekala kardeşlerinin yanına gideceğiz seni saraya götüreceğiz yüce kralımız Aaron evans sana bayılacak savaşlar için işimize yararsın” bu şekilde konuşması beni sinirlendirmişti çünkü özgürlüğüme düşkün bir insandım itaat etmeyi sevmezdim zorunda kalırdım.

Mara beni atlı bir araca götürdü içeride Laura ve Lily vardı hızlıca sadece LEA’lı olanların anlayabileceği olan LEA işaret dilini kullanarak kimse yokken konuşmaya başladık. Bana sorulanların aynısı onlara yapılmıştı ki şaşırmamıştım.

Yola çıktık yaklaşık bir saatin sonucunda saraya varmıştık, tüm yol boyunca Elara şelalesini düşünmüştüm  o şelale neden kapatılmıştı ki bu sırada Elianalar dikkatimi çekti aslında Elianalar da  bizim gibiydi insan vücutları sıra dışı renktey di atlı arabalardan indiğimiz de saraya doğru baktım görkemli ve ihtişamlı dı gri tuğlalıy dı eski gözüküyordu ama bahse girerim bu saray en az bin yıl daha dayanır dı

“Tanrım! Saraya bakar mısın Ellie muhteşem”
Laura sarayı övmeye devam ederken onu duymazlıktan geldim ve lily’e “tüm giriş çıkışlar ezberinde mi” çaktırmadan etrafa bakıyordum “ evet ana giriş arkadan giriş bir tane Elara şelalesine biride ormana çıkan gizli geçit var bir de arka kapı” kapıların hepsini zihnime
kazıdım.

"birazdan saraya gireceğiz ve hepinize krallık selamı vermeyi biliyorsunuz diye düşünüyorum ki odanızda bir yönerge var oradan öğrenebilirsiniz hepiniz teker teker yüce kralımız'ın huzuruna çıkacaksınız” mara boş konuşmaya devam ederken sarayı gezdik  içerisi çok sade ddğildi çok ihtişamlı da değildi bazı şeyler çok eski dururken merdiven tutacakları'nın altın varaklı olması dikkati mi çekmişti burası lotus krallığının aksine sıcaktı odalara girmeden önce geniş bir salon gözüme çarptı içeride biri vardı ama kim olduğunu görememiştim "kraliyet odası ve balo salonu" Mara bir anda konuşunca irkildim "Ne anlamadım"

"Gözünü alamadığın odayı diyorum kraliyet odası ve balo salonu"

"İçeride biri mi var dı ? "

"Evet yüce kralımız'ın şuanda sizinle ilgili bir toplantısı var, kalıp kalmamanız ile ilgili"  Maranın  burnu yukarıda ki havaları canımı sıkmıştı fakat şuan görevle ilgilenmeliydim

Mara boş konuşmaya devam ederken sarayı gezdik ve odalara girdik. 
aynalı bir şifonyer, dolap ve  yatak vardı şifonyerin üstünde bir kitap vardı lotusla iletişime geçmek için bir kitaptı

Kitabı qçmam ile birlikte  bir soru belirdi “odaya geldin mi” bende tüylü bir kalem ile “ evet girdim ama kitabı nereye saklamalıyım” hızlıca cevap geldi “ kitabı sadece sen bu şekilde görebilirsin  diğerleri defter olarak görür ama en alt çekmeceye koyabilirsin” bir şey yazmadan kitabı kapatıp en alt çekmeceye koydum.

yatağa oturdum yönerge'yi okumaya başladım kralın önün de dizlerimizi kırıp eğilerek geri kalkıyorduk kolaydı  açıkçası kral evans’ın nasıl biri olduğunu merak ediyordum.

yaklaşık bir saat sonra içeri Mara girdi kıyafetlerini değiştirmiş ve elindeki listeye afili bir bakış atarak 

“Ellie kral Aaron ilk olarak seni görmek istedi şanslısın eğer mülakatı geçersen yaşadın “ ne kadar sinir olsam da Mara’yı umursamadan gözlerimi devirdim

Mara beni yönlendirir iken kalbim yerinden çıkacak gibiydi daha önce hiçbir krallığa ajan olarak gitmemiştim ve bir kralın karşısına defalarca çıkmama rağmen içimde hem gitmemi hemde gitmem gerektiğini söyleyen melek ve şeytandan farksız his vardı .

kralın kapısına geldiğimizde muhafızlardan biri kapıyı çalıp içeri girdi çok kısa süre sonra Mara

"içeri girebilirsin Ellie selam ver ardından başını aşağıda tut saygısızlık etme,”

Kadim krallık: kızıl prensesDonde viven las historias. Descúbrelo ahora