" Altınlarını falan da tak, getirdin değil mi?"

" Getirdim " Buket abla elini karnının üzerine koyup yatağa otururken bende seçtiğim elbise ile odadaki banyoda üzerimi değiştirdim.

Bu elbiseye de altın pek olmazdı ama olsundu

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Bu elbiseye de altın pek olmazdı ama olsundu.

Bileziklerimi takıp birde saatimi taktım. Şalımı da yaptıktan sonra hazır ve nazır bir şekilde Buket ablaya döndüm.

" Nasıl olmuşum?"

" Agâh'ın acele ettiği kadar da var yani" Buket abla bilmişlik ile konuşurken kapı tıklatılmış ve içeriye Berfin girmişti.

" Ay yenge ne güzel olmuşsun kız!. Abime mesaj mı atsam ' ben bir dost yengem çok güzel olmuş gel kaçır ' diye." Berfin gülerken Buket abla ile bende ona katılmıştım.

" Neyse hadi geldiler ben size haber vermeye geldim" hep beraber odadan çıkarak salona inmiştik. İçeriden o kadar çok ses geliyordu ki bir anlık tırsmış olabilirdim. Önden Buket abla girerken bende arkasından girdim. En az 15 kadın vardı galiba. Bizim salona girmemiz ile bakışlar bize dönerken ben gülümseyip Buket ablaya döndüm. Şuan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, gidip ellerini mi öpmem lazımdı yoksa sadece ' hoş geldiniz ' demem yeterlimiydi?.

Buket abla beni bu ikilemden kurtarıp kulağıma eğilerek

" Ellerini öp istersen" demişti.
Herkesin elini tek tek öperek hoş geldin demiştim ve Buket ablanın yanına oturmuştum.

" Bak Gülhan teyzenin yanında oturan büyük hala Dürdane, onun yanındaki de küçük hala Cemile " Buket abla bana tek tek kimin kim olduğunu anlatırken bir süre sonra isimleri unutacağımı bilmiyordu tabi.

" Bak şuda komşu biraz ileride oturuyor, o niye gelmiş anlamadım. Gerçi merakından gelmiştir niye gelecek." Buket ablanın bahsettiği kadına baktım. Yanıda kızı olduğunu zannettiğim biri ile oturuyordu.

" Yengemler bir bakar mısınız?" Berfin'in kapıdan uzanarak bizi çağırması ile odadan çıkmış ve mutfağa geçmiştik.

" Burda oturun ya, benim içeride canım sıkılıyor" Berfin çayları doldururken bizde sandalyeye oturmuştuk.

" Allah aşkına bu kadar çay niye ya, ne bu çay sevdası" Berfin söylene söylene mutfaktan çıkarken bende arkasından tatlı tabaklarını alıp çıktım. Herkesin önüne tatlı koyarken son tabağı da koyup tam oturacakken büyük hala kolumdan tutup yanına oturtmuştu.

" Gel kızım şuraya oturda biraz sohbet edelim" hemen çaprazımda olan anneme yardım çığlıkları atarken büyük halanın yüzüne gülümsemiştim.

" Tabi, olur" 

" Kaç yaşındaydın kızım sen?" Yaş sorusu, birinci soru.

" 23, 24'e giricem" hala biraz şaşırırken yan taraftan

" Yaşında biraz büyük mü ne?" Diye bir ses gelmişti ama kimden geldiğini anlamamıştım. O yüzden ses etmemiştim.

" Olsun Agâh'ın da yaşı büyük zaten, hem tam evlenme yaşı 24,25 zaten bu devirde. Eee Agâh ile nasıl tanıştınız?" Hiç o konulara girme hala, ne sen sordun ne ben duydum.

" Arkadaşım sayesinde oldu biraz" evet Aslı numarasını değiştirmese biz nerden tanışacak tık. Kesinlikle arkadaşım sayesinde olmuştu.

" Agâh da çok seviyor heralde, taa İstanbul'da olduğuna göre" anamın babamın yanında sorulacak soru mu bunlar anam bacım. Ama ayıptır söylemesi Agâh'da beni çok seviyor işte.

" Sevmese evlenmek istemez heralde" evet daha tanışalı bir ay olmadan evlenme teklifi etti.

Tam hala konuşacakken içeriye giren Agâh ile tüm bakışlar ona dönmüştü. Agâh'da biranda bu kadar yüz ile karşılaşmayı bekleniyor olacak ki ilk bir an şaşırmış sonrada bana bakmış ve durum tespiti yapar gibi yüzümü incelemiş sonrada misafirlere  'hoşgeldiniz' demişti.

" Gülhan anne iznin olursa eğer biz çıkabilirmiyiz Asel ile, bugün Mardin'i gezdirecektim de " Agâh kimseyi önemsemeden anneme bakarken annem ilk bir şaşırmış sonra kadınlara bakmış ve bana dönmüştü. Anneme yavru köpek bakışları atarken annem kafa sallayıp

" Tabi oğlum çıkın gezin siz" demişti. Yüzümdeki gülümsemeyi gizleyip ayağa kalkmış ve misafirlere dönerek.

" Kusura bakmayın" demiş ve odadan çıkmıştım.

" Ya çocuk seni yerim, ay sen gelmeseydin beni çiğ çiğ yerdi bunlar gözleri ile. Valla nazar falan değecek bir daha bir yerimi kırıcam Allah korusun. " Agâh bu halime gülerken arabaya gelmiştik.

" Bende seni yerim, başka kimsenin yemesine de izin vermem" Agâh göz kırpıp arabaya binerken bende yüzümdeki saçma gülümseme ile beraber ön koltuğa oturmuştum.

" Ee nereye gidiyoruz?"

" Nereye gitmek istersen" kaşlarımı kaldırıp gülümsedim.

" Ben ne bileyim Mardin'li olan sensin. İstanbul'da olsaydık söylerdim ama şuan bilmediğim bir yer olduğu için söyleyemiyorum. Ama ilk önce namazlarımızı kılalım sonra gezeriz"

" O zaman ilk rotamız ulu cami"

🍄🍁

"Ay gerçekten çok güzeldi teşekkür ederim"  Agâh ile gezebileceğimiz yerleri gezmiş şimdide bir kafede oturmuş soğuk kahve ve pasta yiyorduk. Yani daha doğrusu ben soğuk kahve ve pasta yiyordum Agâh çay içiyordu başka bir şey istememişti.

" Rica ederim ne demek, görevimiz"

" Ay akşama kadar da bu bilezikler ile gezdim görgüsüz gibi" kolumu sallayıp gülerken Agâh'ta gülmüştü.

" Saçmalama ne görgüsüzü"

" Ama baksana kolumu oynatmadan resmen ' ben burdayım ' diye bağırıyorlar. Tamam altın severim de yani, ne bileyim. "

" Bir şey olmaz, sen takma kafana bunları. Ee pastan güzel mi, niye yemiyorsun yesene" önümdeki çikolatalı pastaya bakıp Agâh'a döndüm.

" Güzel,yiyorum ya. Sende yemek istermisin? Bir çatal daha isteyelim de sende ye. " Agâh elini kaldırıp

" Yok ben yemek istemiyorum. Sen ye"

" Tadına baksaydın bari" elimdeki çatalı Agâh'a uzatıp alması için tuttum. Agâh öne eğilerek çataldaki pastayı yerken bende gönül rahatlığıyla pastama geri döndüm. Ne demiş atalarımız, biri yer biri bakar kıyamet bundan kopar.

Özlü sözlerde bugün.

" Güzelmiş mi, güzlemiş mi ne ya? Güzelmiymiş diyecektim. " Kendi lafıma gülerken Agâh'ta gülerek beni izliyordu.

" Güzelmiş, ekstra bir güzellik de vardı sanki ama tam anlayamadım. "

🍄

Bölüm sonu!.

Bölüm nasıldı?.

En sevdiğiniz sahne?.

Sevmediğiniz sahne?.

Allah'a emanet olun kendinize iyi bakın 🍁🍄..

Dedikodu|TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora