Bir kere olsun olaysız bir gün geçirelim ya

Kanao

Of kim bilir onların başına neler gelmiştir?

Yazar-chan'ınızdan

İnosuke hemen kasada ödemesini yapıp kucağındaki dev domuz oyuncağıyla abur cubur reyonuna koştu. Marketteki insanlar ona dik dik bakarken İnosuke de ona gülenlere yandan öldürücü bakışlarını fırlatıyordu. Kırk yılda bir romantik olası gelmişti, onda da başkalarının anı bozmasına izin vermeyecekti.

Önünü fazla göremeden koşturduğu için birine çarpıp yeri boylaması kaçınılmaz olmuştu. Çarptığı kız, Aoi, az kalsın beton zemini öpecekken İnosuke onu yanına çekmişti ve peluşun üzerine düşmüşlerdi.

"Ne oluyor be?"

"Sürpriz!"

Aoi başta ona kızmak istese de kızamamıştı çünkü komik bir sürpriz olmuştu ve sürprizi yapan da İnosuke'ydi. Genç çocuğun boynuna sarıldığında İnosuke onun kızmadığına sevinmişti "Yaaa. Çok teşekkürler."

Yerden kalktıklarında Aoi, ani gelen kaşıntıyla kaşlarını çattı. Kolları ve şorttan açıkta kalan bacakları kızarmaya başladığında ise kendisine ne olduğunu anladı.

"İnosuke?"

"Hı?"

"Benim kadife kumaşa alerjim var." dedi, o sırada derisi kabarmaya başlamıştı bile. İnosuke, ne yapacağını bilememişti ama onu hastaneye götürmesi gerektiğini biliyordu. Kumaş alerjisi hafife alınacak bir şey değildi. Oyuncağı bir tarafa fırlatıp kızı kucağına aldı ve hemen marketten çıktılar.

***

"Kimse kıpırdamasın! Bu bir soygundur!"

Muichiro, ellerini havaya kaldırırken soyguncuların ne kadar aptal olduğunu düşünmeden edemedi. Resmen hiçbir altın-gümüş ürünü satmayan bir bijuteriye girmişlerdi soygun yapmak için. İnsan gider banka, kuyumcu falan soyardı. Sadece bir tanesinin elinde silah olmasını bile saymayabilirdi ama bu salakların yüzünde maske niyetine ten çorap vardı.

Silahlı olan adam biraz önce telefonları toplamıştı ve şimdi de özellikle Muichiro'nun olduğu tarafta dikilip millete silah doğrultuyordu. Muichiro zaten en köşede durduğu için yanında tahmini yirmili yaşlarda olan bir çift dışında kimse yoktu. Sırtını duvara dayamış oturuyordu. Sonra düşündü, zaten bu soyguncular muhtemelen kaçış planı bile yapmamıştı. Şimdi önündeki silahlı adamın üstüne atılsa büyük ihtimalle bayıltması zor olmazdı. Gördüğü kadarıyla silahın emniyeti açık değildi yani şuan ateş edemezdi, boğuşma esnasında da emniyeti açamazdı. Fazla düşünmeden oturdu yerden kalktığında adam silahı ona doğrulttu.

"Hey seni lanet olası. O beyaz kıçını yere oturt hemen." Adamın Amerikan dublaj gibi konuşması garip gelmişti ama üstünde durmadı. Hemen üzerine atılıp koluyla boynundan tuttu ve yere yapıştırdı. Kalabalıktan çığlıklar yükseldi. Adam yerde çırpınırken silahı elinden aldı ve tekrar ayağa kalktı. Silahın emniyetini açmaya çalışıyordu ancak sıkışmıştı, yine de bozuntuya vermedi.

İkinci soyguncu konuştu. "Ne yapıyorsun küçük kız? O silahı yere bırak hemen."

"Ben kız değilim!" diye kendini savundu ister istemez. Saçı uzun ve yüzü pürüzsüz diye kız olmak zorunda mıydı? Soyguncu, ellerini yukarı bile kaldırmamıştı. Muichiro'nun ciddi yüz ifadesini görünce güldü. "Madem ateş etmeye meyillisin, sık bakalım tavana. Merak etme üst kattakilere bir şey olmaz."

Muichiro, ona meydan okuyan soyguncuya inat emniyetin açık olmadığını unutup silahı havaya kaldırdı ve ateş etti. Silah sesi duyacağını düşünerek gözlerini kapatmıştı ki yüzüne birkaç damla su geldi. Silahı indirdi, meğerse bu bir su tabancasıydı!

Soyguncular kafalarındaki ten çorapları çıkarıp Muichiro'nun az önce yanında oturduğu çiftin yanına geldiklerinde adamın yüzünde şok ifadesi vardı. "İyi ki doğdun Ryu! Şakayı beğendin mi?"

"Lan siz miydiniz salaklar!?"

"Tabi bizdik oğlum. Art arda iki gün soyguna denk gelebileceğini düşünmedin herhalde."

Böylece bu soygunun bir şaka olduğu ve çalışanların da şakadan haberdar olduğu öğrenilmişti. Muichiro, yere yapıştırdığı adamdan özür dilediğinde adam kahkaha patlattı. "Önemli değil kanka. Cesaretini takdir ettim."

Telefonunu alıp dükkandan çıkarken Muichiro da telefon rehberinden Michiko'nun numarasını bulmuştu.

Nasıl buldunuz bölümü? XDTFCYGVBHUNJIOMKÖLP

Soygun fikri hiç aklımda yoktu bu arada, bu hikayede nedense hep aklımda olmayan şeyleri yazıp duruyorum. Hoşunuza gitmeyen bir durum olursa söyleyin ha

Dün de bugün de bölüm attım ve çok güzel hissediyorum. Gündüz gereksiz bir sinir vardı üzerimde, onu atlattığımdan herhalde. Neyse, gününüz nasıl geçti? Ben okulun üçüncü gününde bu yılın şimdiye kadarki en kötü okul yılı olacağından emin oldum. Tahminimce bu hikayede okuyabileceğiniz en uzun bölüm de buydu

Felicity_38_Fornow Aoi'nin kadife kumaş alerjisini senin kadife sevmeyişinden esinlendim bu arada helal et 

Peki Zenitsu'nun asansörde Nezuko'nun kucağına bayılması AWRHTJYDHJ

Obanai zaten knyde Giyu'dan nefret ediyordu, şimdi bir de tepesine Giyu düşüp de kolu kırılınca neler olabileceğini siz düşünün. Buraya da random atacaktım da çok random oldu siz güldüm sayın

Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya bir daha alayım

İyi akşamlar...

Hamileyim - Yarı TextingWhere stories live. Discover now