Temmuz: Söylemem.




Batın: Ya hep beni kandırıyorsun, yeter.

Batın: Acısını çıkaracağım, vakti geldiğinde.




Temmuz: Bana bakmayı bırakıp elindeki boş şişeyi kenara koysan iyi olacak.





Batın: Koydum, yenisini getirecekler şimdi.

Batın: Seni gördüğümde hayatım duruyor, aklım karışıyor, midem kasılıyor.

Batın: Temmuz bu kadar güzel olma.

Batın: Ve neden ceket getirmedin?




Temmuz: Bu havada neden ceket giyeyim?




Batın: Üşürsün ya, ondan. Asla kıyafetinden dolayı değil.




Temmuz: Üşürsem ısıtırlar.




Batın: Isıtırlar? Kim ısıtırlar?

Batın: Temmuz, delirtme insanı.

Batın: Şu telefonuna bak. Yanındaki kıza da söyle siktirsin gitsin.




Temmuz: Susar mısın? Onunla girişte tanıştım çok iyi bir ikili olduk.




Batın: En iyi ikili biz değil miydik?





Temmuz: Öyle miyiz ki?




Batın: Evet. Kesinlikle evet. Kime sorsan evet derler.

Batın: Konuyu değiştirdin, ısıtırlar demiştin.




Temmuz: Batın sen mağaradan ne zaman çıkacaksın?





Batın: Karım olduğun zaman.

Batın: Çünkü her anın benimle olacak, her şeyini o zaman benimle yaşayacaksın.

Batın: Çocuklarımız da olacak.




Temmuz: Sen ciddisin yani?




Batın: Belli olmuyor mu güzelliğim?

Batın: Yarış birazdan başlayacak, çok kalabalık bir yerde durma. Hatta benim odama gidebilirsin, ben adamlarıma senin ismini verdim. Koca bir ekranda var yarış görüntüleri.




Temmuz: Ya neyim ben çocuk mu?




Batın: Temmuz her giren insanı inceliyoruz ama belli olmuyor bitanem, lütfen odama gider misin?




Temmuz: Tarif et de gideyim!




Batın: Karşıda gördüğün asansörden 4. kata bas, ilerde sağda siyah kapılı.





YARIŞÇI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin