evine dön.

152 13 40
                                    

___________________________________
Dinleyebileceğiniz müzikler /şarkılar •

krobak - it's snowing like it's the end of the world
balmorhea - remembrance
jubyphonic - can't i even dream
radiohead - no surprises
mac demarco - heart to heart / chamber of reflection / for the first time / moonlight on the river
amy winehouse - back to black
arctic monkeys - 505
mitski - liquid smooth / i want you
oneshotun ana şarkısı: syml - where's my love
_____________________________________

17 Kasım 2005

'özür dilerim. ben.. çok özür dilerim. hala tanıdığın gibi, önceden bildiğin gibi, aptallığım ortada. bir şeyleri düzeltmeye çalışmıyorum. aptalsam, aptal kalıyorum. neden düzeltmiyorum? neden kendime biraz çeki düzen vermiyorum ki? bilmiyorum.. sen gittiğinden beri hiçbir şey eskisi gibi değil. toman, eskisi gibi değil. birinci bölük eskisi gibi değil. ben.. ben de öyle. tanıdığın chifuyu değilim ben. beni görsen tanıyamazdın. gerçekten. ben de kendimi tanımıyorum. neden uykumda ağlıyorum? gidişinden beri doğru düzgün uyuyamıyorum bile. yemek yemiyorum, yatağımdan kalkmıyorum. önemli olmadıkça toplantılara katılmıyorum. sensiz.. olmuyor. sensiz tadı tuzu kalmadı hiçbir şeyin.

hepsi.
hepsi benim yüzümden.

özür dilerim. hiç olmadığım kadar özür dilerim. seni kurtaramadığım için özür dilerim. ne kadar aptalca geliyor.
yanındaydım, yakınındaydım! yapabilirdim, değil mi?
neden yapamadım?
ben ve akılsız kafam yüzünden.
keşke yaşamasaydım baji-san. her şey daha güzel olurdu değil mi? kazutora benim yüzümden ayrılmış olmalıydı. o yanında olurdu ve valhallaya da karşı gelebilirdiniz. haksız mıyım?

..hayır. yaşamasaydım, seninle tanışamazdım, senin yanında olamazdım. senin sevgilin, bir süre de olsa çok değer verdiğin bir insan olamazdım. böyle bir şansa sahip olamazdım. bu, kabuslarımdan daha korkunç olurdu. ve sana, çok şeyden bahsetmek istiyorum. ölümünden önce söyleyemediğim birçok şeyi. görürsün değil mi? görmen için yapacağım.

lise ne kadar güzeldi ha? ilk karşılaştığımız gün, birden çok yakın olmuştuk. tuhaf ama güzel bir ilişkimiz vardı. seni bir sürü kızla görüyordum. ama inan bana, yanında ne kadar mutlu göründüysem o kadar mutsuzdum. öyle, içim acırdı. evet, çünkü sana platoniktim baji-san. itiraf edemiyordum, keşke etseydim. o kadar utangaç bir aptaldım ki bir süre sonra yanındayken bile yüzüm kızarırdı.

seninle geçirdiğim her dakikam çok değerliydi. ta ki, bir gün, bir kızdan ayrılmana ve kavganıza tanıklık ettiğim an, beni yakıp savuran sözlerinin kalbimdeki sargıları yırtıp büyük bir kesik açmasına şahitlik ettiğim güne kadar. bilmiyordun, seni asla suçlayamam. ama sen o gün "sen en iyi arkadaşımsın." dediğinde her şeyin paramparça olduğunu hissettim. elimdekilerin hepsi, hepsi sahteydi. yıllarca yanında bulunduğum süre zarfında, sevgimi ifade etmem için ördüğüm tuğlaların sapasağlam olduğuna emindim. ama sözlerine dayanmadı tuğlalarım. birer birer düştüler. üç kelimeyle. üç kelime yetebiliyormuş demek.

just come home. | bajifuyu / oneshotWo Geschichten leben. Entdecke jetzt