Odaya girip arkamdan kapıyı kapattım ve yatağa oturup Agâh'ı aradım. Bir kaç çalıştan sonra telefon meşgule atılmıştı. Büyük ihtimalle müsait değildi çünkü normalde aradığımda açıyordu.

Agâh telefonu açmayınca telefonu alıp odadan çıktım. İçeriden Ayşen'nin sesi geliyordu, biz geldiğimizde onlar abisi ile şehire gitmişlerdi ve yeni gelmiş olmalılardı.

" Ooo Asel hanım!" Ayşen kollarını açıp bana sarılınca bende sarıldım.

" Buyrun benim" sırtıma vura vura sarılan Ayşen ile bende onun sırtına vurdum.

" Napıyon kız, nişanlandıktan sonra daha mı kilo aldın ne" Ayşen'den ayrılıp göz devirdim.

" Ne alakası var, aynı kilodayım ben" Ayşen gülüp beni kolunun altına çekti.

" Şaka yapıyorum ya, gayet iyisin"

" Biliyorum bebeğim" Ayşen ile ayrıldıktan sonra boş olan yere oturmuştuk. Amcamlar biz  derken ev baya kalabalıklaşmıştı. Akşama doğru da diğer amcamgil geliyordu. Ve daha kalabalık olacaktık. Ev iki katlı olduğu için çok sıkıntı olmuyordu ama bu kadar kalabalık olmak aynı zamanda çok yorucu oluyordu.

" Bahçeye mi otursak ya?" Berat'ın sorduğu soruya annemler hayır derken biz evet demiştik. Biz gençler olarak bahçeye geçerken büyükler evde kalmışlardı.

Ayşen ile ben ikili koltuğa otururken erkeklerde kalan yerlere oturmuşlardı. Ayşen'in iki abisi vardı Berat da akşam gelecek olan amcamın çocuğuydu onun da iki kardeşi daha vardı.

Erkekler kendi aralarında maç muhabbeti yaparken bizde Ayşen ile onları dinliyorduk.

" Abi düşünebiliyor musunuz? Bizim Tadic'imiz var resmen ya. Ah ah " Berat'ın ağzı kulaklarında söylediği şeye Mehmet de aynı gülümseme ile katılmıştı.

( Tadic bir Fenerbahçe futbolcusudur. Mükemmel bir şey çok bakınca aşık olma riski var dikkat kqnxiwndiwndi)

" Ya üf, çok sıkıcısınız. Bizene Tadic den Altay'dan Dzeko dan. " Ayşen en sonunda abilerine tepki gösterirken Mehmet Ayşen'e burun kıvırıp

" Sen ne anlarsın zaten" demiş ve telefonuna dönmüştü. Bende hiç konuşmaya katılmadan dinliyordum sadece. Cebimde titreyen telefon ile elimi cebime sokup telefonu çıkarttım. Agâh arıyordu.

" Geliyorum ben" Ayşen'e haber verdikten sonra biraz ilerleyip telefonu açtım.

" Efendim"

" Napıyorsun yavrum" Agâh'tan gelen ' yavrum' kelimesi ile beraber yüzümde saçma bir gülümseme oluşurken cevap verdim.

" Hiç oturuyorduk, sen napıyorsun yavrum" Agâh telefonun ucundan küçük bir kahkaha atarken bende güldüm.

" Sevdim ben bunu, hep isterim" yüzümdeki şımarık gülümseme ile

" Olmaz, hep söyleyemem. Canım isterse söylerim"

" Bak sen. Peki o zaman sen ne zaman istersen söyle. Biraz önce aradığında telefon Ela'daydı meşgule atmış, sonrada gelmiş seni biri aradı kapattım diyor"

" Ağzını gözünü yerim ben onun ya, çok tatlı ve de akıllı çocuk. Hiç söylemeye de bilirdi. En azından söylemiş"

" Demi, demi. Aynı ben " Agâh'ın söylediğine gülüp

" Yalnız kız halaya çeker derler ama, sen bilirsin"

" Ela dayısına çekmiş, illa dayısına çekmesi için erkek mi olması gerekiyor?"

Dedikodu|TextingWhere stories live. Discover now