Yine duygularıma yenik düşmüş ağlıyordum.

Yağız:tuana-

Dediğinde telefonu yüzüne kapatım.

Elimi yere bastırdım.

Derin derin nefes alıp göz yaşlarımı durdurmaya çalıştım ama başarısız oldum.

Göz yaşlarım elime damlıyordu.

Hıçkırarak ağlamaya başladım.

Nerdeyse o adamla yatacaktım.
O adamı öpmüştüm!

Bunca yaşadığımız şeyden sonra onun evli çıkması yanlıştı.

Ne diye evlenmişti bu adam?

Tamam bu biraz yanlış olurdu.

Evlendiyse ne diye bana ilgi duyuyormuş gibi davaranıyordu?

Göz yaşlarım akmaya devam ederken sırt üstü yere uzandım.

Dizlerimi kendime çektim ve ağlamaya devam ettim.

Saatlarce ağladım.

Sadece ağladım.

Hiçbir şey yapmadan ağladım.

Aklımda sadece bir soru vardı.
Belki de iki.

Besteye de bana davrandığı gibi davranıyor muydu?

Bana davrandığının fazlasını yaşatıyordu belki de.

Besteyi gerçekten çok mu seviyordu?

İnsan sevmediği biri ile evlenir miydi?

Besteyi seviyordu. Belki de canımı en çok acıtan buydu.

Birini sevmesi.

Benden başka birini benden fazla sevmesi...

***

Kaç gün geçti saymamıştım.

Gün geçtikçe iyileşiyordum.
Ya da daha çok yaralanıyordum.

Hiç biriyle konuşmuyordum.

Arda birkaç kere konuşmak istemişti ama onu da defalarca red ettim.

Hiç birini görmeye hazır değildim.

Sanırım hepsi artık bunu kabul etmişlerdi.

Hergün defalarca arayıp rahatsız etmiyorlardı.

Mesaj atıp durmuyorlardı.

Artık gitmemi gerektirecek bir şey kalmadı.

Nerde olduğumu bilmiyorlardı.
Ne yaptığımı da.

O yüzden rahatım.

***

Yazarın anlatımı ile...

Demir:bu yaptığımız ne kadar doğu?

Dedi çağanın omzuna elini koyup.

Çağan:sadece birkaç gün sonuçta demir.

Dedi omzunu silkip önündeki kameraya döndü.

platonik (ÇT)Where stories live. Discover now