SESSİZLİK

119 3 2
                                    

(Sara Naeini~ Jane Maryam)

Bir odaya hapsedildiğini farz et. Belli aralıklarda odaya gelen gardiyanları hayır, hemşireleri görüyorsun. Bir fayda etmeyen ilaçları her aldığında kendini deli olmadığına ikna ediyorsun. Ben deli değilim...Ancak içimden bir ses neden bana aksi olduğumu söylüyor ki? Hayır bir değil! Birkaç tane. Aynı anda konuşuyorlar ve bu kafamdaki seslerin bir bütün olmasına sebep oluyor. Sesler susmuyor ve dünyanın belki de en berbat melodisinin yaranmasına neden oluyor. Ona her susmasını söylediğimde zihnimde canlanıyor ve beni burada, yanı başımda olduğuna ikna ediyor. Çok gerçekçi! Benimle konuşuyor, dertleşiyor hatta bana iltifatlar ediyor. Bu bazen hakaretlere de dönüşebiliyor. Onun ismi Bay Edward. Benim belki de tek arkadaşım...

Bay Edward. Benden tüm ailemi, arkadaşlarımı, sevdiklerimi aldı...Benden güzel Armoni'mi aldı...Bebeğimi aldı...

"Edward! Çık ortaya seni lanet herif!" diye çığlık attım bomboş odada. Tiz sesim kulağıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Ne diye bağırıyorsam? "Senden nefret ediyorum! Arkadaşım değilsin!"

Birden odaya iki hemşire geldiğinde yatakta geri geri gitmeye başladım. Yine aynısı oluyor. Yine bana o iğnelerden yapacaklar. Bunu istemiyorum. Edward'ın buraya gelmesini ve neden benim zihnimi seçtiğini söylemesini istiyorum. Zihnime kurduğu kapanların hesabını bana versin istiyorum. Kabul etmediğim bu lanet hastalığı bana neden bulaştırdığını söylesin istiyorum. Bekle! Ne hastalığı? Ben deli değilim ki...

Yine her zamanki antipsikotik ilaçlar, antidepresanlar...Her gün alınan bu ilaçlardan bıkmamak elde değildi. Artık eskisi gibi karşı koymuyordum bu ilaçlara. Lâkin bu hastalığımdan nefret etmediğim anlamına gelmiyor. Hem bu ilaçlardan hem de bu lanet hastalığımdan kurtulmanın bir yolu olmalı. Hayatımı cehennemden kurtarmanın bir yolu olmalı.

Benim hayatımı bu dört duvar arasına sığdırmıştılar. Bana göre burası bir cehennem, hemşirelerse buranın zebanileridir. Hepsinden nefret ediyorum!

Şuna bak! Hiçbiri bu işi yapmaktan haz duymuyor. Hepsi bizlerden, buradaki hastalardan nefret ediyor. Hepsini öldürmek istiyorum. Onlara asıl delinin kim olduğunu göstermek istiyorum. Yılbaşını evlerinde kutlayamadıkları için, tüm gün bizimle uğraştıkları için, hastalığımızı kabul etmediğimiz için, onlara zorluk çıkardığımız için hepsi bizden nefret ediyor. Onlara kalırsa biz onların hayatlarını ellerinden alıyoruz. Peki ya bizim hayatlarımız?

Bana verdikleri sakinleştirici miydi bilmiyorum ama nedense uykumun geldiğini hissediyorum. Uyumak istemiyorum çünkü rüyamda Armoni'yi görmüyorum. Sahi, o nerede? Neden beni ziyarete gelmedi? Neden beni burada Edward piçi ile yalnız bıraktı?

Peki diğer arkadaşlarım? Beni unuttular mı yoksa? Belki de artık arkadaş değilizdir...Bir şizofrenle arkadaşlık kurmayı kendilerine yakıştırmıyorlardır.

Hepsi onun suçu! Karşıma çıkmasaydı eğer, şu anda karım ve çocuklarımla mutlu aile tablosunda yer alabilirdim. Arkadaşlarımla bir kafeye gider, yolda gördüğüm çocuklara hep yaptığım gibi renkli balonlar hediye ederdim. Keşke o günlerimin kıymetini bilseydim...Sonumun böyle olacağını bilseydim eğer, o anları doya doya yaşardım. Hatta belki ölmeden önce yapılacaklar listesi kurardım ve o listedeki maddeleri tek tek hayata geçirirdim. Sevdiklerimle, eşimle, çocuklarımla...

Daha doğmadan ölmüş çocuğumun sebebi olmuşum gibi hissediyorum. Benim yüzümden öldüğünü biliyorum. Ah, Armoni! Benim güzel Armoni'm...Neden onları koruyamadın benden? Neden kendini koruyamadın benden?

SİLENCEWhere stories live. Discover now