5. bölüm Aklımdaki sorular

631 270 83
                                    

Hep birlikte yola koyulduk
Yaşadığım olayların etkisini bir türlü atlatamıyordum. Yolda giderken ayaklarım hâlâ titriyordu. Bunu farketmis olmalılar ki, benim sanki aklımı dağıtmaya çalışıyorlardı.

Adam
"Ha bu arada evlat tanışmaya fırsatımız olmadı. Benim adım Rasim, buda benim eşim sultan" dedi

Bende
"Tanıştığımıza çok memnun oldum ve bana yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim " dedim

Sonra hemen eve gelmiştik. Evde birde 6 yaşlarında bir çocukları vardı. Onun ismide Mustafaydı. Sultan yenge seslenirken duymuştum. Mustafa çok konuşkan bir çocuktu.

Hemen yanıma geldi ve bana
" Abi sen o perili eve niye geldin ki" dedi.

Ben bişey diyemedim. Hemen Rasim amca da konuyu dağıtmak için ona mutfaktan bir bardak getirmesini söyledi.

Sonra
"Kusura bakma oğlum köydeki çocuklar orada kimse kalmadığı için oraya öyle bir isim takmışlar. Sen onun dediğini kafaya takma "dedi

Bende
"Söyledikleri pek yalanda sayılmaz" dedim ve sözüme devam ettim

"Size birsey sormak istiyorum. Siz ilk geldiğimde bana geri dönmemi söylemiştiniz neden böyle bişeyi bana önerdiniz. Siz, bizim o ev hakkın da birseyler mi biliyorsunuz" dedim

Rasim amca
"Pek bisey bilmiyoruz bizimkisi ondan bundan duyma şeyler ne kadar doğrudur bilinmez. Şimdi istersen sen karnını doyur yemekten sonra konuşuruz " dedi

Ben yemeğimi yerken babam aradı.
Hemen telaşla telefonu açtım
Alo baba der demez kendimi tutamadım ağlamaya başladım

Babam da
"Her şeyi biliyorum oğlum o yüzden bende köye geldim evdeyim ben seni bekliyorum" dedi ve kapattı

Ben hiç birşey düşünmeden hemen kaşığı bırakıp, Rasim amcaya bile ne olduğunu söylemeden fırlayıp gitmiştim . Rasim amca dur oğlum nereye gidiyorsun desede, ben hem koşuyorum hemde bağırarak Rasim amcaya cevap veriyordum

"Ben birazdan gelir sana açıklarım" dedim

Eve doğru koştum. Güneş daha yeni batmış, akşam üzeri olmustu.
Eve girmekten korkuyordum, ama evde babam vardı o yüzden çokta korkmadım.

Kapıyı çaldım. Babam kapıyı açtı. Hemen boğazına sarıldım.
Aniden burnuma gene o çürük et kokusu geldi. Her nezaman bu kokuyu duysam başıma kötü şeyler geliyordu.

Babama
"Bu kokuda ne sürekli burnuma gelip duruyor"dedim

Babamda
"Ne kokusu oğlum ben duymuyorum" dedi

ve sözüne devam etti
"Gel bak sana evi tanıtayım "dedi

Halbuki ben bana kızacak diye bekliyordum hiç konusunu bile açmadı. Bende hiç kurcalamadım tabi.
Babam bana anlatmaya başladı.

Eliyle köşedeki beşiği işaret ederek
"Bak bu senin beşiğin. Bu beşiği deden sen doğmadan önce kendi elleri ile yapmıştı"

Beşiğin biraz ilerisinde bir sandık vardı
"Bak buda annenin çeyiz sandığı içinde hâlâ ona ait eşyalar var sonra açıp içine de bakarız " dedikten sonra kapalı olan odanın kapısını açtı

"Gel bak burasıda bizim yatak odamızdı." Dedi

Sonra Babam camdan baktı. Bana birsey gösteriyordu.

"Bak ceviz ağacının oradaki sıralı taşları görüyormusun, oradaki en büyük taş senin taşın "

Sonra ben babama dönerek
"Nasıl yani ben hic bisey anlamadım" deyince

"zamanı var anlayacaksın merak etme" dedi.

Evde bir oda daha vardı ama orayı nedense sonra açacağını söyledi. Sonra
Bahçeye çıktık bahçede gene o koku yoğun bir şekilde duruyordu.

Babama
"baba gene o pis kokuyu duyuyorum " Dediğimde

Babam
"Bazen etrafta hayvan olabiliyor muhtemelen buralarda bir hayvan ölüsü vardır"dedi

Ve babam ceviz ağacını işaret ederek
"Bak bu ağacı benim dedem dikmiş. Biz
bu ağacın gölgesinde oturur yemek yerdik"Dedi

Ve sonra bana " gel içeri gidelim sana artık birini tanıtma vakti geldi"
Dedi

Ben şaşkınlıkla babamı takip ettim

(Degerli oy ve Yorumlarınızı bekliyorum)

(Bu bolumu begendiniz mi?)

Taşların sırrı  Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum