7,dudakların alev alev çağırıyor yangınlara

507 43 17
                                    

Hayatımın belki de en güzel gününden sonra en kötülerinin başlayacak olmasını tahmin etmemiştim kesinlikle.

O geceden sonra Edin'in de artık bir şeylerden kaçmadığını ve bu abi kardeş oyununa devam etmeyeceğini düşünmüştüm. Serdar'ın evinde bana abi deme demişti. Sonraki gün beni açık açık kıskanmıştı ve bazı yakınlaşmalar olmuştu. Fakat o hiçbiri olmamış gibi davranıyordu.

Tamam kaçan kovalanırdı ama bu kadar da kaçılmazdı amına koyayım.

Bugün antrenmanda da aynı şekilde benden en uzak yerde durmuş gerekmedikçe yan yana gelmemeye çalışıyordu.

Bugün ilk lig maçımıza çıkacaktık. Kariyerim boyunca sayısız maça çıkmama rağmen sanki ilk maçımmış gibi bir heyecan vardı içimde.

İsmail hoca son taktikleri de söyleyip bize başarılar dilemiş ve yardımcısının yanına gitmişti.

"Abi ben çok gerildim lan ya kaybedersek ne olacak?" Mert'in sorusunu Edin cevaplamıştı.

"Böyle düşünme Mert çok iyi geçecek. Kaptanınız olarak çok güveniyorum size. "  Mert bu konuşmayla biraz da olsa rahatlamış ve takım olarak koridora dizilmiş sahaya adım atmayı bekliyorduk.

Yanımda elimi tutan çocuk beni izliyor ve bir kaç şey söylüyordu. Onu sesten duyamadığım için eğilmiştim.

"Arkamızda ki abi çok yakışıklıymış. Büyüyünce ben de onun gibi olur muyum?" sorusuyla gülümsemiş ve saçını karıştırmıştım.

"Emin ol daha bile yakışıklı olursun." kimden bahsettiğimi bilmiyordum ve arkamı dönüp baktığımda Edin'le göz göze gelmiştim.

"Başarılar." soğuk bir sesle diyip tekrar önüme dönmüştüm. O böyle davranıyorsa ben de davranırdım.

"Sana da Dusan. " Ensemde hissettiğim ses ve sıcak nefesle bir adım öne gitmiş ve kafamı karıştırmasına izin vermemeye çalışmıştım.

Sonunda zaman geldiğinde yanımdaki küçüğe göz kırpıp yürümeye başlamıştım.

Tribünlerin sesiyle şaşırmıştım. Bu maçı çok istedikleri belliydi. Ben de onları üzmemek için elimden gelenin fazlasını yapacaktım.

İstiklal marşı okunmuş ve ilk düdük çalmıştı.

Takım olarak etkili ve koordine bir şekilde oynamamızın sonucunda Edin  topu ağlarla buluşturmuş ve tribünlerden beni sev şarkısına eşlik etmeleri için kollarını açıp kapatıyordu. Herkes Edin'e koşmuş ve sarılmıştı. Edin bana baktığında onu gülerek izlediğimi fark etmiş gülümsemesini genişletmişti.

Ona o an sarılmayı en çok ben istiyordum ama artık ona kırıldığımı ve bu anlamsız soğukluğun bitmesi
gerektiğini anlamasını istiyordum.

Maç kale vuruşuyla tekrar hareketlendiğinde tribünler daha da coşmuştu. Kısa bir sürenin ardından Edin tekrar topu kaleye atmış ve yine tribünlere doğru koşmuştu.

Bu sefer sikeyim atarını diyip ben de Edin'e doğru koştuğumda kollarını açmış ve beni kucağına davet etmişti. Kucağına atladığımda beni kalçamdan tutmuş düşmemem için desteklemişti.

Ben de kollarımı boynuna dolamış taraftarlarla beraber şarkıya eşlik ediyordum. Edin beni yere bıraktığında saçımdan öpmüş ve elini belime sürterek geri yerine doğru ilerlemişti.

Hâlâ belimde dokunuşunu hissederken ben de yerime dönmüştüm. İlk yarı aynı süratle devam ederken 45+5 te karşı takımın golüyle durum 2-1 olmuştu.

Edin Altay'ı alkışlayıp sorun olmadığını söylüyordu. İlk yarı böyle bitmiş ve biz de soyunma odamıza doğru gitmiştik.

"Abi o gol neydi ya?" Ferdi konuştuğunda Edin utanarak gülmüş ve teşekkür etmişti. Bu adamın en küçük bir iltifatta böyle olmasını beklemiyordum.

Edin kendi dolabını açıp içi boş su matarasını görünce yüzünü düşürmüştü.

Elimle açık dolabın kapağını kapatmış önüne geçip elimdeki şu şişesini gösterince hiç düşünmeden ilk suyu alıp tek dikişte bitirmiş sonra derin bir oh çekmişti.

"Çok susamışım teşekkür ederim Dusan. "

Ona aşağıdan bakarken elindeki şişeyi bana uzattı. Şişeyi alırken gereğinden fazla yakın durduğumuzu düşündüm. Diğerlerine baktığımda gülüşüp birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. Bizimle alakaları yoktu anlayacağınız.

Edin ellerini iki yanıma atıp dolaptan destek alarak biraz daha üzerime eğilmişti.

"İlk golden sonra niye gelmedin yanıma? "

"Bilmem kaç gündür benden kaçtığın içindir belki." Yakınlığımızdan etkilenmemiş gibi alaycıl bir tonda konuşabildiğim için kendimi kutluyordum.

"Özür dilerim kaçtığım için. Kafam çok karışıktı."

Ona biraz daha yaklaşıp burunlarımızı birbirine sürttüm.

"Şu an karışık değil mi?"

Gözleri kapalı derin nefesler alıyordu.

"Değil. Hiç değil. "

Dudaklarımı dişlediğimde o da gözlerini açmış ve bakışlarını dudaklarıma indirmişti.

"Herkes burada." konuşmamla tekrardan diğerlerine döndüğümde büyük bir dikkatle Mesut'un dediklerini dinliyorlardı.

"Olsun ne olacak."

"Ama maça çıkacağız birazdan."

"Çok mu etkilenirsin öpücüğümden. " şu an ikimizde sadece birbirimizin dudaklarına bakıyorduk.

"Hmm."

"Hadi beyler maça çıkıyoruz. Allah hepimizin yardımcısı olsun. "

Mesut ellerini dizine vurup kalktığında ben de hemen Edin'i ittirmiş ve diğerlerinin yanına gitmiştim.

"Bu sefer sen kaç bakalım."

Bu sefer Edin Haznedar

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Bu sefer Edin Haznedar

Alo ben Edin abin |ED×DTOnde histórias criam vida. Descubra agora