Doruğa sıcak çikolata getirmesini söyleyip yanına gittim.

Tuana:biraz acıyacak.

Dedim dizlerimin üzerine çöküp.

Usluca başını saladı.

Dizini temizlemeye başladım.

Biraz canı acımış olsada sesizce bitmesini bekledi.

Bakışları bende değildi.
Etrafı izliyordu sanırım.

Tuana:bitmedi mi hala?

Tuana:az kaldı. Acıyor mu?

Tuana:acımıyor.

Dedi omzunu silkip.

Dizine yara bandını yapıştırıp geri çekildim.

Tuana:bitti.

Dediğimde oturduğu yerden hızlıca indi.

Tuana:şş bekle biraz.

Dediğimde anlam veremedi ama sözümü dinleyip geri oturdu.

Doruk:bu senin için galiba.

Dedi ve elindeki sıcak çikolatayı Tuananın önüne koydu.

Tuana:teşekkürler.

Diyip elini cebine soktu.

Doruk:senin gibi küçük ve sevimli kızlardan para almıyoruz.

Tuana:neden ki ben de bir müşteriyim.

Doruğa baktım onunda bana baktığını fark ettim.

Doruk:patronumuz öyle istiyor.

Diye cevapladı.

Tuana:bende küçük ve sevimli bir kızım.

Dediğimde doruk ne istediğimi anlamış gibi güldü.

Doruk:bekle.

Dedi dedi ve gitti.

Tuana:bir daha buraya tek başına gelmemelisin.

Dedim karşısına oturup.

Tuana:sıcak çikolata istemiştim.

Dedi dudakalarını büzüp.

Tuana:ailenle gelmelisin.

Aslında tek gelmesini daha çok isterdim.

Ne annesini ne de babasını görmek istiyordum.

Tuana:annemin her zaman işi var bana ayıracak vakti yok.

Doruk gelip önüme büyük bir kupa sıcak çikolata koydu.

Yanımdaki sandalyeye rahatça oturdu.

Tuana:anladım.

Dedim sadece.

Doruk:onu tanıyor gibisin?

Tuana:arkadaşımım başka bir arkadaşının çocuğu.

Diyebildim sadece.

Başka bir şekilde nasıl ifade edebilirdim bilmiyorum.

Bakışlarımı bardağıma çevirdim.

Doruk:daldın.

Dedi elini yanağıma koyup ona bakmamı sağladı.

Tuana:babaa!

Diye oturduğu yerden hızla indi.

Hızla o tarafa döndüm.

Doruğun eli hala yanağımdaydı.
Ve onun bakışları da yanağımdaydı.

platonik (ÇT)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt